“Derin güçlere karşı 'derin' demokrasiyi savunalım"
21 Mart 2008 13:29 tsi
Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneği, Newroz Bayramı vesilesiyle yayınladığı basın açıklamasında, Ergenekon operasyonlarına değinerek demokratikleşme çabalarının devamını talep etti.
AKP’nin kapatılması talebiyle Yargıtay Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesi’ne dava açılması, Türkiye’yi üzerinde yürüdüğü sıkıntılı demokrasi yolunda yeni bir dönemece sokmuş durumdadır. Türkiye’nin demokrasi yolunda yürümekte ısrarı, açık ve belli ki, var olan egemen ve “derin” devlet zihniyetiyle yüzleşmesinden geçmektedir. Çünkü davanın “Ergenekon” soruşturmasının gündeme geldiği bir dönemde açılmış olması, başlı başına dikkat çekici bir husus olmuştur.
Rejim, varlığını farklılıkları yok etmek, asimile etmek, kendine biat etmesini sağlamak üzerine inşa etmiştir. Bu coğrafyadaki inanç sahipleri, ne zaman egemen statükonun kendisine biçtiği rol dışında var olmak istediyse, bunun adına “irtica” denmiş ve tasfiye edilmiştir. Bu ülkede ne zaman eşitlik, özgürlük, demokrasi değerlerini savunan sol, sosyalist, demokratik bir çıkış ortaya çıktıysa hemen “komünizm tehdidi” olarak yaftalanıp ezilmiştir. Bu ülkede ne zaman Kürtler, kendilerine dayatılan inkara karşı gelip haklarını talep ettilerse, “bölücülük tehdidi” adı altında ezilerek bastırılmak istenmişlerdir. Bir “partiler mezarlığını” andıran Türkiye’nin siyasal tarihine bakıldığında, partilerin kapatılma gerekçelerinin bu “kurgu” temelinde gerçekleştirildiğ i görülecektir.
Bu nedenle Kemalist statükonun anti-demokratik ve mevcut hukuk ve yasaları dahi zorlayan, hiçe sayan tutumunu aşabilmek, yasa ve anayasal tadilatlarla mümkün ve olanaklı değildir. Artık açığa çıkmış bir gerçektir ki, ülkemizde “kaos” çıkarmak, “darbe yapmak” planları yapan güçler vardır. “Kapatılma” veya siyaseten tasfiye edilme santajına boyun eğmek, uzlaşmak, “derin” hassasiyetlerin suyuna gitmekten medet ummak ise, asla demokratik geleceğimiz adına tercih edilecek bir yol değildir.
AKP iktidarı, yüzünü demokrasi güçlerine dönmek, demokratik geleceğimizin sorumluluğunu hissederek hareket etmek zorundadır. Bunun dışında hiçbir yol ve seçenek, bu tür senaryoları tekrar tekrar yaşamamıza engel olmayacaktır.
Tarihi önemde ve doğrudan geleceğimizin yönünü tayin edecek kritik bir süreçten geçmekteyiz. Ülke ve toplum olarak demokrasiden yana ısrar ve irademiz, cüretimiz sınanmaktadır. Bu nedenle “derin” güçlere karşı “derin” demokrasiyi savunmakta, çağdaş demokrasiden yana herkesin bir arada pozisyon alması, hiçbir zaman bu denli acil ve önemli bir görev haline gelmemişti…
Bu vesileyle, 2008 Newrozu, bir demokrasi kararlaşmasına zemin olmalı diyoruz. Newroz, halklarımızın kardeşliğine duyduğumuz inancın günü olmalı. Demokraside kesişen ortak geleceğimizi sahiplendiğimizi gösterdiğimiz bir “bayram” olmalı. Newroz piroz be. Nevruz kutlu olsun.
21 Mart 2008, Cafer Solgun
Yüzleşme Derneği Başkanı
Bu haber 540 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle