En Sıcak Konular

Reha Muhtar: Ben çeteci miyim?

20 Mart 2008 09:39 tsi


Reha Muhtar / Vatan

Devlet içinde çok önemli yerlere sızılmış” diyor önce koskoca Ertuğrul Günay...

Sonra Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesi için, “Amaç Ergenekon çetesini korumak, devlet içindeki çeteleşmeyle mücadelenin önünü kesmek” mealinde sözler

söylüyor...

Bunu söyleyen bu ülkenin Kültür ve Turizm Bakanı...

Bir ülkenin Yargıtay Başsavcısı’nı “çetelerle dolaylı bağlantılar biçiminde” anmakla, koskoca Bakan ne yapmak ister?..

Türkiye’de Yargıtay Başsavcısı’nın iktidar partisine kapatma davası açtı diye “yargılanmasını isteyen bir anlayış” var ve bunu en demokrat olduğunu iddia eden iktidar yanlısı basın yapıyor...


***


Son günlerde yaşadıklarımdan müthiş ürküntü duyuyorum...

Bir Yargıtay Başsavcısı bu kadar kolay “çetecilikle bağlantılı” sayılabiliyorsa, koskoca Başsavcı bu kadar kolay çetecilikten töhmet altında bırakılabiliyorsa, bu ülkede yarın benim, senin, onun çetecilikle yargılanmayacağımızın, içeri atılmayacağımızın hangi garantisi var?..

Açık söylüyorum, Türkiye’de bunu yapan anlayış faşizan bir anlayıştır ve ben yarın ne kendi geleceğimden ne de benim gibi düşünenlerin geleceğinden emin değilim...

Türkiye’nin geleceğinden emin

olmadığım gibi...

Elde hiçbir kanıt olmadan koskoca Yargıtay Başsavcısı’nı çetecilerle ilişkilendiren anlayış, ne malum yarın bizim yazılarımızı da “çetecilerin yazdırdığını” söylemeyecektir?..


***


Nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz?..

Çete denilen şey bu kadar

kolay mıdır?..

Bir insan bu kadar kolay çeteci olabilir mi?..

Ne yapar çeteler, çeteciler?..

Beğenmediğiniz her fikri, her düşünceyi çetecilikle irtibatlandırırsanız bu ülkede insanlar gelecek endişesiyle, yarın ne olacak muammasıyla yaşamazlar mı?..

Yoksa istenilen bu mudur?..

Korku, yılgınlık, tedirginlikle herkesin başına ne geleceğini bilmemesi midir istenen?..


***


Diyebilirsiniz ki, koskoca Başbakan da “Partisinin kapatılması davasıyla karşı karşıya...”

Haklısınız, bir ülkenin Başbakanı’nın parti kapatma davasının muhatabı olması demokrasinin ayıbıdır...

Çift taraflı nakıslığının göstergesidir...

Ama sonuçta “laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı olma” iddiası siyasi bir

olaydır...

AKP’nin siyasi duruşuyla ilgili bir olaydır ve dava konusu olsa bile siyaset kökenli bir hukuk davasıdır...

Bir siyasetçiyi yaralar ya da Bülent Arınç gibi bir siyasetçiyi “kendi deyimiyle onurlandırır...”

Ancak en üst düzey bir hukuk adamı hakkında sırf bir hukuki dava açtı diye hiçbir belge ve bilgi olmadan “çetecilerle irtibatlandırmak” müthiş yaralayıcı ve ağırdır...


***


Öyledir çünkü, bu ülkede sandıktan zaten AKP iktidarı çıkmıştır...

Bu iktidar zaten kendi adayını Cumhurbaşkanı yapmıştır...

Bu Cumhurbaşkanı, zaten devletin bütün hassas kurumlarının başına kendi gibi düşünenleri atamaya başlamıştır...

Hükümet icra organı olarak zaten kendi atamalarını kendi yapmaktadır...

Ülkenin hemen bütün kurumları zaten AKP’nin ya da eski AKP kurucusu olan Cumhurbaşkanı’nın, atadığı kişilerin başkanlığında yönetilmektedir...

Yasamaya ve yürütmeye zaten matematiksel çoğunlukla hakim olan, iktidar kendi döneminde yaptığı atamalarla zaten yargıda da önemli mesafeler kaydetmiş, 4. kuvvet medya da önemli biçimde iktidar tarafına dönüşmüştür...


***


Yasamanın, yürütmenin, Cumhurbaşkanı’nın aynı siyasi kökenden geldiği, medyanın önemli ölçüde bu yönde değiştiği bir Türkiye’de, bir kanun adamına reva görülen bu suçlama çok ağırdır ve demokrasiden ne kadar uzaklaştığımızı

göstermektedir...

Açıkça soruyorum...

Yarın “herhangi birisinin çetecilikle suçlamayacağını” kim garanti edebilir öyle bir toplumda?..

Çünkü şu anda yapılan suçlamalarla linç edilen kişiyle ilgili hiçbir belge, bilgi, somut delil yoktur.

Çeteci diyorlar ve işin içinden
çıkıyorlar...

Güneşi özlüyorum...

Hayatımda hiç özlemediğim kadar...

Biliyorum zamanında o güneşi zaptetmeye uğraşmıştık...

Şimdi sadece güneşi görmeyi ve özgürlüğü içime çekmeyi özlüyorum...

Maalesef güneş çok uzaklarda...

Özgürlük şarkılarda..

Yine döndük dolaştık...

Zülfü Livaneli'yi koydum kasetçalara...

'Ey özgürlük' şarkısı çalıyor haykıra haykıra...



Bu haber 466 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,298 µs