Adnan Polat’ın ince hesapları!

10 Mart 2008 14:40 tsi
Adnan Polat’ın yeni şifresi belli oldu: Kimse heveslenmesin… “Fark 4 değil 1” sözleriyle takımı motive eden Polat, Kayseri maçıyla birlikte 2008 için duruma el koymuş gözüküyor. Üstelik bu kez tek hedefi takımı şampiyon yapmak deği

Bugünlerde seçim rüzgârlarının estiği Galatasaray, önce Kasımpaşa’ya sonra da Beşiktaş’a yenilmiş ve liderliği kaptırmıştı. Bu açıdan Kayseri maçı geri dönüş için büyük bir öneme sahipti. Alınacak bir galibiyet takımın kendine olan güvenini artıracağı gibi rakiplere de şampiyonluk mesajı verecekti. Fakat maç kâğıt üzerinde hiç de kolay değildi. Rakip ikinci yarıya güzel bir giriş yapmış oynadığı son yedi maçın altısını kazanırken kalesinde sadece iki gol görmüştü. Üstelik Galatasaray’ın form düzeyi de hiç iç açıcı değildi. Ancak zor geçmesi beklenen maç ilk yarıda gelen iki golle bitiverdi.

Önce kaptan
Maçın başından sonuna kadar kontrolü elinde tutan Galatasaray, ilk dakikalarda Lincoln ve Arda’nın son paslardaki beceriksizliği yüzünden pozisyon bulmakta zorlanıyordu ki sahneye daha üç hafta önce kadro dışı bırakılan Sabri çıktı. Ancak golden daha ilginç bir detay gözüme çarptı. Kalli, golün ardından kollarını açarak tam Sabri’yi tebrik edecekti ki Sabri önce kaptanına koştu. Ardından Kalli’ye gitti. Tamam, Sabri’nin Hakan Şükür ile olan diyalogu çok iyi ancak yine de ilk olarak Kalli’yi es geçmesi ilgi uyandıran bir an olarak aklımıza takıldı.

Maç orta alanda gidip geliyordu ki şans topuyla Galatasaray’ın ikinci golü geldi. Bu kez kaptan çıkan Ümit golü buldu. Fark ikiye çıktı. Kayseri ise hiç önceki haftalardaki gibi değildi. İlk golü yedikten sonra gardı düşen Kayseri, ikinci golle puana dair inançlarını yitirdi. Eğer Kayseri ilerleyen yıllarda şampiyonluktan, üst sıralardan bahsediyorsa bu kadar kolay maçtan kopmamalı.

Seçim yaklaştı
Maçın temposu düşünce biraz seçimleri düşündüm. Özhan Canaydın’ın yanında seçime girerek hayalini kurduğu başkanlığa bir adım daha yaklaşan Polat için şu anda her şey güzel gidiyor. Zira takım iki kupanın da bir kulpundan tutuyor. Ligde bir puan geride ikinci sırada, kupada ise yarı finalde. Yine göz önünde olan Basketbol’da da hem Avrupa macerası sürüyor hem de ligde şampiyonluk iddiası. Peki ama bunlar futbol takımının patronu Polat’ı başkan yapmaya yetecek mi? Unutmadan, Aslantepe’deki stadyumun inşaatı da Polat’ın asbaşkanlığı döneminde başladı.

Nasıl başkan olurum?
Galatasaray’a başkan olabilmek için sportif başarı yetmeyeceği gibi başarısızlık da görevin sonu anlamına gelmez. Buna örnek olarak da koca bir yılın ziyan olduğu Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki kâbus sezonun ardından direksiyonun bir kez daha Canaydın’a teslim edilmesini gösterebiliriz. Büyük oyuncu transferi sözü vermek de Galatasaray’da başkan olmak için yeterli değildir. Galatasaray’da başkanlık önce hizmetten sonra liseden geçer. Bu çerçeveden bakacak olursak seçim beş adaydan ikisi için çetin geçecek. Adnanların kapışmasında lisenin büyük desteğini alan Öztürk bir adım önde olsa da yıllardır bu camiaya hizmet eden Polat’ın emekleri de göz ardı edilmeyecektir.

Seçimin yapılmasına sayılı günler kala Öztürk’ün Polat’ın listesinden gireceği söylentisi ciddi anlamda güç kazandı. Ancak dikkat! En son yaşanan Turgay Kıran – Özhan Canaydın işbirliğinden kriz çıkmış Kıran görevden ayrılmıştı. Bu nedenle Öztürk’ün Polat’ın listesine girmesi son ana kadar söylenti olarak kalacaktır. Bakalım 22 Mart tarihinde Özhan Canaydın dönemi kapanırken, kimin başkanlığı başlayacak? Haluk Ulusoy’un her ne kadar yalanlasa da nabız yoklaması niteliği taşıyan hayali röportajında “bir gecede silerim” dediği gibi 223 milyon 487 bin dolarlık borcu kim yönetecek?

www.iyibilgi.com özel Murat Uludağ

Bu haber 318 defa okundu.