‘Yelkovan’a dikkat:

17 Mart 2008 12:54 tsi
Tabii Batı'ya da bakmak gerekiyor! Zira pusulanın bir kolu da, yine akrep olarak okunabilir Batı'yı gösteriyor. Kapatma davası Batı için de avantajlı ve dez-avantajlı durumlar içeriyor. Onlarında 'durumdan istifade isteyecekleri olabilir. Yani işin bir

Batı’yı hemen tarif edelim. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği. Majör oyuncu ABD ve tali oyuncu AB ile Türkiye arasında, kuşbakışı Ortadoğu denklemi, büyük ölçekli harita değerleri ile Irak ve bağlantılı konular üzerinde bir ittifak görünüyor.

Ankara’yı kısa zamanda sıklıkla ziyaret eden Batı’lı siyasetçilerin kimlikleri ve genellikle “ne isteyecekler” çizgisinden çok, “istenecek bir şey yok, zaten bir konsensus” var önermesini savunanların varlığı dikkat çekiyor.

Bu uzlaşı, Irak, Kuzey Irak, İran, enerji yolları, Afganistan, Pakistan, hararetlenen Kıbrıs ve hatta İsrail-Filistin dosyasını kapsıyor. Savunma Bakanı Robert Gates’in ardından Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in müstakbel ziyareti bu mutabakatın imza töreni gibi algılanıyor.

Ancak bu herşey yolunda veya istenecek bir şey yok denerek sonuca bağlanacak bir konu değil. Örneğin son aylarda AB hevesi yoğun biçimde eleştirilen AKP hükümetinin şimdi kapatma davası nedeniyle Brüksel’e dönen yüzü Batı’dan karşılık olarak gelecek taleplere karşı Ankara’nın tonunu düşürebilir kaygısı bulunuyor.

Aynı şey elbette ABD için de geçerli.Her ne kadar belli bir mutabakat varsa da, Türkiye’nin bu eş-güdüm içinde çekinceli duruşları var ve bunların zafiyete uğramaması gerekiyor.

Örneğin İran... ABD, Irak müdehalesinden beri “gitti gidiyor”, reformistler ayaklanacak diye baktığı ve küresel kamuoyunu manipüle ettiği Tahran’ın son seçimlerde aldığı muhafakar mimarinin farkında.

“Böyle gitmez” diyerek  “giderayak” İran’a yönelik bir çılgınlık yapma ihtimali Türkiye’yi kilit konum ve öneme sürüklüyor. Afganistan için gelebilecek malum talepler, füze kalkanı, Irak’ın Kuzey’indeki Kürtlerin durumu işin cabası.

AB için belki söylenebilir ama, bir çok basın odağının “ABD kapatma davasına karşı” duruşu tam doğru değil. Klasik Washington söylemi olarak “demokrasi” söylevlerinden vazgeçmiyor ama, bir yandan da “şeriatın kestiği parmak acımaz” ve “Türkiye’nin iç işi” mealindeki çıkışlarını metne ekliyor.

İkisinden birini seçmesi ise ateşten günler yaşayan AKP’nin tutumuna bağlı kalıyor.

 

Bu haber 1,789 defa okundu.