Kiliselerden İslam dersine destek

13 Mart 2008 20:56 tsi
Berlin'de düzenlenen İslam Konferansı nedeniyle Bild gazetesine konuşan Alman Protestan Kiliseleri Başkanı Wolfgang Huber, okullarda İslam dersi verilmesine destek çıktı.

Wolgang Huber, bugün başkent Berlin'de düzenlenen 3. İslam Konferansı nedeniyle Bild gazetesine yaptığı açıklamada, İslam dini dersinin, anayasanın 7. maddesinde öngörüldüğü gibi devlet denetimi altında verilmesi koşuluna bağlı kalınması gerektiğini bildirdi.

Anayasanın öngördüğü dışında bir din dersinin yapılamayacağını ifade eden Huber, İslam dini dersinin, Almanya'da eğitim almış öğretmenler tarafından Almanca olarak verilmesi gerektiğini, bunun yapılması için de birçok engelin aşılması gerektiğini kaydetti.

Konferansa katılan Berlin Eyaleti İçişleri Bakanı Ehrhart Körting ise Alman Haber Ajansı'na (DPA) yaptığı açıklamada, konferansın çalışmalarını eleştirdi.

Körting, çalışma gruplarında yüzeysel uzlaşmaların dışına çıkılamadığını, raporda Müslümanlar'ın hukuk düzenini kabul etmelerinin doğal bir olay değil de uyum çabası olarak olumlu biçimde değerlendirilmesinin yanlış bir başlangıç noktası savundu.

Konferanstan, temel düzen konusunda görüş ayrılıklarının olduğu konulara yanıt getirmesini beklediğini ifade eden Körting, birlikteliği isteyenlerin İslamcı bir devlet düzeni düşünden vazgeçmeleri gerektiğini dile getirdi.

Hoşgörüyü isteyenlerin bunu sürekli bir biçimde sınırsız olarak savunmaları gerektiğini ifade eden Körting, insanların birlikte yaşamaları için kuralları devletten başka hiç kimsenin belirleyemeyeceğini, bunun kadın-erkek eşitliği için de geçerli olduğunu anlattı.

Körting, ''Dini vecibelerin yerine getirilmesinde dini cemaatler bunu farklı görebilir ve kadınlarla erkekler için ayrı namaz bölmeleri öngörebilirler. Bizim ülkemizin yaşamında Müslüman kadınlar ve kızlar için özgürlük haklarıyla eğitim hakkı kısıtlama olmadan geçerlidir'' dedi.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Aile ve Uyum Bakanı Armin Laschet, konferansla ilgili olarak yaptığı açıklamada, konferansın, Almanya'daki İslam imajına daha gerçekçi bir görüntü verilmesine katkı sağladığını belirterek, ''Hala çok sayıda Alman, köktendinciliği, şiddete eğilimi, kadınların baskı altında bırakılmalarını İslam inancıyla bir tutuyor'' biçiminde bir ifadeye yer verdi.

Amerikan Gallup Enstitüsü'nün araştırmalarına göre, dünyadaki Müslümanlar'ın büyük çoğunluğunun Batılı demokratik değerleri paylaştığına dikkati çeken Laschet, Almanya'da barışçı bir birlikte yaşam için devletle ülkede yaşayan Müslümanlar arasındaki ilişkilerin sağlam bir temele oturtulması gerektiğini, yalnızca bu sayede şiddet yanlısı radikal dinciliğe karşı mücadelede başarılı olunabileceğini söyledi.

Laschet, ''İslamiyet'i, neredeyse bir refleks gibi namus cinayetleri, zorunlu evlilikler ve şiddet olaylarıyla bir tutmak yanlış. Almanya'da yaşanan İslamiyet çok çeşitli'' dedi.

Sol Parti Federal Meclis Üyesi Sevim Dağdelen ise nefreti yayan radikal imamlara karşı mücadelede insanların yalnızca toplumsal açıdan dışlanmalarının önlenmesiyle başarılı olunabileceğini savunarak, bunun için de insanların toplumsal ve hukuksal açıdan eşit duruma getirilmeleri gerektiğini vurguladı.

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble'yi de ''devletin din ve dünya görüşleriyle ilgili konulara karışmama ilkesini ihlal ettiği'' gerekçesiyle eleştiren Dağdelen, Schaeuble'nin ayrıca, Almanya'daki Müslümanlar'ın çoğunun laik insanlar olduğu gerçeğini de gizlemeye çalıştığını savundu. 
 

Bu haber 350 defa okundu.