En Sıcak Konular

Einstein ve darbeciler

17 Mart 2008 14:01 tsi
Einstein ve darbeciler Hep siyasi partileri kapatıp onların taşıdıkları toplumsal hareketlerin önünü kesmeyi hayal edenler hala ders almadılar mı? Toplumun demokrasi talebinin önüne geçilemeyeceği anlaşılmadı mı? Einstein, 'hep aynı şeyi yapıp her defasında başarılı olacağını

Ayhan Aktar / Taraf

AKP artık çok rahat

Ünlü fizikçi Albert Einstein’ın çok anlamlı bulduğum bir sözü var: Deli, sürekli olarak aynı şeyi yapan ve her defasında farklı bir sonuç alacağını zanneden birisidir. Son on yıl içinde ülkemizde yapılan çılgınca işleri bir hatırlayalım:

-28 Şubat sürecinde Refah Partisi’nin kapatılması ve içindeki ‘yenilikçi’ grubun o çizgiden koparak AKP’yi kurmasına zemin hazırlanması,

-3 Kasım 2002 seçimlerinden on gün önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun AKP’yi kapatmak üzere dava açması ve bunun AKP’nin yüzde 34’lük seçim zaferine katkı yapması,

-27 Nisan 2007 akşamı Genelkurmay web-sitesinde yayımlanan elektronik muhtıra ile 22 Temmuz seçimlerinde AKP’nin yüzde 47’lik zaferine ciddi katkı yapılması,

Son olarak da, üç gün önce AKP’nin kapatılması talebi ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve eski TBMM Başkanı dahil 71 kişinin siyasi yasaklı sayılması amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne dava açılması.

Dikkat ederseniz, saydığımız bütün bu çılgınlıkların ortak noktasında siyaset dışı olması beklenen kurumların siyasete müdahale ederek kendilerince “istenmeyen” gelişmeleri ortadan kaldırma niyetleri bulunmaktadır. Peki, “istenmeyen” gelişmeler siyasete müdahale sonucunda ortadan kalkmış mıdır? Hayır, her seferinde tam tersi olmuştur. Şimdi son müdahalenin muhtemel siyasi sonuçları hakkında bir ufuk turu yapalım.

1. Bu günden itibaren, Temmuz 2007 seçimlerinden sonra AB reformları konusunda hiçbir adım atmayan ve Kürt meselesi, yeni Anayasa, TCK 301. madde gibi konularda demir tarayan bir görüntü sergileyen AKP’ye yönelik eleştirilerin dozu hem içeride hem de dışarıda azalacaktır. Başbakan Erdoğan’ın başına tekrar talih kuşu konmuştur. “Kemalist Yobazlık” yükseldikçe AKP’nin eli rahatlamaktadır. 2009 yılında yapılacak olan belediye seçimlerinde –eğer çok daha dramatik başka bir gelişme olmaz ise- AKP oy oranını rahatlıkla artıracaktır. Başbakan Erdoğan’ın seçmene gidip “görüyorsunuz işte, elimizden geleni yapıyoruz, aman kollayın bizi!” demesi yeter.

2. Son müdahale, AKP’li politikacılara çok güzel bir mazereti altın tepsi içinde sunmuştur. AKP’liler şu tavrı kolaylıkla benimseyebilirler: “Vallahi, biz bazı şeyleri değiştirmek için çabalıyoruz. Ama başımızda sallanan Damokles’in kılıcı olmasa!” Fakat, bu mazeretin üzerine yatılması AKP için “ölüm öpücüğü” anlamını taşır. Hiç hafife almıyorum, parti kapatma tehdidi siyasetin nefesinin kısılması demektir. Böyle bir tehdit altında sürdürülen siyasi faaliyet artık risk almaktan korkan ve sadece “günlük işleri idare eden” bir düzeye çekilir. Eğer böyle bir yolu tercih ederse, AKP’nin 2002-2005 arasında sergilediği reformcu özellikleri yok olur ve AKP’nin siyasi yaratıcılığı iğdiş edilmiş olur. AKP, kısa zamanda Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı haline dönüşebilir. Eğer AKP, Türkiye’deki değişim sürecini yönetme iddiasından vazgeçer ve yukarıda özetlediğimiz mazerete sığınırsa yalnız ihale dağıtan ve kendi çevresinde yeni zenginler yaratan bir parti olur.

3. Son müdahale bize açık olarak gösteriyor ki Ankara’da bir iktidar savaşı yaşanmaktadır. Bu savaşta bir tarafın galibiyeti, kaçınılmaz olarak karşı tarafın mağlubiyeti anlamına gelmektedir. AKP açısından savaşı kazanmanın tek yolu, Kopenhag kriterlerine uygun bir yeni anayasa tasarısını hiç korkmadan ve çekinmeden TBMM gündemine taşımak olmalıdır. Her ayranı kabaran devlet memurunun seçilmişlerin iktidarına taş koyamayacağı bir anayasal yapı hem çağdaşlaşma yolunda Türkiye’nin önünü açacak, hem de AKP’yi gerçek anlamda iktidara taşıyacaktır.

Cumhurbaşkanı Gül, yeni Anayasayı referanduma götüreceği konusunda söz vermiştir. Zaten AKP’nin seçmenin hakemliğine gitmekten başka çaresi kalmamıştır. Anti-demokratik müdahaleleri aşmanın tek yolunun demokrasiyi işletmek olduğunu AKP’nin 2007’de yaşayarak öğrendiğini tahmin ediyoruz. Aksi takdirde, bir zamanlar Süleyman Demirel’in şikâyet ettiği durum, AKP’nin de başına gelebilir. “Davulun AKP’nin boynunda, ama tokmağın başkalarının elinde” olması durumunu, eğer AKP “ehven-i şer” olarak kabul ederse artık ölmeye yatmayı göze almış demektir. Evet, son müdahale ile AKP rahatlamıştır, ama Türk demokrasisi bir yol ayrımına gelmiştir.

* * *

Geçen hafta bir arkadaşım, bu köşeye neden “ilginç zamanlar” ismini koyduğumu sordu. Yıllar önce okuduğum, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Knatchbull-Hugessen’in anılarında Çinlilerin bir bedduasından bahsediliyordu. Çinliler, bir insanın çevresinin sürekli alt üst olarak, hayatının allak bullak olmasını istedikleri zaman “İlginç zamanlarda yaşayasın!” diye beddua ederlermiş. Bu bedduanın bizler için geçerli olduğunu düşünüyorum. Hele etraftaki delilerin son marifetlerini gördükçe, bu inancım daha da sağlamlaşıyor. İlginç zamanların yarattığı huzursuzluğa sizler de alışsanız iyi olur.



Bu haber 765 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,002 µs