kazın ayağı başka! | " /> kazın ayağı başka! | "/>

En Sıcak Konular

Kıvrıkoğlu’nun itirafında kazın ayağı başka!

13 Mart 2008 13:01 tsi
Kıvrıkoğlu’nun itirafında kazın ayağı başka! Darbe Günlükleri’ni Nokta’da yayınlayan Alper Görmüş, Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun halefi Hilmi Özkök’e yönelik 'Onu koltuğumda istememiştim' itirafına başka bir açıdan yaklaştı. iyibilgi’nin ulaştığı Görmüş, satır satır okuduğu

Alper Görmüş ve ekibi, Nokta dergisinde Darbe Günlükleri’ni yayınladığında Türkiye’de deyim yerinde ise yer yerinden oynamıştı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı özden Örnek, kaleme aldığı günlüklerde ordu içindeki bazı grupların 2004 yılında iki ayrı darbe girişiminde bulunduklarını, bunun için Anadolu’da kışla kışla gezip zemin yokladıklarını ama başarısız olduklarını ifade etmişti.

Ayışığı ve Sarıkız darbe planlarının yayınlanması kamuoyunda farklı tepkilerle karşılaşmış, bazı kesimler bu çabayı ordunun yıpratılması olarak yorumlamıştı.

Sürecin sonunda Nokta dergisi, ‘mali sorunları’ gerekçe göstererek yayın hayatına son vermişti.

Bugünlerde gündem bir kez daha askeri itiraflarla çalkalanıyor. Eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, halefi Hilmi Özkök için yıllar sonra ‘Onun koltuğuma oturmasını istememiştim’ açıklamasında bulundu.

Ardından bir dizi açıklamalar ve haberler yapıldı.

iyibilgi, Özden Örnek’in günlüklerini satır satır okuyan Nokta’nın eski Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’e de ulaştı. Görmüş’ün bu süreci daha iyi anlamamızda ciddi katkısı olabilir.

Süreç düşünüldüğünde Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun bu itirafı ne anlama geliyor?

Bu gerekçeyi hakiki kabul edecek miyiz, bir defa ona bakmamız lazım. Şamil Tayyar da yazdı; Özkök’ün tırnak içinde irticaya karşı yeteri kadar mücadeleci olamayacağına dair ordu içinde bir sıkıntı bir beyan, hiçbir belge yok. Kıvrıkoğlu’nun da böyle bir beyanı yok. Ömer İzci ile arasının çok iyi olduğunu söylüyor. Şamil Tayyar, Ömer izci ile konuşmuş. Özkök’in istenmemesi bir vaka ama gerekçeler başka.

ÖNCE 1 MART'TA AYRI DÜŞTÜLER

Nedir bu gerekçeler?

ABD’nin Irak’a müdahalesinde Türkiye’nin tavrı noktasında Özkök ile Kıvrıkoğlu fikir ayrılığına düşmüş ve istememesinde gerekçelerden biri bu. Özkök, emekli olduktan sonra yaptığı açıklamalarda o dönemde 1 Mart tezkeresinin geçmesini savunduğunu söyledi. Kıvrıkoğlu ve Aytaç Yalman, anti-Amerikan bir tavırla tezkerenin geçmesini istemiyorlardı.

O zaman bu itirafın adresi başka mı?

Bence bu süreçte ‘Kim ne dedi’den çok, Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olduktan sonra kimin ne yaptığına, tavırlara bakmak lazım. Oradaki mesele ne Irak, ne irtica, ne bir şey. Hilmi Özkök döneminde, Silahlı Kuvvetler’in normal, demokratik bir ülkenin Silahlı Kuvvetleri olmasını isteyen bir tutumu var. Bunun karşısında da eski pozisyonunun korumak, Cumhuriyet’in hamisi konumunu sürdürmek isteyen bir takım komutanlar var. Bu iki anlayış arasında büyük bir gerilim var. Ve hepimizin bildiği gibi, bu işlerin darbeye gitmesine Hilmi Özkök engel oluyor. Eğer Aytaç Yalman, Jandarma Kuvvetleri Komutanlığı’nın ardından önce Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, ardından da 2 aylık süreçte Genelkurmay Başkanlığı’na getirilseydi o zaman ‘Ne olurdu’ya bakmak lazım.

Ne olurdu?

Biz Nokta’nın kapağında ‘İki darbe atlatmışız’ diyemeyecektik. Muhtemelen bir darbe daha görmüş olacaktık.

Her şey tamam ama sizce komutanlar neden bugün konuşuyor?

