En Sıcak Konular

'Bu süreç bir darbe sürecidir'

27 Mart 2008 14:30 tsi
Ali Bayramoğlu / Yeni Şafak

Bir süredir bir dizi konferans peşinde yurtdışındayım, yani olup biteni dışarıdan takip ediyorum. Ülke siyasi hayatı bu kadar hararet taşıdığında, dışarıda bulunmanın hem olumlu hem olumsuz yanları oluyor.

Mesafe olanı hem çok soğuk hem çok sıcak hissetme, takip etme imkânı veriyor insana…

Ancak gerginlik ve çatışmanın had safhada olması gerçeğini uzak açı ya da yakın açı, içerisi ya da dışarısı değiştirmiyor.

“Ergenekon meselesi” bir yanda, “kapatılma davası” öte yanda…

Sorulması gereken soru şudur:

Ergenekon meselesi, AK Parti'ye yönelik kapatma davasının bir ayağını mı oluşturmaktadır?

Yoksa kapatma davasına karşı bir hükümet hamlesini mi ifade etmektedir?

Ya da kimi gözlemcilerin vurguladığı içerikleri itibariyle olmasa bile uygulamalar açısından “iki eşit hukuksuz girişim” mi söz konusudur?

Yanıt tek ve açıktır aslında:

Türk siyasi sistemi kapatma davasıyla hacir altına alınmış ve bir “otoriter vesayet süreci” başlatılmıştır. Kökleri Susurluk'a, hatta daha derinlere kadar uzanan Ergenekon yapısı ise bugün hem bu sürecin derinleştirilmesini ve hem de şu aşamada önü alınmış bir sert darbe girişimini ifade etmektedir.

Bununla birlikte son günlerde özellikle kimi entelektüel çevrelerde bu iki meseleyi, kapatma davasını ve Ergenekon soruşturmasını ilginç bir şekilde eşitleme eğilimi var.

Bu eğilimi aslında AK Parti'ye mesafe koyma, AK Parti'li görünme endişesi olarak da tanımlayabiliriz.

AK Parti'yle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan, yapıları, geçmişleri itibariyle aralarında ilişki kurulması mümkün olmayan kalemler bile son günlerde tavırlarını özellikle ortaya koyma çabasına giriştiler…

AK Parti'nin yeteri kadar demokrat olmadığı, ya da kendisine demokrat olduğu, AB'ye sırtını döndüğü, 301. maddeyi savsakladığı, bu tavırlarda, kapatma davasıyla adeta eşit ağırlıkta vurgulanıyor.

Bunların hepsi doğru olabilir.

AK Parti baştan aşağı yanlışlar yapıyor da olabilir…

Ancak hiçbir şey meşru bir siyasi iktidarın üzerine “devirici siyasi operasyonlar”la gidilmesini doğrulamaz. Kaldı ki hedefte olan sadece siyasi iktidar değildir, aynı zamanda siyasetin alanıdır, özetle demokrasidir.

AK Parti yeteri kadar demokrat değil, olsa daha iyi olmaz mı diyorlar, elbette çok daha iyi olur.

Buna şüphe mi var?

Peki bugün AK Parti'nin başına geleni engeller miydi, daha demokrat olması?

Hiç sanmıyoruz…

AK Parti bu siyasi girişmelere karşı daha demokrat olmalı diyorlar, elbette çok iyi olur?

Yıllardır beklentimiz o…

Zina, 301 ve benzeri konularda AK Parti'ye yıllardır yönelttiğimiz sert eleştiriler bu yüzden…

Peki daha baskın demokrat tutum AK Parti'yi ve siyasi alanı bu andaki girişim karşısında korur mu?

Bu bir ihtimal ama kesin değil…

Zira bugün mesele sadece bir siyasi partinin değil, tüm siyasi aktörlerin birlikte ilkeden yana tavır alabilmesidir…

Ama alınamıyor…

Bunu yazınca kimi dostlar kızıyorlar ama, ne yazık ki bu, 28 Şubat'ta böyle olmuştu, önemli bir kısım aydın Türkiye'de yaşamıyormuşcasına kendisini çatışan tarafların tümüyle dışında görmüş, olup biteni seyretmiş, belki de kendisine rağmen olup bitenin doğrulanmasına katkıda bulunmuştu…

Türkiye'nin belki de sorunu hep bu oldu…

Partizanlık, siyaseti partisel ve örgütsel tanımlamak, ilkeyi faydayla ele almak, ortak tavır alamamak…

Toplumsal bölünmüşlüğü, bezginliği, sinmişliği bu tür durumlar üretiyor…

Şu an olanı iyi görmek gerekir.

Yargı sistemi şaibe altına girmiş ve siyasallaşmıştır.

Yasama kapatma davasıyla siyasi hacir altına alınmıştır.

Yürütme bundan böyle atacağı her adımda kapatma davasının kılıcının keskinliğiyle karşıya kalacaktır…

AKP'nin 71 kişilik en önemli kadrosunun tasfiyesi söz konusudur.

Süreç bir darbe sürecidir, 28 Şubat vari bir süreçtir…

Zaman siyasetçilik oynama, kendisine siyasi alan yaratma, ellerini yıkama zamanı hiç değildir…



Bu haber 964 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,300 µs