'Ya sev ya terk et'te karar verildi

21 Mart 2008 16:05 tsi
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Hrant Dink'in katil zanlısı O.S.'nin içinde bulunduğu Kocaeli F Tipi Cezaevi'ne ait aracın üzerinde bulunan "Ya sev ya terk et" yazısıyla ilgili başlatılan adli soruşturma tamamlandı. Savcılık, çıkartmanın bahsi geç

Savcılık tarafından yapılan ön soruşturmada, resmi plakalı bir vasıtaya çeşitli şekillerde yorumlanması muhtemel böyle bir yazının yapıştırılmasının ne derece uygun olduğu tartışmalara yol açsa da, olayın suç teşkil edecek derece ve ağırlıkta olmadığına karar verildi.

1 Ekim günü Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastinin katil zanlısı O.S.'nin içinde bulunduğu 06 AG 6063 plakalı cezaevine ait resmi nakil aracının ön plakasının üst bölümünde, "Ya sev ya terk et" ibareli yazıyla ilgili çeşitli basın ve yayın organlarında haberler çıkması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmıştı. Yapılan ön inceleme neticesinde, 7 Temmuz tarihinden sonraki dönemde bahsi geçen araçtan sorumlu personelin, 2006 yılında Türk Telekom özelleştirmesi yoluyla cezaevi şoförlüğüne tayin edilen L.Y. olduğu tespit edildi. Şüpheli olarak ifadeleri alınan H.G. ile F.Ç.'nin 2006 ve önceki yıllarda araçtan sorumlu oldukları, bu yüzden yaşanan olayla ilgilerinin bulunmadığı, cezaevi müdürü H.D.'nin olayda bir ihmal ve kusurunun olmadığı ortaya çıktı.

Yazılı ve görsel medyada, soruşturmaya konu olan yazı 1 Ekim günü yapılan Hrant Dink cinayeti davasıyla ilişkilendirilirken, cezaevinin dış kapı nizamiyesini gören kamera kayıtları incelemeye alındı. Yapılan incelemede, söz konusu yazının 9 Mayıs 2007 tarihinde araca yapıştırıldığı ve aracın yazı ile tüm duruşmalara gittiği ortaya çıktı. Savcılık tarafından yapılan ön soruşturmada, resmi plakalı bir vasıtaya çeşitli şekillerde yorumlanması muhtemel böyle bir yazının yapıştırılmasının ne derece uygun olduğu tartışmalara yol açsa da, olayın disiplin soruşturmasına konu edileceği, olayın suç teşkil edecek derece ve ağırlıkta olmadığına karar verildi.

Savcılık, çıkartmanın bahsi geçen duruşma ve duruşma sanıkları sebebiyle yapıştırıldığı ve suç işleme kastıyla araç üzerinde taşındığına dair kamu davası açılması için yeterli delil bulunmadığı yönünde karar verdi. Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan ve ceza hukukunun temel esaslarından olan "kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez, suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz" şeklindeki "suçta kanunilik" prensibi uyarınca herhangi bir suç unsurunun oluşmadığı anlaşıldığından, tüm şüpheliler hakkında takibat yapılmasına yer olmadığı ifade edildi.

yeni şafak

Bu haber 646 defa okundu.