KİM değiştirdi? | " /> KİM değiştirdi? | "/>

En Sıcak Konular

İfadeleri KİM değiştirdi?

25 Mart 2008 14:36 tsi
İfadeleri KİM değiştirdi? Taraf gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, dava sürecinde tuhaf şeyler olan Hrant Dink cinayetine ilişkin kritik bir soru soruyor: "Bu ifadeler neden değiştirildi? Gerçeğin deşifre edilmesine yönelik bir istek nerden geliyor?" Mahçupyan, adresi gösteriyor..

Etyen Mahçupyan/Taraf

Geleceğin jandarmaları

Ergenekon çetesinin üzerine gidilme ‘heyecanı’ ile AKP’yi kapatma davası aynı çiğlikte buluşurken, memleketin kuzey kesiminde inanılması zor bir gelişme yaşandı. Hrant Dink cinayeti ile bağlantılı olarak Pelitli bölgesindeki Jandarma İstihbaratı’nın kasıtlı bir ihmali olup olmadığını açığa çıkarmakla yükümlü Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde sıradışı iki beyanla karşılaştık. Sanıklar Veysel Şahin ve Okan Şimşek daha önceki yazılı ifadelerini reddettiler ve kendi üstlerini açıkça suçlayıcı bir biçimde konuştular. Son derece detaylı olarak yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre Şahin ve Şimşek Hrant Dink’in Yasin Hayal ve ‘arkadaşları’ tarafından öldürülebileceğini 2006 yılının temmuz ayında Hayal’in akrabası olan Coşkun İğci’den öğrenmişler. Bunu şube müdürleri Yüzbaşı Metin Yıldız’a bildirmişler ama mesele haftalık rutin toplantılarında gündeme geldiğinde Albay Ali Öz konuyu sonra konuşacaklarını söyleyerek meseleyi kapatmış. Sonraki günlerde bu konuda hiçbir önlem alınmadığını gözlemleyen Şimşek yeniden Yıldız’la konuşmuş, ancak yüzbaşı Şimşek’i başından savmış... Buradan çıkan sonuç kasıtlı bir ihmalin söz konusu olabileceği. Ama henüz emin değiliz, çünkü sonuçta hayati tehlike altında olan kişiye ‘Ermeninin teki’ diye de bakılıyor olabilir ve geniş kesimlerce de paylaşılan gayrimüslim düşmanlığının bir nevi ‘toplumsal kültür’ oluşturmuş olduğu öne sürülebilir. Diğer bir deyişle ihmal vardır ama ‘kasıtlı’ değil, kültüreldir...

Ne var ki Şimşek ve Şahin’in yeni ifadeleri daha önceki ile çeliştiği için bu noktaya da bir açıklama gerekiyor. Ve buna ilişkin olarak söylenen şey, eski yazılı beyanın baskı altında verildiği için hiçbir gerçekliğinin olmadığı... Anlaşılan sanıklar üstlerinin isteğine uygun bir ‘görev sonuç raporu’ hazırlamak zorunda kaldıkları gibi, buradaki yalan bilgiler ‘haber kayıt ve bildirim formu’ altında Ankara’ya gerçekmiş gibi iletilmiş. Böylece meselenin bir ‘kültürel şartlanmadan’ ziyade kasıtlı ihmale girdiğini düşünmeye başlıyoruz. Ama hâlâ emin değiliz... Ne de olsa cinayet sonrasında kendi ihmalinin farkına varan bazı üstlerin korunma içgüdüsü baskın çıkmış olabilir.

Ancak Şimşek ve Şahin’in ifade değiştirmesinin ardında son derece anlaşılır bir durum var: Üzerlerindeki baskının kalkmış olması... Çünkü anlaşılan Yüzbaşı Yıldız ve Albay Öz artık onların sicil amiri değil. Burada iki ihtimal var: Ya her iki üstün de farklı bir bölüme atanmış olmaları gerekiyor, ya da iki sanığın Jandarma İstihbaratı’nın ilgili bölümünden ayrılmaları. Şimşek’in yanıtlarından bu düzenlemenin aylar önce yapıldığı anlamı çıkıyor, çünkü eğer gelebilseymiş, bir önceki celsede de aynı şeyleri anlatacak olduğunu ifade etmekte. Belki de Yıldız ve Öz cinayetten sonraki kısa bir zaman aralığında, sorumluluklarından kurtarılmak üzere daha korunaklı bir göreve alınmış durumdalar. Böylece esas soruya geliyoruz: Yıldız ve Öz’ü sicil amirliğinden alan kim? Bu kişi söz konusu görev değişikliğini niçin yaptı? Yoksa o da olası cinayeti önceden biliyor muydu?

Bu tespiti bir başkasıyla birleştirelim: Cinayet sonrasındaki soruşturmada Jandarma müfettişleri bu olayda Jandarmanın hiçbir sorumluluğu olmadığına dair rapor vermişlerdi. Müfettişlerin böyle kolayca kandırılmasını mümkün kılan ortamın niteliği hakkında ne söylenebilir? Muhataplar mı çok zekiydi, yoksa Yıldız ve Öz’ün görev değişikliğini hayata geçirenlerin telkinleri mi kuvvetliydi?

Sonuç birim amirlerini de aşan bir ‘kasıtlı ihmalin’ işlendiğidir... Bugün olan ise Ergenekon soruşturmasının genişleyen gölgesi altında Şimşek ve Şahin’in doğruyu anlatmalarını teşvik eden farklı bir ortama girilmiş olmasıdır. Unutmayın ki bu sanıklar tutuksuz yargılanıyorlar. Yani mahkeme sonrası birliklerine geri dönecekleri halde söz konusu beyanları yapabiliyorlar.

Hrant Dink cinayeti davası şimdi yeniden başlıyor... Bu dava Ergenekon’un kuramsal ve ideolojik laf salatasının içindeki gerçek kurtu ortaya çıkarma potansiyeline sahip. Ve bu kez muhtemelen askeriyenin içinden de gerçeğin deşifre edilmesine yönelik bir istek var. Anlaşılan geleceğin Jandarması geçmiştekine pek benzemeyebilecek... Çünkü askerin, hele ‘Jandarma İstihbaratı’ndan’ askerlerin bir cinayet davasında sonucu belli bir biçimde kendi üstlerini suçlamaları Cumhuriyet tarihinde ilk kez oluyor..



Bu haber 777 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,966 µs