Ben bu konuda pek bir şey bilmiyorum. Belki de hadise çok basittir. Yılmaz’ın açıklamasının ardından Kıvrıkoğlu bu itirafta bulunmak istemiştir. Şimdi elimde bir veri olmaksızın fazla bir şey söylemek istemem. Ama şu çok açık: Kıvrıkoğlu’nun bu açıklamaları, TSK içinde siyasete direk müdahale eğiliminin halen olduğunu, hem de yukarılarda olduğunu gösterdi.

Bu yıl içinde Büyükanıt’ın ardından Genelkurmay koltuğunu kimin devralacağı belirlenecek. Bu demeçler biraz da karar süreceğine yönelik olabilir mi?

Valla ben bunu bilmiyorum. Ben bir gazeteciyim. Kendimi bu tür tahliller yapma mevkiinde görmüyorum. Veriler üzerinden konuşmak istiyorum.

GÜNLÜKLERDE KIVRIKOĞLU İZİ

Peki, o zaman size veriler zerinden bir şey sorayım. Nokta’da yayınladığınız Özden Örnek’in darbe günlüklerinde Hüseyin Kıvrıkoğlu adı geçiyor muydu?

Yani çok önemli bir figür olarak geçmiyordu. Sadece Kıvrıkoğlu’na yönelik hepimizin bildiği suikast girişimine değinilmişti. Örneğin ilginçtir, Kıvrıkoğlu’nun kendisinden sonra Hilmi Özkök’ü istemediğine dair bir ifade günlüklerde yoktu.

Nasıl yani? Bu o kadar önemsiz bir konu mu ki günlüklerde yok? Ya da Kıvrıkoğlu’nun böyle bir tutumu hiç mi olmadı? Peki, öyleyse Kıvrıkoğlu’nun bugünkü açıklamaları ne anlama gelir?

Hayır hayır sanmıyorum. Kıvrıkoğlu’nun demeçleri ortada. Bunlara inanmamız lazım. Ben bu olayı, ‘Kıvrıkoğlu’nun Özkök’ü engelleme çalışması galiba ordu içinde çok dillendirilmedi. Büyütülmedi’ diye okudum. Ama acaba işin içinde başka bir iş mi var, onu da bilmiyorum.

Emekli paşalardan Oltan Evren, geçtiğimiz hafta bir TV programında ‘Büyükanıt’a karşı fitne var’ dedi. TSK’nın üst kademelerinde Hilmi Özkök ve Büyükanıt ve onun üzerinden daha demokrat, siyasete fazla bulaşmama ekolüne karşı bir tutum ve homurdanmalar olabilir mi?

Günlüklerde de tırnak içinde vatanın yüksek menfaatleri, TSK’nin irticaya karşı uyanık olması gibi konularda Büyükanıt’ın yeterince hassas olmadığına dair ifadeler vardı. Biz de bunları yayınlamıştık. Sadece o da değil. Benzer ifadeler, o zaman Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ için de vardı. Günlüklerde, ‘Onlar kendi kariyerlerine bakıyorlar. Yeterince cesur davranmıyorlar’ ifadeleri vardı.

ARTIK DARBELER DE DEĞİŞTİ, MEYDANLARA BAKIN

İlker Başbuğ ve Yaşar Büyükanıt önümüzdeki dönemde Genelkurmay Başkanlı koltuğunda oturması muhtemel iki isim. Öyleyse, önümüzdeki dönemde de daha demokrat bir isim koltukta oturacak. Daha şahin, kimilerine göre darbeci zihniyet amaçlarına ulaşamadı diyebilir miyiz? 2009 darbe planı tümüyle tarih oldu diyebilir miyiz?

Ben iyimserim. Ordunun üst kademelerinde çok ciddi darbeci komutanların olduğunu zannetmiyorum. Belki alt kademede olabilir. Ben, bundan sonra bildiğimiz türden bir silahlarla darbe olayının tarih olduğunu düşünüyorum. Yeni konsept, daha sivil, toplumu harekete geçiren ve hükümeti işlevsiz hale getiren bir müdahale şeklinde. Ben, o günlükleri okumuş biri olarak Cumhuriyet mitinglerini daha bir anlamlandırdım.

Öyleyse bu Kadınlar Günü’nde de yapılan miting, Cumhuriyet Gazetesi’nin reklâmları, yargıdan yapılan bazı çıkışları da bu planın bir parçası olarak değerlendirebilir miyiz?

Evet. Aynen doğru. Bunları o darbe günlüklerinde bile yazmışlar, sivil toplum ile birlikte başka bir yolla siyasete müdahale edelim fikri vardı.

www.iyibilgi.com özel Ömer Çakkal



Bu haber 5,214 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,773 µs