DTP'nin kapatılması sosyal ihtiyaç

14 Mart 2008 16:08 tsi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, DTPnin kapatılması istemiyle ilgili esasa ilişkin görüşünü tamamladı. Çok ilginç vurgular var.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, geçen aylarda Türkiye'nin çeşitli yerlerinde yaşanan araç kundaklama olayları ile parti yöneticilerinin, Abdullah Öcalan'ın zehirlendiğine ilişkin görüşlerini de açtığı kapatma davasına yeni suçlar olarak ekledi. Başsavcı Yalçınkaya, DTP'nin kapatılmasının zorunlu 'sosyal' bir ihtiyaç olduğunu savundu.

Başsavcı Yalçınkaya, kapatma isteminde bulunduğu DTP'nin Anayasa Mahkemesi'ne ön savunmasını vermesinin ardından esasa ilişkin görüşünü tamamladı. Yalçınkaya, Türkiye'nun uzun süredir terörle mücadele ettiğini belirterek, DTP'nin teröre destek verdiğini savundu. Yalçınkaya, "Mevzuatımızdaki kapatma eylemi, terörün vahameti karşısında radikal bir önlem sayılmaz" dedi. DTP'nin kapatılmasının "zaruri" olduğunu savunan Başsavcı Yalçınkaya şöyle dedi:

SOSYAL BİR İHTİYAÇ
"Bölücü, silahlı terör örgütünün eylemlerine destek veren bir partinin kapatılmaması hem ülkenin bölünmez bütünlüğüne hem de demokrasiye zarar verecektir. Kapatılma önlemi, ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması amacıyla alındığından, terörizmin önlenmesi, teröre prim verilmemesi nedenleriyle hedeflenen amaç ile orantısız da sayılamaz. Zira böyle bir önlemin alınması demokratik bir toplum için uygun ve zorunlu sosyal ihtiyaçtır."

DEMOKRASİ DEVLETE KARŞI ÇIKIŞ YÖNTEMİ OLAMAZ
Başsavcı, siyasi partilerin demokratik yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olduğuna ancak demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanılarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen eylemlerin kabul edilemez olduğunu söyledi.

KUNDAKLAMA EYLEMLERİ VE ZEHİRLEME İDDİASI
Başsavcı, esas hakkındaki görüşünde DTP'ye ek suçlamalarda da bulundu. Başsavcı Yalçınkaya, son zamanlarda artış gösteren kundaklama eylemlerine de yer vererek, bu olayların DTP ile ilişkili olduğunu savundu.

Başsavcı Yalçınkaya, DTP'nin Abdullah Öcalan'ın zehirlenme iddialarını bahane ederek şiddet içerikli eylemler düzenlediğini ve ülkeyi "kaosa" sürüklediğini belirterek, ancak Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin geçen hafta açıkladığı "Öcalan Zehirlenmedi" şeklindeki raporuna değindi. Yalçınkaya, bu raporun DTP'nin, PKK'nın amaç ve yöntemleriyle örtüştüğünü ortaya koyduğunu savundu.
Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan'ın "Dağdakiler bu ülkenin en onurlu insanıdır" ve Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil'in canlı bomba olarak 7 askerin öldürülmesine sebep olan "zilan" kod adlı PKK'lı Zeynep Kınacı'yı "özgürlük öncüsü" olarak ilan etmesine de değinen Yalçınkaya, "Bu tür eylemlerin hiçbir demokratik hukuk devletinde barışçıl olduğu, şiddeti öngörmediği iddia edilemez" dedi.

DTP'NİN DEMOKRATİK REJİMİ TEHLİKEYE SOKACAK PROJESİ VAR
DTP ile PKK arasındaki bağlantının belirgin olduğunu savunan Başsavcı Yalçınkaya, esasa ilişkin mütalaasında şunları söyledi:

"Üyeleri, görevlileri, yöneticileri, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve hatta genel başkanlarının terör örgütü üyeliği suçundan yargılanıp mahkum edilmesi veya halen yargılanması, tüm toplantı ve mitinglerde terör örgütü lehine gösteriler yapılması, güvenlik kuvvetlerine kamu ve özel kişilere mal varlıklarına taşlı saldırılarda bulunulması, Türk bayraklarının tahrip edilmesi davalı partinin ülkedeki demokratik rejimi tehlikeye sokacak siyasi projesinin bulunduğunu, siyasi amaçlarıyla için gerektiğinde şiddete başvurduğunu, ırkçılığı, terörü, şiddet çağrısını teşvik ettiğini, hoşgörüsüzlüğe dayandığını göstermektedir. Bu nedenle kapatma yaptırımı İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmayacaktır."

Aktif haber

Bu haber 457 defa okundu.