Bu çatışmadan demokrasi çıkar mı?

Son dönemde Ergenekon operasyonu çerçevesinde yaşanan gelişmelerin devlet içerisinde bir çatışmanın türevi olduğu açık. Fakat biz bunun ideolojik bir tartışmanın ürünü olduğu kanaatindeyiz.

Ancak kritik mesele bu çatışmanın Türkiye demokrasisi için sonucunun ne olacağı…

Çatışan taraflardan biri olan Ergenekon’un demokrasi karşıtı olduğu, darbe planları yaptığı biliniyor.

Diğer tarafın ise bu darbe planlarını ortaya çıkartıp önlediği de ortada…

Fakat yine de, Ergenekon’un karşısındaki tarafın bunu demokrasi yanlıları oldukları için yaptıkları o kadar kesin değil. Bu konudaki ilk analizimiz için tıklayınız.

Çünkü demokrasi karşıtı bir gruba-aktöre karşı mücadele etmek, o mücadeleyi yürüten kişiyi/aktörü kendiliğinden demokrat kılmıyor; fakat demokratlaşmasının önünü de açabilir.

Ancak şu risk de var aynı zamanda:

Mücadele sürecinde, mücadeleyi meşrulaştırma aracı olarak sahiplenilen demokrat söylemler ve değerler, mücadele kazanıldıktan sonra unutulabilir.

Yani bu mücadeleyi yürütenler “köprüyü geçene kadar ayıya dayı” dercesine, “yeni efendiler” olmak için mi demokratik görünüme bürünüyorlar?

Bunu bilemiyoruz. Ancak bilemediğimizden dolayı veya önyargılarımız nedeniyle demokrasi yanlısı tutumun safiyane bir biçimde bu derin çetenin bertaraf edilmesi sürecine karşı olmasının bir anlamı yok…

Nitekim çatışan taraflar demokrat olamayabilirler fakat, bu çatışmanın yaratacağı “ara alan” demokratikleşme için geniş bir alan olma niteliği arz edebilir.

Öte yandan, bu çatışmalardan, tartışmalarla örülü sivil yöntemlerle değil, daha çok militer yöntemlerle yürütüldüğünden demokrasi çıkmayabilir fakat, demokrasi de mevcut derin devletle çatışmadan, onu bertaraf etmeden de çıkmaz.

Velhasıl, bu çatışmanın üç ihtimali var:

Bir: Ergenekoncular kazanacak ve on yılda bir darbe yapmaya devam edeceklar,

İki: Ergenekoncular kaybedecek ama yerini yeni efendiler alacak. Onlar darbe yapmayacak olsalar da, kendi ideolojilerince demokrasiye sınır çizecekler...

Üç: Ergenekoncular kaybedecek ve karşı taraf da derin devlet yapılanmasına gitmeyecek, Türkiye tam demokrasiye, demokratik bir devlet yapısına kavuşacak.

Üçüncü ihtimalin gerçekleşmesi için demokratların yapacağı iş, anti-demokratik yapılara karşı mücadele eden hareketin demokratlaşmalarına veya otoriterleşmemelerine yönelik sivil baskıları devrede tutmaktır.

Bunun özellikle, şuanda derin devleti bertaraf etmeye çalışan tarafın, başka bir derin devlet olmasını engellemek için yapılması gerekiyor.

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş