Pakistan’da kartlar açıldı

12 Mart 2008 14:24 tsi
Seçim sonrası Pakistan’da neler yaşanıyor? Asif Zardari ve Navaz Şerif kurdukları koalisyon hükümeti ile Pervez Müşerref’i düşürebilecekler mi?

Güney Asya'nın renkli ülkelerinden Pakistan'da siyasi manevralar yeniden canlandı. Pakistan'ın yeni siyasi mimarları Asif Zardari ve Navaz Şerif, ülkede yeni bir oluşum içine girerken, sadece geçmişteki yaşananları gömmek için değil, aynı zamanda daha pragmatik bir yaklaşımla, ortak hasımları olan Pervez Müşerrefle hesaplaşma planları içinde yer alıyor.

Şerif’in liderliğini yaptığı Pakistan Müslüman Lig (PML)’inin üst düzey bir yöneticisi, “adım adım her iki lider de hedeflerini vurabilmek için uzlaşma sağlıyor. Parlamentoya girmeden önce birçok cephe açmak istemiyorlar” dedi.

Pakistan Müslüman Ligi (PML) ve geçtiğimiz günlerde öldürülen Benazir Butto’nun Pakistan Halk Partisi (PPP), Pazar günü federal koalisyon hükümeti üzerinde anlaştıklarını ifade etti.

PPP, ulusal mecliste duyurulan 262 koltuktan 87 tanesini alırken, PML 67 koltuk aldı.
Kadınlar ve azınlıklar için ayrılan koltuklar da ilave edildikten sonra, 342 üyeli alt mecliste PPP ve PML sırasıyla 125 ve 90 koltuk almış olacak.

Şerif, yasal başkan olarak tanımadığı Müşerref’in adı altında bakanlarının yemin etmek zorunda olacağından dolayı, ilk başlarda federal hükümete katılmak için istekli görünmüyordu. Ancak Zardari, Şerif’in fikrini değiştirmesini sağladı.

Şerif, “Müşerref’in meşruluğuna ilişkin düşüncemde bir değişiklik yok. Ama, kutsal bir amaç uğrunda bu zehri yudumlamak zorundayım” dedi. Navaz Şerif’in seçimle başa gelen hükümeti, 1999 yılında Müşerref tarafından yapılan bir askeri darbe ile devrilmişti.

Gizli gündem

PPP ve PML parlamento kararlılığıyla, hükümetin kuruluşundan sonra 30 gün içinde kovulan yargıçların tekrardan görevlerine getirilmeleriyle ilgili anlaşmaya vardı.

Müşerref, yargıçlar başkanı Iftikbar Chaudry’i ve yargıç heyetinin büyük bir bölümünü, üniformasıyla tekrardan seçilmesinin yasallığıyla ilgili Yüksek Mahkeme görüşmelere başlamadan önce 3 Kasım’da kovmuştu. Özgürlükçü yargıçları tekrardan göreve getirmek, ikinci beş yıllık döneminde Müşerref’e büyük bir meydan okuma olarak belirtiliyor.

Koalisyon hükümetinde yer alan PPP liderlerinden biri, “Zardari, Şerif’in beklemesi ve vurması için hayatı boyunca çaba harcamak zorunda. Şimdilik gizli kalması gereken kritik bir karara her iki lider de varmıştır. Çok çarpıcı kararlar almışlardır ve Müşerref tarafından daha önceden engellenip, tedbir alınmasını istemiyorlar. Müşerref’in gönüllü olarak bırakmasa, suçlanacağına karar verdiler” diye konuştu.

Şerif, altıncı madde çerçevesinde Müşerref’in vatan hainliğiyle değerlendirilmesinin gerektiğini savunuyor.

