En Sıcak Konular

Sanay: AK Partiye üye bile değilim

24 Mart 2008 19:16 tsi
AK Parti’ye yönelik kapatma davasında, iddianamede aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da olduğu 71 isim hakkında 5 yıl süreyle siyaset yasağı istenmesi ile ilgili olarak, isimler arasında adı geçen AKP eski

Yarbay ve Sanay, Hilal TV’de yapımcılığını ve sunuculuğunu Feridun ve Arzu Erdoğral’ın üstlendiği Basında Bugün’e konuştu. Ersönmez Yarbay, sorulara şu karşılığı verdi.

- AKP’ye açılan kapatma davasında 71 isme siyaset yasağı getiriliyor. Bunlardan biri de sizsiniz. Eski bir AK Parti milletvekili olmanız hesabı ile açılması biraz tuhaf karşılanmış olabilir, siz bu davayı, süreci, sizin de bu iddianamede isminizin bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- 71 parti üyesi hakkında bu dava açılmıştır. 71 kişiden 39’u halen milletvekili, 13-14 eski milletvekili var, il başkan yardımcısı, belediye başkanları var 11 tane. Dolayısıyla sayın savcı Genel Başkan dahil parti en alt kademe üyelerinden genel başkana kadar herkesin laikliğe aykırı suç işlediklerini ve dolayısıyla odak haline dönüştüklerini ispat etmek için geniş bir çerçevede en basit üyeden parti genel başkana kadar herkesi içine alan bir iddianame hazırlamış. Böyle bir yola başvurmuş.

Şahsen benim ismimin yer almasını da bu geniş yelpaze içinde çeşitli iddiaları olabilir. Ama belki türban konusundaki beyanatlarımız sebebiyle bu iddianameye dahil edilmiş bulunuyoruz. Ayrıntısını bilmiyoruz.

Bir çok arkadaşımızın benzer beyanatları var yetkili yerlerdeler ama onlar değil de neden biz seçildik çok ayrıntısını bilmiyorum.

- 2008 Türkiye’sinde kapatma davasını eski bir AKP Milletvekili olarak nasıl yorumluyorsunuz?

- Türkiye’de hassas bir konu var o hassas konu başörtüsüdür. Başörtüsü konusunda daha önce refah partisi ve fazilet partisi kapatıldı, aynı gerekçe vardı iki partinin kapatılmasında. Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin başörtüsüyle ilgili demeçleri faaliyetleri esas alındı. Şimdi AKP için de aynı iddia ile dava açılmış durumda.

Benimle ilgili bölümde Leyla Şahin davasında demişim ki başörtüsü bireysel bir özgürlüktür. Dolayısıyla Anayasada kılık kıyafet özgürlüğü var. Din vicdan özgürlüğü var onun için Leyla Şahin davasında mahkemenin kararı doğrultusunda bir savunma verilmemelidir demişim. Şimdi bunu laikliğe aykırı buluyor sayın savcı şimdi bunun neresi laikliğe aykırı doğrusu merak ediyorum. Çünkü ben referans olarak İslam dinini göstermemişim ki ben referans olarak Anayasa’yı göstermişim. Yani anayasaya aykırı diyorum çünkü anayasada din ve vicdan özgürlüğü var diyorum. Kılık kıyafet özgürlüğü var diyorum.

Dolayısıyla Anayasa’yı referans gösterdiğim halde nasıl laikliğe aykırı bir eylem içerisinde bulunuyorum. Bu iki üç cümlelik bir durumla bu arada çok iyi anlayabilmiş değilim. Kuzu kurt hikayesi işte, suyumu bulandırdın. Ben aşağıdayım nasıl suyunu bulandırırım diyebiliyor kuzu ama işte böyle bir durum var.

Anayasayı referans gösteren biri nasıl laikliğe aykırı hareket etmiş olur? İslamı referans göstersem bir nebze anlayabilirim. İslam böyle emrediyor onun için herkes örtünmelidir ve yahut ta isteyen örtünmelidir desem o zaman derim ki doğrusu ben laikliğe aykırı hareket ediyorum.

