’sonra’ Türkiye’de ne olur? | " /> ’sonra’ Türkiye’de ne olur? | "/>

En Sıcak Konular

Cheney’den ’sonra’ Türkiye’de ne olur?

12 Mart 2008 20:11 tsi
Cheney’den ’sonra’ Türkiye’de ne olur? Dünyanın en güçlü adamı Ankara’ya geliyor. Zira ABD Başkanı’nı da o yönlendiriyor. Herkes Cheney’in ne isteyeceğini merak ediyor. Oysa bu sefer ne getirdiği değil ne ‘götürdüğü’ önemli olacak! Cheney ayrıldıktan sonra ‘

ABD Başkan Yardımcısı Cheney çok az gezen birisi. Hatta Washington’da çalışırken bile kimse nerede olduğunu bilmiyor. Yani yapısı bu. Sessiz ve gölge olarak hareket etmeyi seviyor.

Yani Cheney bir geziye çıkıp, bir ülkeye gidiyorsa bu önemli. Ankara ziyareti ve burada kimlerle görüşeceği de aynı kapsamda. Ve yine ne söyleyeceği de elbette önemli. Ne söyleyeceği sözünü “ne isteyeceği” olarak tarif etmekte de hiçbir yanlış bulunmuyor.

Çünkü Cheney bir şey isteyecek. O gelmeden hemen önce, konuşacaklarının listesini de necip Türk basını kalem kalem yazacak. Bu seferliğine biz bu listeyi vermeyeceğiz. Daha doğrusu tek bir maddesini gündeme getireceğiz: İRAN 

Diğer maddeler önemsiz anlamında değil bu bakış açısı. Kuzey Irak’la ilişkiler PKK operasyonları sair dosyalar da açılacak ama İran için bir şey istenecek.

Flash-Back!

Bu ziyaret Cheney’in Türkiye’ye ilk gelişi değil. 2002 yılının 19 Mart’ında-ne ilginç bir tesadüf değil mi?-Ankara’ya gelmişti.

Ve yine tıpkı şimdiki gibi bölge ülkelerini kapsayan bir tur sırasında Türkiye’ye uğramıştı. Yanında sonradan Ankara Büyükelçisi olacak Eric Edelman ile Scooter Libby de vardı. (Not düşelim; Şu anki elçi Wilson’un görev süresi bitmek üzere. Basındaki dostlara kıyak çekelim, Cheney’in yanındakileri baksınlar! İyibilgi zaten biliyor.)

O günün konusu-ya da isteği-Irak’a yönelik, Saddam’ı devirme amaçlı bir savaşın işaretini açık olarak vermekti. 

Ankara’nın ABD ile bu konuda beraber hareket edeceğini umduğunu söyledi. İstek buydu. Fakat umduğu yanıtı alamadı. Hem hükümet hem de Genelkurmay bu isteğe sıcak bakmadı.

Cheney hayal kırıklığı ve biraz da kızgınlıkla Beyaz Saray’a döndü. Fakat bu ziyaretin hemen ardından Türkiye iç siyasetinde dengeler bozulmaya başladı.

O günlerde Türkiye, Ecevit-Bahçeli-Yılmaz koalisyonu tarafından yönetiliyordu. Fakat işler bir anda karıştı. Üst üste krizler gelmeye başladı.

Devlet Bahçeli’nin ansızın üstelik tarih de vererek (3 Kasım) erken seçim isteği, Mesut Yılmaz’ın Ecevit’i dışlayan yeni bir hükümet arayışları, (Almanya-Frankfurt’da Hürriyet Gazetesi’nin açılışı sırasında ve daha sonra bazır yorumcular tarafından “Frankfurt Darbesi” olarak anılacak ve Mesut Yılmaz’ın dahil olduğu söylenen gelişmeler, Kemal Derviş olayı, (hem troyka hem de ekonomik uygulamaları nedeniyle) karmaşıklaşan politik süreç.

Bu sürecin sonunda bir erken seçim yaşandı ve Türkiye’de iktidara tek başına AKP hükümeti geldi. Tabii uluslararası süreçte devamında yaşanan 1 Mart tezkeresi, Çuval skandalı da eklemlenerek.

Irak’ın yerine İran…

Bu sefer ise Cheney’in çantasında Irak değil İran bulunuyor. Sonuna yaklaşlış olsa da Bush hükümeti İran konusundaki tutumunu terk etmiş değil. Şu sıralar Türk kamuoyuna yansımasa da, Tahran konusunda ABD savaş çığırtkanlığını sürdürüyor.

Son ve nadir gezilerinden birinde yine bizzat Cheney, bir uçak gemisinde İran aleytarı bir konuşmayı askerlere hitaben yaptı ve 8 yıllık iktidar dönemindeki “en ağır” ifadeleri kullandı. Savaş tamtamlarını çaldı.

Özetle ABD için İran dosyası hâla açık ve yine bir çok Amerikalı uzmana göre İran’la eninde sonunda kapışılacak. Peki bu halde Türkiye’nin tutumu nasıl olacak?

Denebilir ki, Irak zamanında gösterilenden daha azı olmayacak. Ankara bu fikre sıcak bakmayacak ve destek vermeyecek. Kaldı ki, İran’a yönelit yaptırımın illa silah yoluyla olması gerekmiyor.

Örneğin BM Güvenlik Konseyi, İran’a uygulanacak ekonomik ve ticari yaptırımlar konusunda ağır kararlar almış durumda ve bunları Türkiye’nin de uygulaması istenebilir. Türkiye açık ki, bunlara da sıcak bakacak pozisyonda değil!

Özetle Dick Cheney “yine” Beyaz Saray’a hayal kırıklığı ile dönecek. Peki bundan sonra, buraya kadar “benzer” gelişen tüm vakalarda olduğu gibi, Türk iç siyaset dinamiklerinde değişiklikler olabilir mi?

Ankara’nın gündeminde bir erken seçim bulunmuyor. Bu konjonktürü sağlayacak kriz işaretleri pek yok gibi. Bir ihtimal ekonomi siyasi arenayı gerebilir. Küresel kriz beklentileri bir uzantı sayılabilir.

Şimdiden bir kesin kestirme yapmak elbette zor. Ancak bazı ipuçlarına dikkat edilebilir. ABD’nin terör örgütüne yönelik PKK operasyonlara destek vermesi ile başlayan balayı imajı bozulabilir. Çünkü İran konusu herhalükarda masaya gelecek.

Bir de Tahran lideri Ahmedinejad’ın Ankara’ya gelme ihtimaline bakmak gerekiyor! Neden derseniz, 2002 ziyaretinden sonra gelmişti! Bakalım bu sefer de aynısı olacak mı?

www.iyibilgi.com özel iyibilgi ankara



Bu haber 6,051 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,023 µs