Kaça kaç? | " /> Kaça kaç? | "/>

En Sıcak Konular

Dokuza, iki... Yediye, dört... Kaça kaç?

1 Nisan 2008 09:40 tsi
Dokuza, iki... Yediye, dört... Kaça kaç? AB sürecini savsaklamanın, demokratikleşmeyi samimi bir anlayışla tam gaz götürmemenin, ilkesel değil, simgesel siyasetin tuzağına düşmenin Türkiye'yi getirdiği nokta... 22 Temmuz'da genel seçim yaptığımızı, AK Parti'nin yüzde 47 oy aldığını hatırlayan

Mehmet Altan /  Star

Kaça kaç...

Anayasa Mahkemesi, AKP'nin kapatılması istemiyle açılan davayla ilgili iddianamenin ön incelemesini tamamladı ve iddianameyi kabul etti. Türkiye'de neredeyse herkes siyasileştiği ve 'evrensel hukukun' taraftarı pek kalmadığı için, çoğunluk spor-toto oynar gibiydi:

 Dokuza, iki... Yediye, dört... Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanının seçileceği toplantının karar için aranan sayıda milletvekili katılımı olmadan başlayamayacağına hükmettiğinde...

Bu çerçevede seçimin ilk iki turunda TBMM Genel Kurulu'nun en az 367 milletvekiliyle toplanması gerektiğini kararlaştırıp, Abdullah Gül'ün tek aday olarak katıldığı ilk turu, bu sayıya ulaşılamadığı gerekçesiyle iptal ettiğinde, bahisleri 'dokuz, ikiciler' kazanmıştı...

 Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve üyeler, dün saat 10.00'da AKP davasının iddianamesini görüşmeye başladı.

 Heyet, AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davada, iddianamenin ön incelemesini yaptı. Dört saat süren toplantının ardından iddianameyi kabul kararı verildi.

 Benim ilgimi çeken, Mahkeme sözcüsünün kararla ilgili yaptığı açıklama idi:

 'İddianamenin Abdullah Gül dışında kalan bölümünün kabulüne oybirliğiyle, Abdullah Gül yönünden de kabulüne oyçokluğuyla karar verildi.'

 Ne demek? Bu sefer 'onbire, onbir'...

 Cumhurbaşkanı da işin içine dahil olsun diyenler ise yediden az...

Hukukun kalmadığına inanç maalesef öyle büyüyor ki, bunlar konuşuluyor...

* * *

En hızlı ve yüksek sesle konuşanlar ise piyasalar oldu...

 Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti hakkındaki kapatılma davasına ilişkin iddianameyi kabul etmesi piyasalarda hızlı bir harekete neden oldu.

 İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), haftaya hızlı satışlarla başlarken, endeks ilk seansı yüzde 2.47 kayıpla 38 bin 525 puandan noktaladı. Borsa böylece 15 Ocak 2007'den bu yana en düşük seviyesini görmüş oldu.

 Piyasalardaki hareketleri değerlendiren uzmanlar, hem yurtdışındaki tedirginlikler hem de içerideki siyasi gerilimin borsada satışlara neden olduğunu belirtiyor.

 Özellikle AK Parti hakkındaki kapatma kararının riskini almak istemeyen yatırımcıların satışları endeksi hızla 38 bin sınırına itiyor.

 * * *

Dolar ise yeniden 1.31'in üzerine çıktı... Gene bir uzmanın:

'Doların yönünü yurtdışındaki veri akışı ve iç siyasetteki gerilim belirleyecek.

 Bu gerilim, döviz kurlarında önümüzdeki dönemde de yükseliş görme ihtimalimizi artırıyor.

 Dolarda 1.26 çok önemli bir destek.

 Kurun bu seviyenin altına inmesi artık çok zor. Şu anki band 1.26-1.32 bandı.

Eğer dolar 1.32'nin üzerine çıkarsa bu sefer yeni bandın üst sınırı hızlı bir şekilde 1.40 olur.' dediğini okudum...

 * * *

Anayasa Mahkemesi'nin kararını gördük...

 Şimdi iddianame AKP'ye gönderilecek ve savunma yapması için bir ay süre verilecek.

 AKP'nin ek süre talebinde bulunma hakkı var. Ancak son kararı yine Anayasa Mahkemesi verecek.

Teknik yol sürecini ezbere biliyoruz artık...

Ama merak edilenler bunlar değil, görüntünün değil, esasın ne olduğu?

 Benim anladığım 'iç egemenlik kavgası' hız kesmedi, tam sürat yol almakta...

Şimdi bundan sonrasını daha net görmemizi sağlayacak gelişme, AK Parti'nin izleyeceği yol, alacağı tutum...

 Ne yapacağını netleştirmesi, bir sonraki tabloyu görmeyi ancak kısmen kolaylaştıracak...

 Bu arada piyasalar tıknefes olmaya devam edecek...

 AB sürecini savsaklamanın, demokratikleşmeyi samimi bir anlayışla tam gaz götürmemenin, ilkesel değil, simgesel siyasetin tuzağına düşmenin Türkiye'yi getirdiği nokta...

 22 Temmuz'da genel seçim yaptığımızı, AK Parti'nin yüzde 47 oy aldığını hatırlayan kaldı mı?

* * *

Umarım, Anayasa Mahkemesi kararlarından çok daha önce başlayan ve bağımsız seyrettiği ısrarla vurgulanan Ergenekon süreci de hiç bir şeyden etkilenmeden, tüm organizasyonu ortaya çıkarıp, yargılayıp, gerekiyor ise cezalandıracak şekilde devam eder... Şemdinli gibi yarıda kalmaz...

 Bunu neden vurguluyorum? Çünkü 28 Şubat da Susurluk ertesinde patladı...

 Burası anayasaya göre 'hukuk devleti'...

 28 Şubat ardından çok partiler kapatıldı ama Susurluk bir türlü tam ortaya çıkmadı...

Benzetmek gibi olmasın da gene de ben söylemiş olayım...

 

 

 



Bu haber 1,552 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,652 µs