PPP lideri, “Ancak Zardari onu, düşmanın egosunun kendisini ezmemesi konusunda ikna etmeyi başardı. Zardari Müşerref’e “güvenli bir geçit” vermek istiyor “ dedi. Terörle savaş diye adlandırılan mücadelede, Amerika’nın kritik bir müttefiki olarak, Müşerref bırakıp geri çekilmesiyle ilgili talepleri reddetmişti.

Ayrı kutuplar

Siyaset uzmanları, koalisyon hükümeti ve Müşerref arasında bir ilişkinin mümkün olmadığını belirtiyor. İslamabad’da bulunan uzmanlardan Nusrat Javed, “Bu ikili (Zardari ve Şerif) son sekiz yıl boyunca bir ya da daha çok açıdan Müşerref yönetimi tarafından aşağılanmıştır. Müşerref’in elinden çektikleri sıkıntıları hiç unutmayacaklardır.” diyor. Javed, bu tartışma çerçevesinde PPP’nin başkanlık adayının değiştirilmesinden bahsediyor.

Javed sözlerine devamla şunları söyledi: “Makhdoom Amin Fahim çok mütevazi, kibar ve tartışmalardan kaçınan biridir ve gelecekteki bir senaryoya, olacak bir çatışma senaryosuna (hükmet ve cumhurbaşkanı arasında) uygun değil”.

PPP başkan yardımcısı ve öldürülen Butto’nun yakın sırdaşı Fahim, ilk başlarda adaylığa konulmuştu ama daha sonraki günlerde bu şansı bitmişti. Pazar günü yapılan toplantıya ve koalisyon pazarlık görüşmelerine davet bile edilmemişti.

Javed, "Zardari ve Şerif, Müşerref’in gönüllü bir şekilde ayrılması ve kendini değerlendirmesi için Müşerref’e 30 gün verdi. O bir komando ve kendini krizden çıkarmak için komando harekatı yapabilir. Ama maalesef savaşı kaybetti” diyor.

Javed, Müşerref’in hükümetle olacak muhtemel bir tartışmada zararlı çıkacağını ifade ederken, “Elinde hala iskambil kartlarından 58-2B olduğu halde onu kullanabilecek bir durumu olamayacak” diyor.

Tartışmalı madde, cumhurbaşkanına meclisi ve hükümeti dağıtma hakkını veriyor. Javed, “ Şimdi 1999 senesi değil. O zaman tazecik bir generaldi. Köprünün altından çok sular geçti ve artık ordu komutanı değil. Ordu komutanı onu desteklemiş olsa bile, ülkede hiçbir şekilde kanuni bir dayatmaya kalkışamaz” diyor.

İslamabad’da bulunan bir diğer politika uzman Mushtaq Minhas da Müşerref’in düşmanlarıyla alakalı net bir sınır çiziyor.

Ninhas, “Pakistan’da parlamanter demokrasi var. Müşerref’in elinde sadece 58-2B var ve bütçe uygulamaların da dahil olduğu tüm karar mekanizmaları parlamentonun elinde. Eğer Müşerref ve Yüksek Mahkeme, Parlamentonun yargı kararlarını tanımazlarsa, parlamento cumhurbaşkanına, üst düzey mahkemelere ve hatta yargıçların maaşların ödenmesi için bütçe ayırmayı bile reddedebilir” dedi.

Bu tepkilerin zaten daha önceden Zardari ve Şerif tarafından değerlendirildiğini iddia eden Minhas, “Başbakanın sahip olacağı bir diğer güç de polis teşkilatının da dahil olduğu tüm devlet mekanizmasının kontrol edebilmek olacak. Devlet mekanizmasına yüksek mahkeme kararlarını kabul etmemeleri noktasında kontrol altında tutabilir” diye ifade ediyor.

Minhas, Müşerref’in cumhurbaşkanı olarak kalabilmesi için tek yolun olduğunu söylüyor; “Önümüzdeki beş yıl içinde her gün aşağılanmaya razıysa, cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturabilir.”

Timetürk

Bu haber 329 defa okundu.