En Sıcak Konular

Santaro'nun da öldürüleceğini biliyorlardı

31 Mart 2008 15:23 tsi
Hrant Dink'in avukatı Fethiye Çetin, Hrant gibi Rahip Santaro cinayetinin de önceden bilindiğini söyledi. Çetin: "Bu davayı birinin üstlenmesi lazım. Çünkü Santoro davasının sahibi yok. Cinayette şikâyetçi yok. Santoro’nun ailesi yok. Kimsesi yok.

Neşe Düzel'in Fethiye Çetin ile röportajı:

NEDEN? FETHIYE ÇETIN
Yakın tarihin en önemli siyasi cinayetlerinden biri olan Hrant Dink Davası bir yıl önce açıldığı noktada duruyordu ve davanın delilleri savcılardan gene gizlenmeye devam ediyordu ki... Birden davanın seyrini değiştirecek çok önemli bir gelişme oldu. Iki Jandarma astsubay beklenmedik bir biçimde ifadelerini değiştirdiler ve Hrant Dink’in öldürüleceğini bildiklerini ve bu bilgiyi daha önceden komutanlarına haber verdiklerini açıkladılar. Böylece Hrant Dink’in öldürüleceğinin güvenlik güçleri tarafından bilindiği iddiası ilk kez ifadelerle doğrulanmış oldu. Oysa bugüne dek müfettişlerin yaptığı soruşturmalarda hiçbir güvenlik görevlisi kusurlu bulunmamıştı. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin’le Istihbaratçı Jandarma astsubayların bu değişen ifadesinin davayı nasıl etkileyeceğini, cinayeti bildiği söylenen Jandarma komutanı albayla ilgili şimdi mahkemenin ne yapacağını, Hrant Dink cinayetinin aydınlatılıp aydınlatılamayacağını ve son gelişmeler ışığında bu cinayetin izinin nerelere kadar uzanacağını, Ergenekon’la ilişkilerini konuştuk.
 
Hrant Dink davasında yeni bir gelişme oldu. Iki Jandarma astsubay, cinayetin işleneceğini daha önceden üstlerine haber verdiklerini açıkladılar. Bu yeni açıklama, davanın seyrini etkiler mi?
Çok etkileyecek. Aslında Hrant Dink davası, on bir gün öncesine kadar açıldığı haliyle duruyordu. Bir yıldır hiçbir yeni belge, delil bulunamamıştı. Sadece Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun Iğci hakkında da dava açılmasıyla birlikte sanık sayısı 18’den 19’a çıkmıştı. Fakat on bir gün önce ok önemli bir gelişme oldu.
Ne oldu?
Istihbaratçı iki Jandarma astsubay ifadelerini değiştirdiler ve cinayetin işleneceğini Trabzon Il Jandarma Komutanı’na önceden haber verdiklerini açıkladılar.
Bu gelişme davanın seyrini değiştirir mi peki?
Tabii ki değiştirecek. Bu gelişme, Hrant Dink davasının aydınlanması için kapı açacak. Ayrıca Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi için de büyük bir imkân bu. Çünkü ilk kez çetelerin merkezine, Ergenekon denilen yapının kalbine gitmek için bir fırsat çıktı ortaya. Zira bugüne dek güvenlik görevlileri hakkında cinayeti önceden bildikleri halde hiçbir önlem almadıkları ve savcılardan delilleri gizledikleri iddiasıyla açılan soruşturmalardan hiçbir şey çıkmadı. Kimse görevini ihmal etmiş bile bulunmadı. Hem Trabzon Emniyeti’nde hem Jandarma Komutanlığı’nda bu soruşturmalar çok yüzeysel yürütüldü.
Peki, şimdi iki Jandarma astsubayı ifadelerini değiştirdiler. Bu sürpriz ifade değişikliğinden sonra mahkemenin yapması gereken ne?
Bu istihbaratçı iki Jandarma astsubayının anlattıklarına göre, Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmek için planlar yaptığını eniştesi Coşkun Iğci’den öğreniyorlar. Bilgiyi hemen üstlerine bir toplantıda bildiriyorlar. Bu üstlerden biri o sırada Trabzon Il Jandarma Alay Komutanı olan Ali Öz. Albay Ali Öz, “Bunu sonra özel olarak konuşuruz” diyerek konuyu kapatıyor. Diğeri de Trabzon Jandarma Istihbarat Şube Müdürü yüzbaşı Metin Yıldız. Astsubaylar “Bu konu ne olacak? Sizden talimat bekliyoruz” diye üstelediklerinde, Metin Yıldız da “Bilmiyorum’ falan diyerek olayı geçiştiriyor. Ama şimdi öğreniyoruz ki, cinayetten sonra bütün bunlar kendi aralarında tekrar gündeme geliyor.
