En Sıcak Konular

12 Mart'ta ne oldu, nasıl oldu?

12 Mart 2008 19:17 tsi
12 Mart'ta ne oldu, nasıl oldu? Darbelere uğramış farklı kesimler, kendilerine yapılan darbeye karşı çıkarken, başkasına yapılanı sahiplenirler. Darbeler de kendilerine böyle meşruiyet bulurlar. Aslında demokrasilerde sebebi ne olursa olsun tüm darbelere karşı çıkılır. O nedenle bir dah

12 Mart Darbesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen dördüncü; başarılı olmuş ikinci; ve emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış ilk askeri darbe eylemidir. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından emir-komuta zinciri içerisinde 12 Mart muhtırası verilmemiş olsaydı, TSK içinde kurulmuş olan ve başında Em. Korg. Cemal Madanoğlu'nun bulunduğu gizli askeri cunta fiilen 9 Mart 1971 "Milli Demokratik Devrim"ini yapacaktı. Cunta içine sızmış ve önemli görevler üstlenmiş olan Mahir Kaynak vasıtası ile darbe önceden haber alınmış ve darbeye adı karışan ve Orgeneral rütbesiniden daha kıdemsiz olanlar re'sen emekliye sevkedilmişlerdir. 12 Mart 1971 darbesine giden süreçte Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı Devrim gazetesi etrafında toplanan ve içlerinde 27 Mayıs İhtilalini yapan Milli Birlik Komitesi'nin gerçek lideri Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun da bulunduğu "Milli Demokratik Devrimciler", o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek ulusçu-devrimci yöntem olarak ifade edilen ilkeler doğrultusunda parlamento dışı muhalefeti savunuyorlardı. Devrim gazetesinin genel yayın yönetmeni Hasan Cemal çok sonraları anılarını anlattığı "Cumhuriyeti Çok Sevmiştim" adlı kitabında o zamanki maksatlarının "ulusalcı" subayları ikna ederek onlarla birlikte bir "Milli Demokratik Devrim" darbesi yapmak olduğunu yazdı.

Nitekim 9 Mart 1971 tarihinde planlanan darbe, içlerinde Mahir Kaynak ve Mehmet Eymür'ün de bulunduğu Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarının durumu Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve 1. Ordu Komutanı Faik Türün'e haber vermesiyle akamete uğratıldı. 12 Mart Muhtırası'nı veren Memduh Tağmaç, Orgeneral rütbesindekiler hariç bu 9 Mart 1971 Milli Demokratik Devrimine adı karışan başta Tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tüm subayları re'sen emekliye sevketti. 1. Ordu Komutanı Faik Türün de bu darbeye adı karışan tüm Devrim yazarlarını Ziverbey Köşkü'nde Milli İstihbarat Teşkilatı vasıtasıyla sorguya çekti. Bu sorgularda Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un da 9 Mart darbesine önce destek verdikleri, fakat sonra istihbarat bilgileri Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç'a ulaşınca desteklerini geri çektikleri ortaya çıktı.

VERİLEN MUHTIRA

Darbe, 1971 yılında 12 Mart günü saat 13.00'da TRT radyolarından okunan aşağıdaki muhtıra ile ilan edilmiştir:

"Meclis ve Hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatı ile yurdumuzu, anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu'nun imzasını taşıyan muhtıra şu maddelerden oluştu:

» 1- Meclis ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.

» 2- Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.

» 3- Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır... ( Kaynak: Wikipedia.org)

MUHTIRADAN SONRAKİ GELİŞMELER

12 Mart Muhtırası'nın verildiği gün Süleyman Demirel Hükümeti istifa etti. Bu davranışı, Demirel'in 'Şapkasını alıp gitti' söylemine kaynaklık eden ilk eylemi oldu. Bülent Ecevit de CHP'nin Nihat Erim Hükümeti'ne üye vermesine tepki olarak CHP Genel Sekreterliği görevinden istifa etti. Ecevit, 1972'de 35 yıldır CHP'nin başında olan ve bir dönem Milli Şef olarak anılan İsmet Paşa'yı eleyerek CHP Genel Başkan oldu.

26 Mart 1971'de kurulan Nihat Erim Hükümeti ile ara rejim dönemi açılmış oldu. Erim'in kurduğu iki ayrı hükümetin ömrü 11 ay oldu. Arkasından Ferit Melen ve Naim Talu Hükümetleri de tutunamadı. 12 Mart Hükümetleri 'silahlı askeri bürokrasinin' siyasi sistem içindeki yerini sağlamlaştırmaktan başka bir işlev görmedi. 1969'da Süleyman Demirel tek başına iktidar olmuştu. 12 Mart'tan sonra hiçbir parti tek başına çoğunluk sağlayamadı, Türkiye 1970'lerde siyasal istikrarsızlık sürecine girdi. Bu sürecin diğer ucunda ise 12 Eylül darbesine giden yol açıldı.

12 Mart Muhtırası sola büyük bir darbe vurdu. CHP'li Erim'in 'Balyoz Harekatı' adını verdiği bir operasyon sonucunda binlerce solcu tutuklandı, yargılandı, mahkum edildi. Pek çok solcu örgüt üyesi çatışmalarda hayatlarını kaybederken, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi. 27 Mayıs 1960 darbesi ile 12 Mart arasında iki darbe teşebbüsü daha oldu. Albay, Talat Aydemir liderliğindeki her iki girişim de başarısızlıkla sonuçlandı. 27 Mayıs'ın eksik bıraktıklarını tamamlamak iddiasıyla gerçekleştirilen 21 Şubat ve 22 Mayıs hareketleri Talat Aydemir ve arkadaşı Fethi Gürcan'ın idamıyla noktalandı.

MECLİS'TE TEK KARŞI ÇIKAN KİŞİ KORKMAZCAN OLDU

12 Mart günü, 'silahlı askeri bürokrasinin muhtırasının' TBMM kürsüsünden okunmasına karşı çıkan tek milletvekili Hasan Korkmazcan oldu. Korkmazcan 12 Mart 1971 günü TBMM'de askeri muhtıranın okutulmasına karşı tekbaşına itiraz etti. Hasan Korkmazcan 1969 seçimlerinde AP'den Denizli Milletvekili seçildi. Meclis'in en genç milletvekili olan Korkmazcan AP lideri Süleyman Demirel ile anlaşmazlığa düşerek 40 kadar parlamenter arkadaşıyla 1970'de Ferruh Bozbeyli'nin Genel Başkanı olacağı Demokratik Parti'nin kurucuları arasında yer aldı. DP Grup Başkanvekilliği yaptı.


FOTOĞRAF: 12 Mart 1971 darbecileri... (Soldan sağa) Celal eyicioğlu, Memduh Tağmaç, Faruk Gürler, (üstte)Faik Türün,..

sesonline.net



Bu haber 6,590 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,833 µs