En Sıcak Konular

Özal ve Ecevit'e kim suikast düzenledi?

27 Mart 2008 17:10 tsi
Özal ve Ecevit'e kim suikast düzenledi? Sistemle çok barışık olmayan bir siyasi parti, halktan çok oy alırsa, ya darbe ya da suikast mi oluyor? Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz köşe yazısı...

Emre Aköz / Sabah
Hatırla sevgili
Geçen gece 'Neden' programında izlediğim bir sahne, balık hafızalı olduğumuz fikrini daha da pekiştirdi.
Sabah'ın Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, halktan çok oy alan siyasetçilere ' sistemin' tahammül edemediğinden söz ederek saymaya başladı: Menderes, Demirel, Özal...
Özal'ın adı geçince Milliyet'in Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, itiraz etti. Özal'ın 'sistemle' bir sorunu olmamış. O arada laf karıştı, konu ortada kaldı.
'Sistem' kelimesini kullanırken neyi kastettiklerini bilemiyorum ama geniş halk desteğine sahip siyasetçilere karşı Türkiye'de alerji duyan güçler vardır.
Gelin, hatırlayalım...
Ne çabuk unuttuk: Turgut Özal'a karşı darbe yapılmadı ama suikast düzenlendi.
Tarih 18 Haziran 1988'di. Anavatan Partisi'nin Ankara'daki kongresinde Kartal Demirağ, kürsüde konuşmakta olan Özal'a ateş etti. Özal şans eseri parmağından yaralanarak bu girişimden kurtuldu.
Kartal Demirağ, bu tip kirli işlerde kullanılmak üzere yetiştirilmiş bir tetikçiydi. Yakalandı. Sorgulandı. Hüküm giydi.
İşin ilginç yanı şuydu: Turgut Özal, hem Başbakanken, hem 1989'da Cumhurbaşkanı olduktan sonra bu işi enine boyuna araştırdı.
Bazı sonuçlara vardı. Ancak suikast girişiminin perde arkasındaki güçlere dokunmaya gücü yetmedi.
Sanırım ABD'nin desteğini de aldığı için Özal'ın Cumhurbaşkanlığını engelleyemediler.

Bülent Ecevit'in de durumunu asla unutmayalım. Günümüz gençleri rahmetli Ecevit'i, düzenle uyuşmuş, statükocu, yaşlı bir siyasetçi olarak tanıdı.
Halbuki 1970'lerde öyle değildi. Kitlelerde büyük umut yaratmış, CHP'nin lideri olarak, 1973'te yüzde 33.3 oy almıştı.
Ecevit'e karşı, en ciddi suikast girişimlerinden biri, yüzde 41.4 oy alacağı 1977 seçimleri yaklaşırken İzmir Çiğli'de gerçekleşti. Bir polis memuru Ecevit'e ateş etti.
Olayın şaşırtıcı yanı şuydu: Polisin elindeki sıradan bir tabanca değil, özel bir silahtı ve sadece Özel Harp Dairesi'nde bulunuyordu.

Benim yorumlarımı 'abartılı' bulup 'yok daha neler' diyenler çıkıyor. Yaptığım herhangi bir yorum 'yanlış' olabilir ama... Türkiye'nin siyasi yapısını ve tarihi az buçuk bildiğinizde; 'abartılı' olanın yorum değil, gerçeğin ta kendisi olduğunu görüyoruz.



Bu haber 1,026 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,049 µs