'Kapatma davası demokrasiye darbe'

21 Mart 2008 14:09 tsi
Yargıtay Onursal Üyesi Kaşıkçı, AK Parti’ye açılan kapatma davasının iddianamesinin demokrasiye karşı bir darbe olduğunu belirterek ‘Sandık dışı her şey darbedir’ dedi

YARGITAY Onursal Üyesi Mehmet Kaşıkçı, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AK Parti’nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianameyi eleştirerek, ‘Bu iddianame, demokrasiye bir darbedir’ dedi. 2003’te Yargıtay 17. Hukuk Dairesi üyesi iken emekli olan 71 yaşındaki Kaşıkçı, şunları söyledi: ‘Hazırlanan iddianame, okuduğum kadarıyla demokrasiye darbedir. Partilerin asıl akıbetleri sandıktır. Sandığın dışındaki her şey, demokrasi metodlarına uygun değildir. Bunun dışındakilerin her biri bir darbedir.’

BUNLAR DELİL DEĞİL

46 yıllık hukuk geçmişini ve mesleki deneyimlerini ‘Bir Ömür Kürsü’ adlı kitapta toplayan Kaşıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Yargı kendini tam bulabilmiş değil. Delillerin sağlam olması gerekir. Temel eleştirim, bir siyasi parti, çok büyük bir oluşum yani toplumsal büyük bir kitlenin kaderiyle oynandığı zaman delilleri sözlerde değil, fiillerde aramak lazım. İddianamede, bazı siyasilerin açıklamaları yer alıyor. Bir laf, kızgınlıkla, yanılgıyla ağzınızdan çıkmıştır. Ancak incelediğimde, bu konuşmaların bir kısmı tekzip edilmiş, bir kısmı hakkında takipsizlik kararı verilmiş. İddianamedeki deliller, benim ölçülerimde delil olabilecek şeyler değil.

DENGE KURAMIYORUZ

DEMOKRASİLERDE milli irade ana unsurdur. Ancak devlet yapısında yasama, yürütme ve yargı erkleri de bu kadar vazgeçilmezdir. Zaten bir ülkede demokrasinini olup olmadığı, hem bu üç erkin kendi arasındaki dengesi, hem de milli iradeyle olan ilişkinin dengelenmesinden anlaşılır. Yaşadığmız olayın hepsi burada düğümleniyor, biz bu dengeyi kuramıyoruz. Anayasa yapıyoruz, reaksiyonist yapıyoruz. Bu şekilde bir zarar bertaraf edecekken, bir başka zarara kapı açmış oluyoruz.’

Vural Savaş’ın etkisi görülüyor

Mehmet Kaşıkçı, iddianameyi incelediğini anlatarak şöyle dedi: ‘Çok güzel bir giriş var. Özellikle girişte Vural Savaş’ın etkisi var gibi geliyor. Böyle bir şeyhissediyorum.

Hukukun perişan durumda olduğu kanaatindeyim.’

Başörtüsü davası beklenmeliydi

ONURSAL üye Mehmet Kaşıkçı AK Parti’ye açılan davanın Anayasa Mahkemesi’nde görülen başörtüsü davasının sonucunu beklemesi gerektiğini kaydederek şunları söyledi:

‘Öncelikle türban davası netleşmeliydi. Burada bir telaştan söz edebiliriz. İddianame bu kadar aceleye getirilmese daha iyiydi. Ben Abdurrahman Bey’in yerinde olsam, bu davayı beklerdim. Çünkü sonunda reddedilirse, Abdurrahman Bey’in iddianamesi reddedilmiş olacak.

Ne gereği var? Allah korusun, günde 30-40 kişi ölür de, o zaman ‘Ne yapayım, buna bir an önce müdahale etmek gerekir’ denilir. Ama çok şükür böyle bir şey yok. Türban konusu gerçekten ortaya çıkmalı, Anayasa Mahkemesi üyelerinin görüşleri bir anlamda belirlenmeliydi. İmza attığı bir iddianamenin geri çevrilmiş olması veya AİHM’den dönecek olmasının hesaplanması lazımdı.’

Cumhurbaşkanı’nın adını iddianameye koyamazsınız!..

MEHMET Kaşıkçı, Cumhurbaşkanı’nın devletin başı olduğunu belirterek şöyle konuştu: ‘Dışişleri Bakanlığı’nda yaptığı görevlerden dolayı yargılanması, benim hukuk bilgime göre olmaması lazım. Benim kanaatime göre, Cumhurbaşkanı’nın adı orada yer almamalıydı. Çünkü o, Türkiye’nin sembolü. İddianamede adının yer alması olabilecek bir şey değil. Anayasa’da açıkça hüküm var. Adının yer alması hatadır. Bunu çok garipsedim, anlayamadım. ... Türkiye’de yargının, özellikle de üst yargının bir problemi var. Üst yargı, kendi vicdanından başka bir şeyi kolay kolay kabul etmiyor. En büyük problem, üst yargının kendisini mevzuata bağlı hissetmeyişidir.’

STAR
 

Bu haber 476 defa okundu.