Peki, ne yapılıyor?
Kendilerini kurtarmak için sahte istihbarat belgesi düzenliyorlar. Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun Iğci’nin Hrant’ın öldürüleceği bilgisini cinayet işlendikten sonra verdiğini yazıyorlar. Iki astsubay değiştirdikleri ifadelerinde, üstlerinin emriyle yazdıkları bu sahte belgeyi açıkladılar işte. “Trabzon Il Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, bu sahte istihbaratı Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderdi” dediler. Üstelik Albay Ali Öz bu sahte evraka Hrant’la ilgili kendi yorumlarını da ekliyor, onu hain olarak nitelendiriyor.
Cinayeti daha önceden haber aldığı halde bunun üstünü örttüğü anlaşılan Jandarma albay hakkında suç duyurusunda bulundunuz mu?
Bulunacağız tabii. Türk Ceza Kanunu’nun 83. maddesi çok açık. ‘Eğer size cinayeti önleme görevi verilmişse ve siz bunu önlemiyorsanız, o zaman cinayet suçlusu olarak yargılanırsınız’ diyor. Jandarma komutanı albay Ali Öz ve yüzbaşı Metin Yıldız cinayet suçuyla yargılanmalılar. Bu, basit bir görevi ihmal suçu değil. Mahkemeden, haklarında cinayetten dava açılmasını isteyeceğiz.
Bütün bunlar, Dink cinayetinin ‘üç beş çocuğun işi’ olmadığını gösteriyor. Mahkeme çete bağlantılarını araştırıyor mu?
Biz baştan beri, “Bu cinayet üç, beş çocuğun işi değil. Asıl azmettiriciler davanın şu anki sanıkları değil. Hrant Dink cinayeti çok daha organize bir yapının işi. Bunlar çok planlı hareket ettiler. Hatta bunların Dink’i öldürme planı 2004 yılında başladı. Hrant Dink cinayetinde çok uzun bir hazırlık süreci yaşandı” dedik. Nitekim cinayete hazırlık sürecine baktığımızda, bugün Ergenekon soruşturmasından gözaltına alınan bazı kişileri görüyoruz.
Kimleri görüyoruz?
Bunlar, Hrant Dink hakkında dava açılmasını sağladılar, onu bir nefret objesi haline getirdiler, hedef gösterdiler. Hrant’ın duruşmalarını kampanyaya dönüştürdüler. Bir duruşmada Hrant’ı bunların linçinden zor kurtardık. Yumruklar, tükürükler, küfürler... Bu saldırganların arasında Veli Küçük, Sevgi Erenerol, Oktay Yıldırım ve Kemal Kerinçsiz gibi bugün Ergenekon’dan tutuklu dört sanık da vardı. Zaten Veli Küçük Hrant’ın duruşmalarına daima gelirdi. Koridorda onu gören herkes önünü ilikleyip elini öperdi.
Dink cinayeti davasıyla Ergenekon soruşturmasının dosyaları birleşecek mi ya da birleşmeli mi sizce?
Ergenekon davası açıldığında dosyaları inceleyeceğiz ve gerekirse iki davayı birleştireceğiz ya da Ergenekon davasına biz de dahil olacağız. Bu iki dava mutlaka birbirine değecek. Çünkü Dink cinayeti Ergenekon çetesiyle bağlantılı. Ergenekoncuların Dink cinayetinin hazırlık sürecinde çok büyük rolü var. Ayrıca cinayetle ilgili bazı telefon görüşmeleri de söz konusu. Mesela Ergenekon soruşturmasının şüphelileri Vehbi Şanlı’yla Nejat Mete arasındaki telefon görüşmesinde, “Bizim çocuklar mı yaptı” diye soruluyor. Karşıdaki de “Evet, ellerine sağlık” diyor. Ergenekon davasıyla Hrant Dink cinayeti arasında çok büyük bağlantılar var. Iki Jandarma astsubayın ifadelerinden hareket edersek, Ergenekon denilen yapının halen görevde olan emniyet ve Jandarma kanadına ulaşabiliriz. Bu büyük fırsat. Dink cinayetiyle Ergenekon’un kalbine gidilebilir.
Anlamadım...
Mesela Dink öldürüldüğünde Giresun Jandarma Komutanı Dursun Ali Karaduman’dı. Şu anda emekli olan Karaduman, Giresun’a Veli Küçük’ün yerine atanmıştı. Türkiye’nin kuzeyinde Ermenilere düşman bir ortam yaratmak için özel bir çalışma yapılıyor sanki. General Karaduman, Hrant öldürüldükten sonra şehit cenazelerinde Hrant’ı hain ilan eden konuşmalar yapıyor, şehit ailesini Hrant’a karşı kışkırtan şiirler okuyor. Hrant Dink davasıyla bütün bunlar da soruşturulacak, bu yapının kalbine gidilecek.
Savcılardan ve avukatlardan delillerin saklandığından şikâyet ediyordunuz. Deliller saklanmıyor mu artık?
Hâlâ saklanıyor... Mesela Trabzon Emniyeti, Yasin Hayal’i dinleme kararı çıkarmak için Mahkeme’ye başvurmuş. Bize bu başvuru evrakı, yazının bir bölümünün üstü kapatılarak geldi. Belgeyi yeniden istedik. Ve üstü kapatılan cümlede, ‘Yasin Hayal McDonald’s bombalaması nedeniyle cezaevinde tutuklu bulunduğu sürede içeride birçok önemli irtibat edindi’ diye yazdığını gördük. Hayal’i cezaevinde Veli Küçük’ün, Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz’in ziyaret ettiği söyleniyor. Zaten şimdi biz Jandarma astsubayların değiştirdikleri ifadeden öğreniyoruz ki, Jandarma istihbarat Yasin Hayal’i McDanold’s’ı bombaladığı 2004 yılından beri hem fiziki olarak takip etmiş hem de telefonlarını dinlenmiş.
Bu ne anlama geliyor?
Takip tutanakları var demektir bu. Şimdi takip tutanaklarından, Yasin Hayal’in Trabzon’da ve cezaevinde kimlerle görüştüğü, kimlerden talimat aldığı, Istanbul’a Hrant Dink’i öldürmek için geldiğinde kimlerle irtibat kurduğu, Agos’un çevresinde kimlerle keşif yaptığı ortaya çıkacak.
Hrant Dink’i öldürülmeden önce vilayete çağırıp iki görevlinin uyardığına ya da tehdit ettiğine dair de haberler çıkmıştı. O iki kişinin kimliğini tespit edebildiniz mi?
Edemedik. Mahkeme de bu iki kişiyi araştırmıyor. Bir yerlerden herhalde onlara, ‘bu konunun üzerine gitmeyin’ denildi. Hâlbuki Hrant’ın Agos’taki son iki yazısı bu tehditle ilgiliydi. Hrant, Sabiha Gökçen’in yetimhaneden alınmış bir Ermeni kızı olduğu haberini Agos’ta yayınladıktan sonra 2004 şubatında Istanbul Valiliği’ne çağırılıyor. Kendi algılamasıyla uyarılıyor, tehdit ediliyor. Bunu yapan Vali Yardımcısı Ergün Güngör hâlâ aynı görevde. Mahkeme bunu soruşturmuyor. Ama cinayetten hemen sonra bir milletvekili soru önergesi vermiş ve dönemin Içişleri Bakanı bunların istihbarat görevlisi olduğunu söylemiş. Büyük ölçüde MIT’ten bunlar.
Mahkeme sürerken, Büyük Millet Meclisi komisyonunun çalışmaları da sürüyor. Bu araştırmalardan nasıl bir sonuç alınacağını düşünüyorsunuz?
Pek bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Ama TBMM’nin Dink cinayetine duyarlı olması ve izlemesi önemli tabii. Iki astsubayın ifadelerinden sonra cinayetin aydınlanması konusunda bizim elimiz güçlendi şimdi.
Astsubayların ifade değiştirerek gerçeği açıklamalarına neyin sebep olduğuna dair bir bilginiz ya da fikriniz var mı?
Fikrim var. Bu astsubaylar üstlerini suçlayan çok ayrıntılı, çok önemli şeyler anlattılar mahkemeye. Bu bir işaret. Ergenekon’un sadece sivil hayattaki kanadı değil, asker içindeki bazı bağlantıları ve uzantıları da gözden çıkarıldı bence. Ergenekon örgütlenmesinin asker içindeki bazı uzantılarını deşifre sürecine girildi. Orduda bir tasfiye başladı, suç işleyenler gözden çıkarılacak. Bütün bunlar Silahlı Kuvvetler’in kararıyla oluyor.
Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?
Çünkü ifadelerini değiştiren bu Jandarma astsubaylar, komutanlarını deşifre ederek çok önemli açıklamalarda bulundular ve ifadelerini verdikten sonra da rahatça ve güven içinde birliklerine geri döndüler. Gerçi bu astsubayların görev yerleri değişmişti ama olsun. Şunu çok iyi biliyoruz ki, Jandarma Istihbarat’ta öyle bir şeyleri açığa vurup sonra göreve geri dönmek zordur. Demek ki bu Jandarma astsubaylar kendilerini güvende hissediyorlar. Askerin içinde suç işleyenlerin gözden çıkarılacağının bir işaretidir bu. Ayrıca... Ergenekon operasyonu henüz yeni başlamıştı ki, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt 30 ocakta birden bire “TSK suç örgütü değildir” diye bir açıklama yaptı.
Makedonya Savunma Bakanı’yla görüşmesini sürpriz bir biçimde basına açık tuttu ve bütün gazeteler Büyükanıt’tan türban serbestîsiyle ilgili bir açıklama beklerken, o “TSK suç örgütü değildir. Hata yapanlar olabilir. Bir suç varsa yargı buna karar verir ve cezalandırır” dedi. Siz bu sözleri nasıl yorumladınız?
TSK içerisinde suç işleyen bir yapı var ve bu yapı deşifre ve tasfiye ediliyor. Büyükanıt’ın “TSK suç örgütü değildir” demesi, suç işleyenler tasfiye olacaklar anlamına geliyor. Bu süreç devam ettirilirse, Emniyet’te de çözülmeler olacak. Dink cinayetiyle ilgili olarak Trabzon Emniyeti’nde iş kapatıldı ama Istanbul Emniyeti’nde soruşturma sürüyor. Jandarma’daki gibi bir tasfiye sürecinin başlayabilmesi için ve Istanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile Emniyet Genel Müdürlüğü Istihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in görevlerinden alınmaları gerekir. Çünkü hakkında soruşturma yürütülen kişiler bunlar. Akyürek, Hrant öldürüldüğünde Trabzon Emniyet Müdürü’ydü. Eğer Cerrah ve Akyürek görevden alınırlarsa, işte o zaman astları, üzerlerindeki baskı kalktığı için Jandarma astsubayları gibi konuşabilirler.
Peki, siz istihbaratçı iki Jandarma astsubayın açıkladıkları konularda daha önceden bir bilgiye sahip miydiniz?
Biz Dink cinayetini Jandarma’nın önceden bildiğini biliyorduk ama bu gerçeğin üstü kapatılıyordu. Jandarma müfettişleri, ‘Hiçbir Jandarma görevlisinin kusuru yok, hiçbirinin hakkında soruşturma açılmasın’ diye rapor bile vermişti. Ama şimdi Hrant Dink davası yeniden başlıyor. Emniyet, Jandarma ve Istihbarat’taki uzantıları açığa çıkarılırsa, Hrant Dink cinayeti aydınlatılabilir.
Peki, sizce albay neden istihbarat aldığı halde, bu cinayeti önleyecek işlemler yapmadı?
Bu albayın eylemi basit bir görevi ihmal suçu değil. Bu albay organize cinayete bir biçimde ortak oldu. Bakın... Bugüne kadar Ergenekon operasyonunda hep sivil hayatın içindeki emekli askerler ve polisler çıktı. Ilk kez Jandarma astsubayların ifadelerini değiştirmesiyle birlikte, Ergenekon’da farklı bir boyut yaşanıyor ve operasyon artık görevdeki güvenlik güçlerine kadar uzanıyor. Çok önemli fırsat bu. Çünkü Dink davasıyla Ergenekon’un görevde olanlarına ulaşılacak. Ergenekon’un devletin içindeki ayağı da ortaya çıkacak. Hrant Dink davasıyla Ergenekon’un kalbine gidilecek.
Sizce bu cinayet önlenebilir miydi?
