AZİZ değil! | " /> AZİZ değil! | "/>

En Sıcak Konular

İlhan Selçuk bir AZİZ değil!

25 Mart 2008 13:24 tsi
İlhan Selçuk bir AZİZ değil! Bir yanda AKP'ye açılan kapatma davası; öte yanda Ergenekon operasyonu... Sizce bu olup bitenler iki yönlü bir kapışma mı? 'Kazın ayağı çok başka' diyen Ali Bayramoğlu'nun ciddi uyarıları var...

Türkiye'yi doğru okumak: Neyin eşiğindeyiz

Ali Bayramoğlu / Yeni Şafak

İİlhan Selçuk'un gözaltına alınma biçimi ülkenin vicdanını rahatsız etti. Doğaldır.

Selçuk ister 84 yaşında olsun, ister 54, ona yapılan muamele insani ve demokratik kurallar açısından kabul edilemez bir durumdur.

Bu ülkede yıllardır ne yazık ki insanlar haklı haksız bu şekilde gözaltına alınır…

Bu tarz otoriter alışkanlıkların İlhan Selçuk üzerinden de olsa, hemen her kesim ve kalemde dikkat çekmesi ve tepki görmesi isabetli oldu…

Bununla birlikte İlhan Selçuk bir dokunulmaz ya da aziz bir kişi olmadığına göre, uğradığı soruşturma Ergenekon dosyası gerçeğini ortadan kaldırmaz.

İlhan Selçuk'un gözaltına alınması ve alınma biçimi, bu dosyayı siyasi iktidar tarafından uydurulmuş bir siyasi baskı haline de çevirmez… Ya da olup bitene 27 Mayıs öncesi havası verilmesi gerçeğin üzerini sıvamaz…

Siyasi iktidar bu operasyonu kendi çıkarları etrafında tanımlasa, ele alsa bile (ki muhtemeldir) gerçeğin değişeceğini, soruşturma gereğinin ortadan kalkacağını sanmıyoruz…

Resme bir bütün olarak bakınca, AK Parti'ye yönelik kapatma davasıyla Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan kimi yazılar arasındaki bağlantı bizce ortada…

Ergenekon bağlantısı da elbette tartışılacaktır.

Hiçbir gürültü, hiçbir siyasi takıntı, hiçbir iktidar mücadelesi bunu engellemez.

Engellememelidir…

Emekli Kuvvet Komutanları AytaçYalman ve Şener Eruygur'un, emekliliklerinden hemen sonra Cumhuriyet Gazetesi Vakfı'nın üyesi olduklarını tekrar hatırlatmanın bir manası var mı örneğin?

Ya da bu iki ismin, Nokta Dergisi'nin kapatılmasına neden olan Özden Örnek'in günlüklerine göre, emekliliklerinden hemen önce 2003-2004'te iki darbe girişinin lideri olarak anıldıkları?

Veya bu darbe hazırlıkları sırasında çoğu İstanbul kökenli birçok gazetecinin Ankara'da yapılan gizli toplantılara katıldıklarını?

İlhan Selçuk'un uğradığı haksız ve hukuksuz muameleye yönelik tepkilerin yanında gazetelerde günlerdir kimi haberler çıkıyor.

Örneğin Star gazetesi birkaç gün önce, Selçuk, Perinçek ve Alemdaroğlu'nun polisin yaptığı teknik takibe takıldığını yazıyordu. Habere göre bu isimler son iki aydır yoğun bir şekilde AK Parti'ye yönelik kapatma davası açtırmak için kulis yapıyor, davanın açılmasının ardından gerçekleştirilmesi gereken eylemler için plan hazırlıyorlardı…

Resme bütünüyle hakim olun...

Türkiye'de önemli gelişmeler yaşanıyor.

Türkiye 1997 yılından bu yana en ciddi siyasi kopuş riskiyle karşı karşıya…

Bunun için ve demokrasi için taraf olmak gerek… Olup biteni doğru okumak gerek…

Çok kişi iki sağ güç kapışma yaşandığını, iki çete mantığı arasında kavga koptuğunu yazıyor. Kimileri hükümetin kapatma davasına karşı Ergenekon meselesine hız verdiğinden söz ediyor. Liberal, ve demokrat sol kesimlerde en çok dile getirilen düşünce, iki yönlü hukuksuzluk olduğu şeklinde…

Ama kanımız odur ki, bu kez "hukuksuzluk terazisinin iki kefesi" hiç bir şekilde eşit değildir…

Bir yanda siyasi iktidara değil, siyasi alana karşı yaşanan, derin, örgütlü ve ciddi bir kalkışma vardır…

Ergenekon Davası ise, vicdanları ve hukuku zorlayan kimi uygulamalar içerse de, sadece bu kalkışmayı kuyruğundan yakalamıştır.

Yakalanan sadece kalkışmanın kuyruğu değildir…

Susurluk'tan başlayıp Dink cinayetine kadar uzanan, son yıllardaki ortalığı sarsan cinayetler, ve siyasi kriminal olaylardır…

Hafife almayın…

Zihinsel pusula şaşırırsa, tavırlar şaşar; tavır şaşarsa, ortalığı gerçek hukuksuzluk kaplar…

Bu arada, İlhan Selçuk gözaltına alındıktan sonra Cumhuriyet Gazetesi'nde, çeşitli ulusalcı kanal ve programlarda ismi bol zikredilenlerden biri oldum, adeta Selçuk'un gözaltına alınmasına yol açanlardan biri olarak anıldım.

Nedeni 19 Mart tarihli yazımda Selçuk'un kapatma davası öncesi Yargıtay Başsavcısı'nı uyaran, göreve davet eden, hatta tehdit eden yazısından alıntılar yapmamdı.

Aynı gazetede yazan 28 Şubat'ın ünlü generali Doğu Silahçıoğlu'nun "kapatma davası yetmez, halk hareketi de gerekir" diyen bir başka yazının altını çizmemdi.

Bu ucuzluğun, bu tür tersten hedef göstermenin, bunu yapanlar açısından bir işe yarayacağını sanmıyorum.

Karanın attığı kara tutmaz



Bu haber 1,600 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    45,174 µs