FLAŞ! 2'nci İlhan Selçuk vakas | " /> FLAŞ! 2'nci İlhan Selçuk vakas | "/>

En Sıcak Konular

FLAŞ! 2'nci İlhan Selçuk vakas

19 Mart 2008 16:48 tsi
FLAŞ! 2'nci İlhan Selçuk vakas 28 Şubat’ın militan generallerinden biri olarak öne çıkan Doğu Silahçıoğlu, 3 Şubat'ta Cumhuriyet'te kaleme aldığı makalede bugün yaşananları bir bir anlatmış. Akıllara takılan soru şu: Silahçıoğlu, AKP'ye kapatma davası açılacağını nereden biliy

28 Şubat’ın militan generallerinden biri olarak öne çıkan Doğu Silahçıoğlu’nun 3 Şubat tarihli çok tartışılan yazısına, AK Parti’yi kapatma davasının ardından bir daha bakmak gerekiyor.

Ahmet Altan ve Murat Belge'nin "AKP kapandıktan sonra seçimlerin ertelenmesini sağlayacak olası plan ne kadar ayrıntılı" sorusunun cevabını, Doğu Silahçıoğlu’nun Cumhuriyet'teki 3 Şubat 2008 tarihli “Çıkış Yolu” başlıklı yazısında bulmak mümkün.

AK Parti’nin kapatılması davasıyla birlikte ortaya çıkan bir sorunun cevabı aranıyor… Birkaç gün önce Ahmet Altan’ın (dün aktarmıştım) sorduğu soruyu bugün de (18 Mart) Murat Belge sordu: “Plan ne kadar ayrıntılı?” Altan ve Belge’nin sorularının cevabına ilişkin ipuçlarını, Doğu Silahçıoğlu’nun 3 Şubat 2008 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Çıkış Yolu” başlıklı yazısında bulmak mümkün.

AK Parti’ye açılan kapatma davasının ardından o yazıya biraz daha yakından bakmak gerekiyor. “Planın ne kadar ayrıntılı olduğu” sorusu akıllara ilk olarak, Ahmet Altan’ın Taraf gazetesinde yayımlanan ilginç yazısıyla birlikte düştü. Bazı gazetelerin internet sayfalarında tam metnini yayımladıkları yazıyı dün ben de sizin için özetlemiştim. Tekrar hatırlayalım:

“Taraf gazetesi genel yayın yönetmeni Ahmet Altan, Yargıtay Başsavcısı’nın, davayı salt kendi kararıyla açmış olamayacağı varsayımından hareketle ilginç bir yazı kaleme aldı. ‘AKP’nin kapatılması halinde, yapılacak ilk seçimde bu partinin yerine kurulacak partinin yüzde ellilerin çok üstünde bir oyla iktidara geleceğini onlar da görüyor olmalı’ tespitini yapan ve ‘o zaman tek amaçları AKP’yi kapatmak olmaz’ diyen Altan şöyle devam ediyor: ‘AKP kapandıktan sonra en aşağı beş yıllığına seçimleri erteletecek bir başka plan daha olması gerekiyor akıllarında. Böyle bir planları olmadan AKP’yi kapatmaya kalkmak gibi bir çılgınlığa kalkışmazlardı. İşte asıl endişe verici soru da bu: Seçimleri erteletmek için ne yapmayı planlıyorlar? Ve, bu planın ordu içinde bir uzantısı var mı? Eğer, böyle bir planları varsa, bunun anlamı açık. Önümüzdeki bir iki hafta içinde korkunç bir olayla karşılaşacağız demektir. Seçimleri erteletecek kadar korkunç bir şey. (…) Şimdi yapılacak tek şey… Onların aklındaki ‘ikinci’ adımı atmalarını önlemek için derhal tedbir almak… Ve, bir dönemin huzur içinde bitmesini sağlamaktır.’”

Bugünkü Radikal’de de Murat Belge, Altan’ın, “Savcı tek başına hareket ediyor olamaz” varsayımının geçerli olması durumunda şu sorunun cevabını bulmamız gerektiğini hatırlatıyor: “Plan ne kadar ayrıntılı?”

Silahçıoğlu ne yazmıştı?
 
28 Şubat’ın ünlü generallerinden biri olan Doğu Silahçıoğlu, emekliliğinden bu yana da aktif bir “ulusalcı” olarak siyasetin içinde. Her ne kadar sadece yazıp çizen biri gibi görülse de aslında çok daha aktif bir politik figür olduğu biliniyor.

Emekli general, Cumhuriyet gazetesinde düzenli yazılar yazıyor. Ayrıca Hâkimiyet-i Milliye adlı bir internet sitesinin de yazarları arasında… Silahçıoğlu’nun 3 Şubat 2008’de Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı “Çıkış Yolu” başlıklı bir yazı, bir açıdan onun politikayla ilişkisinin salt “düşünsel” düzeyde olmadığını da gösterir nitelikteydi.

