En Sıcak Konular

Ecevit’i kim öldürdü?

30 Mart 2008 19:56 tsi
Ecevit’i kim öldürdü? Danıştay saldırısı sonrası toplumun farklı katmanlarında infial derecesinde tepkiler gelmişti. Birçok şey ortaya çıktı artık, infial ekibi şimdi ne yapacak? Eser Karakaş kritik soruyu soruyor: Laik cumhuriyet için yürüyenler hukuka dayalı Cumhuriyet için

Eser Karakaş/Star

Ecevit'i kim öldürdü?

Bugünlerde aklıma takılan soruların başında 17 Mayıs 2006 tarihinde menfur bir saldırıda yaşamını yitiren Emekli Vali, Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in ailesinin ve Özbilgin'in cenaze töreninden hemen sonra rahatsızlanarak bir süre sonra vefat eden Bülent Ecevit'in eşi Sayın Rahşan Ecevit'in Ergenekon ön soruşturmasına ilişkin basına yansıyan haberleri nasıl bir ruh haliyle izledikleri.

Artık eskiden olduğu gibi gazete kupür koleksiyonu yapmaya da pek gerek yok, internet ortamından menfur Danıştay saldırısını izleyen günlerde toplumun çeşitli kesimlerinin nasıl tepkiler verdiğine beş saniye içinde ulaşabiliyorsunuz.

Alparslan Arslan hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı mevcut ama son günlerde basına yansıyan haberler, öne sürülen iddialar Danıştay saldırısı meselesinin daha farklı boyutlar da içerebileceği güçlü ihtimalini ortaya koyuyor.

Doğrudur, daha henüz ortada Ergenekon meselesinin resmi iddianamesi bile yok, tüm bilgilerimiz internet üzerinden ulaşabildiğimiz basın haberleri ama bunlar bile meselenin arka planının çok farklı olabileceği ihtimalinin güçlülüğüne işaret ediyor.

* * *

Danıştay cinayetini izleyen gün yargı mensupları, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi üyeleri saat 11.00'de saldırıyı protesto etmek için Anıtkabir'i ziyaret ediyorlar.

Böyle menfur bir cinayet sonrası, cinayetin nedeni ne olursa olsun, maktulün meslektaşlarının protesto eylemi yapmaları kadar doğal, demokratik ve en önemlisi insani başka bir şey olamaz ama söz konusu protestocular yüksek yargı mensupları iseler tepkilerinin hedefinde biraz daha temkinli olmalarında yarar olduğu anlaşılıyor.

Önümüzdeki günlerde ilginç gelişmelere şahit olabilir ve Danıştay cinayetinin arkasında yatan nedenin bambaşka bir neden olduğu konusunda çok güçlü hukuki kanıtlara ulaşabiliriz diye düşünüyorum.

Şayet söz konusu menfur cinayetin laik Cumhuriyet'e yönelik değil de daha farklı bir nedenden işlendiği ortaya çıkarsa aynı yargı mensuplarının bu gelişme karşısında nasıl bir tavır takınacaklarını, mesela 'Atam, biz fena halde aldatıldık' yazılı pankartlarla yine Anıtkabir'e cüppeleriyle ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceklerini gerçekten çok merak ediyorum.

Danıştay saldırısı sonrası üniversite çevrelerinden de haklı olarak çok güçlü bir tepki gelmişti.

Haklı olarak diyorum zira nedeni ne olursa olsun bir yüksek yargı mensubunun öldürülmesi güçlü bir tepki gerektirir ama hedef konusunda, aynen yüksek yargı organları mensupları gibi, üniversite çevrelerinin de biraz daha kuşkucu, temkinli olmalarında şekilde görüldüğü gibi büyük yarar var.

Dönemin YÖK Başkanı Sayın Teziç'i, üniversite rektörlerini ve yaklaşık bin öğretim üyesini de yine cüppeleriyle, cinayetin laik Cumhuriyet'e yönelik bir saldırı olduğu konusunda emin adımlarla Aslanlı Yol'da hatırlıyoruz.

Üniversitelerarası Kurul'da, kuşkuculuktan çok uzak bir yöntemle, şu açıklamayı yapmış idi: 'Son olarak Danıştay'a yapılan pervasız saldırı sabır sınırlarını aşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin teminatı olan tüm kaleler tek tek ele geçirilmeye, zorbaca saldırılarla yıldırılmaya çalışılmaktadır'.

Menfur olaydan yaklaşık iki sene sonra gelinen noktanın gündeme taşıdığı ihtimaller yargıçların, rektörlerin, ÜAK üyelerinin vurguladıkları çerçeveden farklı bir gündeme tekabül etmektedir.

Yargıçların, rektörlerin, ÜAK üyelerinin danışıklı dövüş içinde olabilecekleri ihtimalini düşünmek dahi istemiyorum ama bu çok önemli görevlere gelmiş kişilerin analiz düzeylerini biraz daha zorlamalarında büyük kamusal fayda olabilir.

Ergenekon soruşturması sonrası hukuki kanıtlar ortaya başka bir manzara çıkarırsa aynı yargıçları, aynı rektörleri, aynı ÜAK üyelerini yine Aslanlı Yol'da yine cüppeleriyle bu sefer vurguyu laik Cumhuriyet'e değil de hukuk devletine dayalı bir Cumhuriyet' e yaparken izleyebilecek miyiz acaba?

Rahmetli Bülent Ecevit'in de rahatsızlanarak vefatına giden süreci açan güçler acaba gerçekten kimler idi, bu sorunun cevabını tereddüte yer olmadan alabilmek önümüzdeki ayların temel meselesidir diye düşünüyorum.



Bu haber 807 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,845 µs