İslamı referans gösteriyorum ama ben mevcut anayasayı referans gösteriyorum. Özgürlüklerden bahsediyorum, herhalde sayın savcıyla benim laiklik anlayışım aynı değil. Sayın savcının laiklik yorumu çok militan bir yorum yapıyor. Bir tane cümlesi var iddianamede doğrusu hayret ettim. Laikliği, özgürlükleri kıydırtmayacağız diyor iddianamede. Benim bildiğim laiklik hem demokrasiyi hem özgürlükleri sağlamak için vardır.

Laikliğin esas var oluş sebebi de budur ve iddianamenin çeşitli yerlerinde de laiklik demokrasi ve özgürlükleri koruma ilkesi olarak tanımlanıyor. Bir yerinde de böyle bir cümle var laikliği özgürlüğü kıydırtmayacağız diyor. Hayret ediyorum bu çelişkiye.

EYÜP SANAY: PARTİYE ÜYE BİLE DEĞİLİM

- AKP’ye açılan kapatma davasıyla birlikte 71 isme yönelik siyaset yasağı isteniyor 5 yıl süreyle. Siz de bu isimlerden birisiniz. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz sayın Sanay?

- Türkiye’de yasaklara alıştık biz. Parti kapatmalara alıştık. Şimdi depremle ilgili olarak deniliyor ki “Depremden korkmayın, depremle yaşamayı öğrenin” diyorlar. Artık herhalde Türk halkı da siyasi yasaklarla, fikri ve düşünce yasaklarıyla yaşamasını öğrendi zannedersem. Artık bu böyle devam edecek.

Ben gittikçe ümidimi kaybediyorum bu gelişmeler karşısında. Türkiye ne zaman çağdaş olacak, ne zaman Atatürk’ün söylediği muasır medeniyete ulaşacak? Dört gözle bunu bekliyorum ve çok ümit vardı ama bu son davada bu ümidim kırılma noktasına geldi. Bunun başkaca izahını ben bulamıyorum.

- AKP’nin kapatılacağı iddiaları yoğun. Kapatılmaması için hukuk açısından bir şeyler yapılması gerekiyor. Sizin de bu konuda söyleyecek bir şeyleriniz vardır sanırım.

- Parti yetkilileri bu çalışmaları yapıyorlardır, nasıl bir çalışma yapılıyor açıkçası bilmiyorum. Ben şu anda AKP Milletvekili değilim, nasıl bir bağ kurdular ona da hayret ediyorum. Bir kongre olsa bir genel kongre ben orda oy kullanma hakkına bile sahip değilim, çünkü milletvekili değilim. Kurucular kurulu üyesiydim milletvekili olarak daha önce o da yine savcılıktan gelen bir yazı üzerine partinin genel merkezi çıkarmak zorunda kaldı.

Dolayısıyla ben şu anda sadece bir vatandaşım. Bir oyumu kullanacağım sandıkta onun dışında partiyle herhangi bir organik bağım söz konusu olamaz. Çünkü ben milletvekili değilim. Niye milletvekili olmayan arkadaşları da buraya derc ettiler onu da anlamış değilim. Kaldı ki milletvekili olsam da söylenen sözler, verilen beyanatlar Türkiye Cumhuriyetinde bir partinin kapatılmasına yakışmıyor. 21. yüzyıla yakışmıyor.

Baktığınız zaman insan düşünce tarihine hayret ediyorum nasıl oluyor da Türkiye’de hala yasakların bulunduğu ve insanlara güvenilmeyen bir ortam içerisinde gidiyor. Bir yandan onlar, bir yandan Ergenekon olayları, bir yandan Pkk terörü, bir taraftan Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor. Ama bu oyunların bir parçası da biz oluyoruz millet olarak, halk olarak hep dış güçlere atıveriyoruz kolay. Çünkü çok kolay savunması.

Ben hep bekliyorum ki Türkiye’de ne zaman biz kamil manada insan haklarına erişeceğiz. 21. yüzyılda olsun şuna erişelim istiyoruz. Biz çok sonra bu hakları elde etmiş olan insanlar bizden çok ileri milletler. Bizim milletimiz buna layık değil mi?


Haber 7
 



Bu haber 526 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,469 µs