Söz konusu yazının spotunda, “Çıkış Yolu”nun olmazsa olmaz unsuru saptanıyordu önce: “Laik Cumhuriyeti savunmaya kararlı her yurttaş, hükümetin antidemokratik uygulamaları karşısında, toplumsal tepkisini olanca gücüyle ortaya koymalı; anayasal kurum ve kuruluşların da desteğinde, halkın geniş katılımıyla bir ‘ulusal cephe’ oluşturulmalı ve AKP hükümeti en kısa sürede iktidardan uzaklaştırılmalıdır!.”

Yazara göre, teorik olarak üç yöntemden söz edilebilirdi bu amaca ulaşmak için: “Siyasal”, “hukuksal” ve “Toplumsal” yöntemler… Yazar, gerek siyasal yöntemin aracı olarak gösterdiği gensoru önergesi vermeyi, gerekse de hukuksal yöntemin aracı olarak gösterdiği parti hakkında kapatma davası açmayı “sonuç alınmasını engelleyebilecek faktörler” nedeniyle geçtikten sonra, yegâne çare olarak gördüğü “toplumsal yöntem”e geliyordu. Bu yöntem pratikte şöyle uygulanacaktı:
“Atatürk Cumhuriyetini savunan ‘ulusal cephe’ nin tüm yandaşları meydanları doldurmalı; milyonlar nereye gerekiyorsa oraya yığılmalı, nereye gerekiyorsa oraya çıkarılmalıdır…”

Yazıda nihai amaç da şöyle belirlenmişti: “(Hedef) sonunda hükümeti yönetimden çekilmeye mecbur etmektir.” İyi de, ya bu türden “kurumlarla birlikte yürütülen” operasyonlar sonrasında devrilen hükümetlerin yerine benzerlerinin gelmesi nasıl önlenecekti? Önlenecek miydi? Yazara göre evet:

“Ne var ki AKP bir şekilde iktidardan uzaklaştırılsa bile, bu yöntemin başarıya ulaşması da bir diğer gelişmeye bağlıdır. O da; ‘Atatürk Cumhuriyeti’ yandaşlarının genel seçimler sonrasında siyasal iktidarı ele geçirebilmeleri ve yeni bir nesil yetişinceye kadar yönetimde kalmayı sağlayabilecek önlemler geliştirmeleridir. Çünkü ‘AKP’ ya da onun ardılları, seçimi yine kazandıkları takdirde, değişen bir şey olmayacak, bugünkü resim yeniden ortaya çıkacaktır!.”

“Hukuksal yöntem” neden öne çıktı?

Silahçıoğlu’nun “olmaz, işlemez” dediği “hukuksal yöntem” şimdi neden devrede? Bu soruyu, yazarın bu yöntemin neden işlemeyeceği yönündeki tespitlerini aktardıktan sonra cevaplamaya çalışalım. Doğu Silahçıoğlu’na göre:

“Hukuksal yöntem: Laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelen ‘AKP’ hakkında ‘Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ tarafından ‘Anayasa Mahkemesi’nde dava açmak ve ‘AKP’ nin kapatılmasını sağlamaktır. Ancak bu yöntemin uygulanmasında bazı dirençlerle karşılaşma ihtimali vardır: - İçinde yaşadığımız ülkesel, bölgesel ve küresel koşullar, - ABD’nin ve AB’nin iktidara sağladığı destek, - Anayasa Mahkemesi’nin yapısal özellikleri sonuç alınmasını güçleştirebilecek etkenler arasındadır!..”

İşte dava açıldı ve Doğu Silahçıoğlu’nun mükemmel bir öngörüyle tespit ettiği gibi “yöntem” çok ciddi bir dirençle karşılaştı.

Gelelim kritik soruya: Bütün bunları göze alarak neden “hukuksal yöntem”, “toplumsal yöntem”in önüne geçirildi? Geçen nisan ayında Cumhuriyet mitingleriyle başlatılan “toplumsal yöntem”le bir sonuç alınamayacağı sonucuna mı varıldı? Ya da iki yöntem birlikte mi işletilecek? Yakında “AKP kapatılsın” mitingleri örgütlenebilir mi? Yoksa Murat Belge’nin dediği gibi, biraz da çaresizlikle hele bir başlatalım, kervanın gerisini yolda düzeriz mi deniyor?

Bu soruların cevabını önümüzdeki haftalardan itibaren almaya başlayacağız. “Plan”ın, ek’inde bir şeyler ihtiva edip etmediğini böylece öğrenebileceğiz.

Medyakronik



Bu haber 1,520 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,825 µs