'Türk Naziler' Erdoğan’ı Hitler’e benzetiyor

27 Mart 2008 21:00 tsi
iyibilgi politika analisti İlhan Döğüş, Başbakan Erdoğan'ı Hitler'e benzetenlerin gerçekte Hitler'in bugünkü torunlarına benzeştiklerini iddia ediyor. Dikkat! Bu yazı; Kürt meselesinin, türbanın, Kıbrıs sorununun çözümünü istemeyenlerin rahatını fena h

Ne 2002’den beri gösterdiği performans, ne de 27 Nisan e-muhtırasına tepki olarak halkın yüzde 47’sinin oyunu almış olması AK Parti’ye yönelik önyargıları kıramadı. Aksine daha da pekiştirdi. Einstein boşuna dememiş, “Önyargıları yıkmak, atomu parçalamaktan daha zordur” diye…

Seçim sonrasında “Yüzde 53'lük mutsuz azınlıktanız” söylemiyle sandıktan çıkan sonucu hazmedemeyenler, sadece AK Parti karşıtlığı namına kendileriyle çelişen pozisyonlar ve söylemler edinmekten geri durmadılar. Gelinen en uç ve ürkütücü nokta şu oldu:

AK Parti’den rahatsız olanlar, gelir ve eğitim düzeyleri düşük olan varoşlarda ve köylerde yaşayan vatandaşların oylarıyla kendilerinin oylarının eşit olmasından şikayet etmeye başladılar. Şimdi işin ilginci şu…

Bu türden faşist ve elitist bir fikre sahip olanlar Erdoğan’ı Hitler’e benzetmeye başladılar… Niyeymiş? Hitler de seçimle başa gelmiş…

Sormak lazım o zaman: Hitler’i Hitler yapan seçimle başa gelmesi miydi? Cevabı biz verelim: Hitler’i Hitler yapan, faşist-ırkçı zihniyetiydi.

Peki o zaman, faşist, ırkçı Ergenekon çetesini çökertmeye çalışan hükümetin başındaki Başbakan Erdoğan mı Hitler’e benziyor; yoksa “benim oyum niye bir köylünün oyu ile aynı sayılıyor” diyen elitistin mi?

Türkiye’nin en temel sorunlarından olan Kürt ve başörtüsü meselelerini öyle yada böyle çok iyi beceremese de, en azından çözmeye niyetli olan bir Başbakan mı Hitler; yoksa “Kürt yoktur” veya başörtülülere “sıkma baş” diyenler mi?

AB sürecinin taşıyıcılığını yapmak mı Nazizm, yoksa AB’ye giriş ile sarsılacak olan Nazizm’den fevkalade etkilenmiş olan bir egemenliğin savunuculuğunu yapmak, AB’yi engellemek için darbeler planlamak, o plancılara “abi” diye teveccüh etmek mi?..

Erdoğan’ı Hitler’e benzeterek kendilerini soykırıma uğrayan Yahudi halkına benzetme çabaları ise, kendilerinin yersiz korkularının esiri olduklarını, bu uydurma korkularına inanmaya başlamalarının kendilerine nasıl zarar verdiğini ortaya koyuyor…

Ama daha önemlisi, Erdoğan’ı Hitler’e benzetme çabası ve benzetilen nokta şunu amaçlıyor: Seçimleri gayri meşru kılmak…

Bu benzetmeyi yapanlar ve kendi oylarının köylülerin oylarından üstün olmasını isteyenler, içlerinden şunu söylüyorlar: “Kim bu sandığı icat etti, lanet olsun…”

Bu noktada Başbakan Erdoğan’ın tam da şimdiki zamanlarda şunu yapması gerekiyor: Sandıktan aldığı gücü ve meşruiyeti daha çok kullanmalıdır ve bu gücün bu tür çarpıtmalarla gayri-meşrulaştırılmasını engellemelidir.

Çünkü sandığı gayri-meşrulaştırma çabaları, siyaset dışı faktörleri; muhtıraları, darbeleri meşrulaştırmayı amaçlıyor. Yada en azından istemeden de olsa buna hizmet ediyor.
Çünkü bu çabalar, muhtıraya sandıktan çıkan cevaptan sonra devreye girdi…

Dolayısıyla bu kıskaçtan kurtulmak için, bu karanlık oyunların toplumla paylaşılması gerekiyor. Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde toplumda ismiyle anılan ilk ve tek siyasetçidir: Toplum dost sohbetlerinde genellikle Başbakan’dan "Tayyip" diye bahseder…

Bu, toplumun Başbakan’a duyduğu yakınlığı ve sahiplenmeyi gösteriyor. Başbakan tüm bu demokrasi karşıtı oyunlarda, demokrasinin temel direği olan toplumu bilgilendirerek başarılı olabilir. Bu toplumsal meşruiyetini ve desteğini de güçlendirir.

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş

Bu haber 4,497 defa okundu.