Çok kolay önlenebilirdi. Dink’in öldürüleceğini, hayatının tehdit altında olduğunu devlet 2004 yılından itibaren biliyordu. Hrant ise bunu öldürülmeden on gün önce anladı. Kendisiyle Agos’ta görüştüm. Onu ilk kez o gün çok tedirgin gördüm. “Bir süre uzaklaş istersen buradan” diye ısrar ettik. Böyle şeylere hiç sıcak bakmazdı. Ilk kez, “Herkes bunu söylüyor. Belki de bir süre gitmek lazım” dedi. Hrant, Veli Küçük’ün duruşmalara gelmesinden ve davaya müdahil olmak için dilekçe vermesinden çok tedirgin oldu. Zaten sonra Hrant’a tehdit telefonları ve mektupları gelmeye başladı.
Ergenekon’un tutuklu sanıklarından Doçent Emin Gürses’in, “Dink’in öldürüleceğini ben üç ay önce öğrendim, saldırıyı emniyete, istihbarata bildirdim” dediğini açıkladı Star gazetesi. Gürses’in mahkemede dinlenmesi için bir talebeniz olacak mı?
Savcının hemen ifadesini almasını isteyeceğiz.
Anlaşılan bu cinayetin işleneceğini devlet görevlileri de dahil olmak üzere herkes biliyormuş. Neden önlenmedi sizce?
Hrant Dink Ermeniydi. Son yıllarda oluşturulan kültürden, Ermeni düşmanlığından payını aldı. Bu cinayeti ajandasına almış ve planlamış bir örgütlü güç var. Her yerde uzantıları olan bir güç bu. Düşmanlık ortamını iyice geliştirdi, Hrant’ı bir Türk düşmanı olarak gösterdi. Ve bu cinayeti, Polis de, Jandarma da önlemedi. Şimdi Hrant’ı hain olarak gösterenler, Ergenekon operasyonundan tutuklular. Bunların devlet içerisindeki uzantılarına Hrant üzerinden gidebiliriz.
Bu cinayetin bütün ayrıntılarının ve arkasındaki ilişki ağlarının ortaya çıkarılabileceğine inanıyor musunuz?
Eğer Ergenekon operasyonundan geri adım atılmazsa, uzlaşma denilen sürece girilmezse ilişki ağları ortaya çıkarılabilir. Yasin Hayal’le ilgili bir evrakı ısrarla Emniyet’ten istedik. Bu evrak geldiğinde ne gördük biliyor musunuz? Meğer rahip Santoro da öldürülmeden önce Emniyet tarafından dinleniyormuş. Üstelik Katolik rahibi Pontusçuluk yaptığı gerekçesiyle dinlemişler. Rahip Santoro polis tarafından dinlenirken öldürüldü. Demek ki polis rahibi izliyordu. Çünkü dinlemek aynı zamanda izlemek demektir.
Santoro’nun da öldürüleceği Hrant Dink gibi önceden güvenlik güçleri tarafından biliniyor muydu?
Evet, bu belge bilindiğini gösteriyor. Bu cinayeti de on sekiz yaşından küçük bir gence işlettirdiler. Biliyorsunuz... Veli Küçük ve bazı generaller tarafından Karadeniz’de Pontusçuluk diye bir korku oluşturuldu. Santoro’nun dosyasını okudum. Cinayetin aydınlatılması konusunda hiçbir çaba yok. Tetikçinin verdiği “Pontusçuluk, misyonerlik yapıyordu, ben de öldürdüm” ifadesiyle yetinilmiş. Silahı nereden aldığı konusunda bir sürü çelişkili ifade var. O bile araştırılmamış. Bu dava şimdi Yargıtay’da. Çocuk suçlu bulundu ve cezası yaştan ötürü düşürüldü. Ve biz, Santoro cinayetiyle ilgili bu yeni belgeye Yasin Hayal’le ilgili bir evrakın peşine düştüğümüzde tesadüfen rastladık. Çünkü Emniyet’in Hayal’i ve Santoro’yu dinleme talebi mahkemeye aynı yazıda gitmiş. Santoro’nun dava dosyasında ise ölümünden önce dinlendiği bilgisi yok. Şimdi bunu nasıl açıklayacaklar bilmiyorum.
Santoro davasının yeniden görülmesi gerekmiyor mu şimdi?
Evet gerekiyor. Hrant’tan bir yıl önce işlenen bu cinayeti öylece kapamak istiyorlar. Bu davayı birinin üstlenmesi lazım. Çünkü Santoro davasının sahibi yok. Cinayette şikâyetçi yok. Santoro’nun ailesi yok. Kimsesi yok.

Taraf



Bu haber 609 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,358 µs