Delinin biri Armageddon’un tetiğine basacak!

10 Mart 2008 16:55 tsi
Büyükanıt Paşa'nın, bu sabah yaptığı, 'Pakistan’da iktidar değişikliği halinde nükleer silahlar istenmeyen kişilerin eline geçebilir' açıklaması, küresel bir terör analizi olarak görüldü ve geçildi. Ancak bir başka ülkede, aynı yönde demeç veren

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın bugün 'nükleer silah'tan bahsetmesi, Pakistan’da bir iktidar değişikliği halinde istenmeyen kişilerin eline atom bombası geçebileceğini söylemesi küresel bir terör analizi olarak görüldü. Ve geçildi.

Ancak bugün daha az ilgi gören bir haber daha vardı. Bu haber, aynı coğrafyada ama bir başka ülkede nükleer silahın psikolojisi bozulmuş insanların eline geçebileceğinin ve hatta kullanılacağının işaretini veriyordu.

Gazze’de halkın psikolojik durumunu tahlil eden “Gazze Toplumu Ruh Sağlığı Programı Direktörü” Dr. İyad Sarrac yakında nükleer silahların bölgeye geleceği ve nükleer bir çatışmanın başlayabileceği uyarısında bulundu.

Sarrac, "Yeni bir intifada kapıda. Bu öyle taşla, silahla da olmayacak. Nükleer intifada ya da kimyasal intifada kapıda. Barış sağlanmazsa, Gazze'ye kimyasal silahlar da girecek ve İsrail'e karşı kullanılacak" dedi.

İki farklı konumdaki uzmanın bölgedeki nükleer riske yaptıkları göndermenin çakışması ilginç. Ancak tüm Ortadoğu söz konusu olduğunda sadece teröristler değil, ülkelerin de nükleer güç sahibi olmaları, hatta bunu kullanacaklarını söylemeleri zaten büyük risk.

Sadece Batı ülkelerinin değil bölge ülkelerinin bir çoğunun korkusu, hatta kâbusu teröristlerin eline nükleer silah geçmesi. Böylesi bir durumda neler olabileceğini ancak Allah bilir.

Öte yandan “şuursuz” zihinlerin eline nükleer tehtid araçlarının geçmesi kadar, halihazırda bu silaha sahip olan, Pakistan, İsrail ve belki İran’ın da hangi şartlarda ne yapacağı belli değil.

Bunun aynı silaha sahip olmayan, olmak da istemeyen ülkelere de yansımaları mevcut. Kendisini iki taraftan, “terörizm ve çılgın ülkeler” tarafından sarılmış hisseden bir çok ülkenin aklına “nükleer sahibi” olmak fikri hemen geliyor.

Bu zaten boğazına kadar sorunlara batmış bölgeyi iyice içinde çıkılmaz hale getiriyor. Son olarak, bu risk pastasının üzerine, “medeniyetler çatışması”nın ortaya atıldığı günden itibaren gündemden düşmeyen; “son savaş”, “armgeddon”, “kıyamet savaşları” söylencesi kreması döküldüğünde herkesin tüyleri diken diken oluyor.

Kaldı ki, illa bölgede at koşturan büyük devletlerin, gerilimli Ortadoğu ülkelerinden birinin bu silahı kullanmasına da gerek yok. Birisi “kıyamet silahı”nı bunlardan birinin eline verebilir.

Haliyle artık hemen herkesin, ister devlet elinde ister terörist elinde olsun, “nükleer felaket” senaryolarını engellemesi ama daha önemlisi, bölgeyi elinde atom bombası bulunan istisnasız “tüm” taraflara direnmesi gerekiyor.

www.iyibilgi.com özel iyibilgi ankara

Bu haber 2,726 defa okundu.