'Futbolun Ergenekonu': SİMSAR!

26 Mart 2008 16:28 tsi
Son yıllarda ülkede köklü değişikler olduğu bir gerçek. Bunlardan en çok dikkat çekeni ise hayatımızın her alanına girmiş çetelerin ortaya çıkması. Nerdeyse çetesi olmayan sektör yok. Bu kadar çete içerisinde büyük rantın döndüğü futbolunda bir çetesi olm

İYİKİ VARSIN SİMSAR

 Ülkede çetelerin çetesi, belki çeteden de daha büyük bir oluşum olan Ergenekon çukuru kazılmaya başlandığı zamanlarda bir yandan da futbolun çetesi ile karşılaştık. Belki Ergenekon olmasaydı şu an gündemimiz Simsar olacaktı. Simsar gölgede kalmasın istiyoruz. Biraz daha deşilse onunda yolu bir yerde Ergenekon la kesişebilir.

Bir yerde işler yasadışı gidiyorsa, o işin yazılmayan kanunları varsa işin içinde olanlar istemeseler de o kanunsuz yazılmayan kanunlara uymak zorunda kalıyorlar. Bir nevi bu işin raconu oluyor bu. Kimse bunu konuşmuyor söylemiyor, kurumun içerisinde olan herkes bu işe az çok bulaşmış oluyor ve sır olarak iş kalıyor. Zaman içerisinde birileri kızıp bir şeyler söylemeye kalksa da, bir sihirli el olayı kapatıp konuşmak isteyeni susturuyor.

Futbolda karanlık işlerin döndüğünü, para ile ya da hatır dedikleri şike ile maçlarda oyunlar döndüğünü, küme düşme maçlarında hakemlerin ayarlandığını, bazı maçların sonucunun masalarda belirlendiğini, cezaların indirimlerin kişisel ilişkilerle belirlendiğini hepimiz biliriz. Biliriz de seyirci olarak bizim ispat edebilecek bir verimiz yoktur, sadece duyumdur bizimkisi. Ama işin içinde ki sporcusu,teknik ekibi, hakemi ve yöneticisi hepsi iyi bilir ve bir çoğu bu işe bulaşmıştır.

A takımı bu gün bu olaydan zarar görmüş olabilir, ama geçmişte kendiside aynı yöntemlerle bu işten kazanç sağladığından çıkıp ortaya bir kanunsuz hareket olduğunu söyleyemez, zararı gelir ona da dokunur. Bu düzeni kuranların yazısız kanunu belirleyenlerin sistemlerini iyi kurduğu ve sisteme uymayacakları içlerine almamayı iyi becerdiği kesin.

Simsar olayında baş aktör görünen ama muhtemelen Ergenekon da olduğu gibi, oda olsa olsa en kötü yardımcı olabilecek olan kişi Recep Özcan’dır. Zamanın ya da Ulusoy’un Futbol Disiplinsizlik Kurulu başkanı. Özcan’ın ilişkilerine, yaparız ederiz diye söz verdiklerine baktığımızda birçok kulübü görebiliyoruz. Demek ki bu çıkarı hemen hemen herkes kullanıyor zamanı gelince. Belki bazıları daha çok faydalanıyor, buda onların daha iyi destekçi olmalarından olsa gerek.

Futbolun bu kirli yüzünde futbolcuların olmaması elbet beklenemez. Onlarda bu işlerden teşvik pirimi adı altında nemalandıkları için, bu sırları saklamayı tercih ederler. Zamanında futbolumuzun gezgin futbolcularından olan Anadolu da hemen hemen oynamadığı kulüp kalmamış ve de bu primlerle birçok kez karşılaştığını düşündüğümüz Cafer Aydın Ankaragücü’nde oynarken parayı o zamanki teknik patronları olan Ersun Yanal’ın dağıttığını söyleyince kanunsuz sistemi işletenler Cafer’in futbol hayatını noktalamayı başarmışlardı.
Gecen yıl Cihan Oksay isimli bir şahıs Fenerbahçe adına teşvik pirimi götürdüğünü iddia etmişti. Doğru yanlış bunu tam bilemeyiz ama o zaman dikkatimi çeken olay, rakiplerinin açıklarını bulup bunun üzerinden saldırmayı adet edinen kulüplerimiz bu olayda Fenerbahçe’ye hiç saldırmamışlardı. Belki bu olayın kapanmasını Fenerbahçe den çok istemişlerdir. Eğer olay doğru ise ve de Fenerbahçe bu olaydan ceza alır ise o zaman sistem patlak verir ve bütün karanlık geçmiş ortaya dökülür bu işten kendileri de zarar görür. Çünkü herkes herkesin açığını çok iyi bilir. Bu sistemin iyi işlemesi için zaten çok önemlidir. Konu kapatıldı ve kimsenin gıkı çıkmadı

Bu olay aklıma eski basın kavgalarını getirdi. Menfaatçi basının daha tekelleşmediği ve iki kutuplu olduğu zamanlardı. Patronlar arasında ki kavga manşetlere taşınırdı, her gün sırayla birbirine cevaplar verilirdi, en son iş kimin devletten ne kadar teşvik aldığına geldiğinde, nasıl olursa birden kavga kesilir normal yayın akışına devam edilirdi.

İşte ülkede ki değişim tam bu noktada ortaya çıkıyor. Yıllardır var olan çeteler bir bir ortaya dökülüyor, muhtemelen daha da dökülmeye devam edecek. Bu işlerin çetelerle halledilmesini sevmeyen, ama sorumlu oldukları kurumların menfaatleri gereği bu işlere karışmış içi rahat olmayan insanlar elini taşın altına sokmalı. Elbet menfaatleri zedelenenler bu işleri örtmeye kalkacaktır ama değişim devam ediyor bu kanunsuzluk kurucuları bu değişimin önünde duramayacaklardır
www.iyibilgi.com Fatih Berber özel

Bu haber 1,704 defa okundu.