Mehmet Akif vefat yıldönümünde anılıyor

12 Mart 2008 15:04 tsi
İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy unutulmadı. Çok sayıda kurum ve kuruluş, büyük şairi vefatının yıl dönümünde değişik etkinliklerle anıyor.

İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy vefatının 72. yıl dönümünde anılıyor. Değişik kurum ve kuruluşlar büyük şairin anısına anma programları düzenliyor.
Biz de vefatının yıl dönümünde 8 SUTUN okurları için Akif’in hayatıyla ilgili küçük anekdotlar hazırladık.

MEHMET AKİF'İN HAYATI
Yedi iklime hükümdar olmuş Osmanlı İmparatorluğu’nun, savaşlar ve sıkıntılarla boğuştuğu, ancak bir yandan da yeniden dirilişin rüyalarını da beslediği bir zamanda, 1873 yılında Fatih’te doğdu.
Annesi Emine Şerife Hanım ( 1836-1926) aslen Buhara’lıdır. Babası Mehmed Tâhir Efendi ( 1826-1888) ise Arnavutluk’un Şuşise köyündendir.

Akif babasını,
“Beyaz sarıklı, temiz, yaşça ellibeş ancak
Vücudu zinde fakat saç sakal ziyadece ak.”
diye tasvir eder.

Annesini ise şöyle anlatır:
“Annem çok âbid (ibadetine düşkün) bir hanımdı. Babam da öyle. Her ikisinin de dinî selabetleri vardı. İbadetin verdiği zevkleri heyecanla tadmışlardı.”

Mehmed Akif’in çocukluğu, mutlu ve huzurlu bir yuvada geçti. Çocukluğunun o tatlı günlerini şöyle ifade eder Mehmed Akif Ersoy,

“Çocukluğumda, evet, bahtiyar idim cidden,
Harîm - i âilenin farkı yoktu cennetten”

Mehmet Akif’in doğduğu ve uzun yıllar yaşadığı Fatih semti, o dönem de eğitimin merkezi durumundaydı. Akif’de geleneğe uygun olarak, 4 yıl, 4 ay ve 4 günlük iken Fatih’teki Emir Buhari Mahalle mektebine başlatıldı.
Fatih, Akif’in fikir ve ruh dünyasını biçimlendirdi. Onurlu ve erdemli hayatın sırlarını anne ile babasından öğrendi.
Mülkiye’nin İ’dâdî bölümünde üç sene okuduktan sonra şehadet-nâme (diploma) aldı ve okulun yüksek kısmına kaydoldu. Bir sene sonra babası vefat etti. Aynı yıl evleri yanınca Mülkiye’ye devam etmesi zorlaştı. O yıl açılan ve mezunlarına iş garantisi veren, ilk sivil veteriner yüksek okulu olan Mülkiye’nin Baytar Mektebi’ne (Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi) öğrenci olarak geçti.

Mezuniyetinden 6 gün sonra 28 Aralık 1893’te İlk eseri olan 7 beyitlik gazeli “Servet-i Fünun’da yayınlandı.

AKİF İÇİN NE DEDİLER?
Ömer Seyfettin
“Safahât’ta ummân gibi bazen dalgalanan, bazen sakin, fakat son derece muhteşem duran bir ruhun akislerini görürüz. Süleymaniye Kürsüsü’nde, itiraz kabul etmez bir şaheserdir.”

Cenab Şehabeddin
“Edebiyat tarihi şimdilik büyük Akif’ten daha büyük bir İslâm ve Türk şairi tanımaz.”

Sezai Karakoç
“Baba soyu Rumelili, ana soyu Buharalı, doğuş yeri Fatih: Yani tam bir Doğu İslâmlığının, Batı İslâmlığının ve Merkez İslamlığının bir sentezi bir çocuk”

KENDİ DİLİNDEN MEHMET AKİF
Bana sor sevgili kâri, sana ben söyleyeyim
Ne hüviyette şu karşında duran eş'arım:
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu'bilirim, çünkü, san'atkârım
Şi'r için ''göz yaşı'' derler; onu bilmem, yalnız
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Ağlarım ağlatamam; hissederim, söyleyemem,
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım!
Oku şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa
Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.

Mehmed Akif’den…
“Bence iki şey mukaddestir: Din ve dil...”

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
*Aslında, Mehmed Akif’e doğduğunda babası ebced hesabıyla doğum tarihini gösteren “Ragıyf” adını vermiş. Fakat kimse bu ismi telaffuz edemediğinden,”Ragıyf” yerine Akif söylenmiştir. Ancak, Mehmed Akif’in babası, vefatına kadar oğluna “Ragıyf” demekte ısrar etmiştir.

*En sevdiği eserler, Mesnevi, Gülistan ve Leyla ile Mecnun’du. Ancak Mehmed Akif Ersoy, batı dünyasından yazarları da okurdu. En beğendiği yazarlar da, Victor Hugo, Lamartine, Emile Zola ile Alphonse Daudet idi.

*Safahat Arapça bir kelime olup, evreler, safhalar anlamına gelir.

*Ziraat Nezareti (Tarım Bakanlığı) ’nde yirmi yıl memur olarak çalıştı. Yıllarca, Rumeli, Anadolu ve Arabistan'ı köy köy dolaştı.

*İstiklâl Marşı, Taceddin Dergâh’ında yazılmıştır. Ve, Milli Mücadele’de görev almak için Ankara’ya geldiğinde, dergâhın şeyhi tarafından Mehmed Akif’e tahsis edilmişti. Taceddin Dergâhı, bugün Mehmed Akif Ersoy Evi olarak hizmet etmektedir.

*Mehmed Akif’in hayatında sporun büyük bir yeri vardı. Özellikle, yağlı güreş, yüzme ve gülle atma ile ilgilenmişti. Gençlik yıllarında, İstanbul Boğaz’ını yüzerek geçen, Mehmed Akif’in ilerlemiş yaşlardayken de, spor yaptığı bilinmektedir.

*Bazı şiirlerinde Sa’di ismini müstear olarak kullanmıştır.

*İstiklal Marşı müsabakasındaki birinciliğinden dolayı kendisine zorla verilen 500 lirayı, sıkıntılar içinde yaşamasına rağmen, fakir kadın ve çocuklara yardım etmek üzere kurulmuş olan "Darü'l Mesai "ye bağışlamıştır.

* Halbuki İstiklal Marşı kabul edildiğinde, Mehmet Akif'in cebinde, sadece Zonguldak milletvekili Hayri Bey'den borç aldığı iki lirası vardı. Ve milli marş için 500 lira teklif edildiği günler de 140 lira ile Ankara'da bir çiftlik alınabiliyordu.

8 sütun

Bu haber 2,651 defa okundu.