'Uzlaşma'ya değil, 'kaos'a

28 Mart 2008 16:05 tsi
“Uzlaşma’dan kasıt ne? Uzlaşalım derken 301’den, türban ve Kürt paketinden, Ergenekon’dan vaz mı geçeceğiz?.. ‘Uzlaşma’ bugün için en tehlikeli şey. Şimdi olması gereken gerçek bir kaos!..” İddia ediyoruz, Emekli

80 olayları sırasında Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde görev yapan emekli Hâkim Albay Ümit Kardaş, son günlerde oldukça popüler olan 'uzlaşma' arayışlarına orta yerinden dalış yaptı!

Demokrat görüşleriyle farklı kesimlerin beğenisini kazanan Kardaş, iyibilgi’ye yaptığı açıklamalarda çok fena ezber bozacak gibi.

Uzlaşmanın bugün için en tehlikeli şey olduğunu söyleyen Kardaş, şimdi olması gerekenin gerçek bir kaos olduğunu söyledi.

Halen avukatlık yapan Ümit Kardaş’ın görüşleri noktası, virgülüne kadar şöyle:

Gerçek demokratlar kaostan değil, uzlaşma olmasından kaygılı!

Gerçekten demokrasi isteyen herkesin kaygısı aslında kaos değil, uzlaşma! Zira bu gün için uzlaşma, rejimi demokrasi olmayan bir sistemin devamı anlamına geliyor. Burada uzlaşılacak olay belli. Biz bir demokrasi ülkesi yaratacaksak,

Ergenekon operasyonunda amaç belli birkaç kişiyi toplayıp gözaltına almak mı, devleti hukuk kuralları içinde hareket eder bir yapıya ve zihniyete kavuşturmak mı? Bunun için bir yüzleşme ve hesaplaşma yapmamız gerekiyor.

Hükümet asla geri adım atmamalı

O yüzden bir geri adım atılması düşünülmemeli. 301’den, Kürt sorunundan geri adım atılmamalı. Elbette hükümetin yaptıkları küçümsenemez ama bunlar daha buzdağının görünen yüzü. Daha buralarda vazgeçeceklerse, eski düzen devam eder. Ergenekon’un devlet içindeki uzantılarının üzerine gidilmesi, yukarıdaki isimlerin de yargılanması gerekiyor.

Türkiye’de sorun, gerçek bir sol muhalefetin olmaması. Bakın ben de AKP’nin birçok uygulamasını eleştirmek istiyorum. Ama biz öylem bir duruma geliyoruz ki, yapılan bazı antidemokratik uygulamaları eleştirip demokratik ilkeleri savunurken sanki AKP’yi savunur pozisyona düşüyoruz.

Kurumların şirazesi bozuldu

Gerçek bir sol muhalefet olmadığı için bürokrasi, yargı, ordu, üniversite sanki muhalefet makamı gibi ortaya çıkıyor, bu kurumlar ile hükümetin uzlaşması demek demokrasi içinde anormal bir durum. Türkiye’de kurumların şirazesi bozuldu AKP’nin alternatifi siyasi partilerdir ve bir uzlaşma olacaksa da bunlar arasında olmalı.

CHP bir muhalefet partisi olmaktan çıktı. Sol bir parti zaten hiç değil. Demokrasiye inanmıyor, otoriter bir rejimden yana görünüyor, darbeleri kışkırtıyor.

Şu an Türkiye’nin bir uzlaşmadan çok kaosa ihtiyacı var. Artık bir hesaplaşma yapmamız gerekiyor. Benim umudum, Türkiye’nin bu kaostan demokrasiye doğru bir açılım yapacağı yönünde. Benim umudum var bundan.

Bu kaos belki de çok yararlı olacak

Türkiye ileri bir demokrasi hamlesi yapmak isterken bir dirençle karşılaştı. Bu direnç, gerilim ve kaos yaratıyor. Ama bu kaos belki yararlı bir kaos olacak. Belki demokrasiden yana olmayanlar bu kaotik süreç sonunda tasfiye olacaklar. Ve Türkiye’nin önü açılacak.

Kaosun riski de söz konusu ama bu rizikoyu göze almamız lazım. Bunu göze almasak da durum yine iyi olmayacak. Uzlaşıldığını, kaos olmadığını varsayalım. E ne olacak? Eski düzen devam edecek.

Bu iş, tıpkı insan hayatındaki gibi. Bazen riskli kararlar verip bir adım sonrasına geçmemiz gerekiyor. Tıpkı ülkeler de insanlar gibi.

www.iyibilgi.com özel Ömer Çakkal

Bu haber 3,996 defa okundu.