TÜSİAD: Gerçekten hâla güçlü mü | " /> TÜSİAD: Gerçekten hâla güçlü mü | "/>

En Sıcak Konular

TÜSİAD: Gerçekten hâla güçlü mü

26 Mart 2008 15:29 tsi
TÜSİAD: Gerçekten hâla güçlü mü Gerekçe hep, rekabet için yeterli sermayenin hâla oluşturulamamış olmasıydı. Ekonomi uzmanları ve politik akiller tarafından, ‘bu kadar yıldır korunuyorsunuz, hâla mı biriktiremediniz” serzenişine uğrasa da, TÜSİAD daha çok, ‘öteki iş dü

TÜSİAD uzun zamandır ve “sık” aralıklarla siyasi partileri ama özellikle hükümeti ikaz ediyor. Bu ikazların vitrinde görünen temel direkleri şunlar;

Türkiye’nin ekonomik konsantrasyonu bozuldu, makro değerlerin üzerine gidilmiyor, oysa en öncelikli konu ekonomi olmalı. Kaldı ki dünya bir kriz rüzgarının etkisinde, önlem almak lazım.

İkinci konu ise Avrupa Birliği. TÜSİAD, hükümetin AB konusunda iyice yavaşladığını düşünüyor ve hemen AB üyelek sürecinin hızlandırılmasını, konunun yeniden ısıtılmasını ve gerekli düzenlemelerin, uyum adımlarının atılmasını talep ediyor.

Tabii bunların arkasından da ülkede huzurun bozulmaması, kriz yaratılmaması sair beklentiler iletiliyor. Ama bu sonuncular TÜSİAD hep söylediği şeyler ve söylemesi de tabii.

Esasen TÜSİAD 2007 yılı sonlarına doğru, hükümetin ve Cumhurbaşkanı Gül’ün “2008’in AB yılı olacağı” tahhüdünü beklemişti. Beklemişti derken, bugün bir “sivil toplum kuruluşu” olarak başlattığı girişimi kastediyoruz.

Ancak TÜSİAD açısından görüldü ki hükümet 2008 yılında da AB konusunda çok hevesli değil. İşte şimdi böyle bir ortamda TÜSİAD, aynı vektördeki diğer STK’ları da davete katarak, hükümeti ve siyasileri “huzura” davet edecek!

3 partiyle de soğuk ilişkiler!

TÜSİAD, yakın siyasi tarihte de benzer çıkışları sık görülen bir örgüt. Bunların detaylarına ihtiyaç yok ama gazetelere verdiği tam sayfa ilanlarla hükümet düşürecek güce sahip olduğunu zamanında ispatlamış bir grup.

Ancak bir çok görüşe göre, TÜSİAD’ın sahip olduğu güç eskisi ile kıyaslanamayacak kadar zayıf. Elbette bu yorumda bulunanlar. TÜSİAD’ın ekonomik ve medyatik gücünü yok saymıyor.

Saymıyor ama son 10 yılda ve özellikle 6 yıl içinde değişen konjonktürün TÜSİAD’ı endişelendirdiği fikrindeler.

Örneğin şimdiye kadar sadece iktidarlarla değil, hemen tüm siyasi odaklarla sıcak ilişkileri bulunan TÜSİAD, bugün TBMM’deki üç büyük partiyle daha soğuk!

MHP zaten herkesin bildiği gibi TÜSİAD’a açıkça tavır koyan ve çoğu zaman davetlerine bile katılmayan bir parti. Yeri geldiğinde de, bir çok politikacının imtina ettiği “eleştirme” hakkını da sertçe kullanıyor.

CHP ise genel anlamda eskiden beri TÜSİAD ile çok senli benli olmadı. Politik beklenti ve strateji gereği TÜSİAD’la arasını bozmadı ama bu medeni dialoğu daha sıcak sohbetlere de taşımadı.

Esasen işverenler kulübü olarak adlandırılabilecek TÜSİAD, neticede ne kadar eleştirilirse eleştirisin “sol” tandanslı bir partinin “işçi ve sendikalara” yakın olmasını da “anlayışla” karşıladı.

CHP-TÜSİAR ilişkisinin prematüre kalmasının bir sebebi de kuşkusuz CHP’nin uzun zamandır iktidar olamayışı. Böylece ikilinin çeşitli vesilerle bir araya gelme ve yakınlaşma istatistikleri düştü.

AKP başta iyiydi, sonra ne olduysa?

Hükümetin sahipi AKP ile TÜSİAD aşkının ilk günleri her ilişkide olduğu gibi balayı dönemi yaşadı. Genel ekonomik göstergelerin iyileşmesi, AB ve IMF ile ilişkiler, yüksek yabancı yatırımcı girişleri, memnuniyet verici tüketim endeksi TÜSİAD’ı ve bağlılarını AKP iktidarını olumlamaya itti.

Doğrusu TÜSİAD bunun hakkını verdi. Ancak AB ve IMF-Dünya Bankası ile ilişkiler, “düzelen ekonomi”nin bir gereği olarak esnemeye başlayınca TÜSİAD’ın itiraz sesleri daha çok duyulmaya başlandı.

Hele konu AB olduğunda Dernek için bu konunun tartışmalı olması kabul edilemezdi. TÜSİAD geleceği(ni) AB üzerine inşa ediyordu ve kabul etmek lazım ki TÜSİAD’ın tüm başat üyeleri de AB taraftarıydı.

AKP hükümeti ise özellikle 2007 yılında AB ile ilişkilerini, henüz tam anlaşılamadıysa da, daha küresel bir okuma yaptığı ve stratejisini buna göre çizdiği anlışalan bir politikayla yavaşlattı. Hala da öyle.

Yine TÜSİAD’ı gerçekten “üzen” konuların bunlarla sınırlı kalmadığı da başka iddialardan anlaşılıyor.

AKP’nin kendi siyasi seçmen tabanından filizlenen bir sermaye grubunun ortaya çıkması, TÜSİAD tarafından açık bir “tehdit” olarak algılanıyor bu yorumlara göre.

Kabul etmek gerekiyor ki, kimi zaman KOBİ’ler kimi zaman Anadolu Kaplanları kimi zaman da açık biçimde AKP destekçisi olan sermaye grupları, bulundukları coğrafi il sınırlarını aşarak önce “İstanbul”a ardından da, TÜSİAD’ın arka bahçesi sayılan küresel sermaye ortaklıklarına yelken açmış durumdalar.

Günümüze kadar AB’nin her türlü talebini destekleyen TÜSİAD cephesi, AB’nin ana arterlerinden olan “rekabetçi” koşulların Türkiye’ye gelmesine gösterdiği tutukluk, bugüne kadar hep devletin korumacılık şemsiyesine sığında.

Gerekçe, rekabet için yeterli sermayenin hala oluşturulamamış olmasıydı. Her ne kadar ekonomi uzmanları ve politik akiller tarafından “bu kadar yıldır korunuyorsunuz, hala mı biriktiremediniz” serzenişine uğrasa da, TÜSİAD’ın bu talepleri daha çok “öteki iş dünyasının” o sermayeyi biriktirmesiyle darbe aldı.

Şimdi TÜSİAD’ın hakim medya tarafından “sonuna” kadar desteklenen bu yeni çıkışı veya aba altından sopa göstermesi, hakim siyaset tarafından nasıl karşılanır belli değil.

Belli olan TÜSİAD’ın eski etkisinin bulunmadığını idrak etmesi. Yoksa, bugüne kadar genellikle tek başına çıkışlar yapmayı seven Dernek, etrafına başka STK’ları da toplamak istemezdi.



Bu haber 1,574 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,189 µs