Ergenekoncuların da ‘baba’sı Demirel mi?

Türk siyasetinin tutarsızlığı ile ünlü ‘baba’sı Süleyman Demirel’in son dönemdeki demeçlerini izliyor musunuz?

‘Baba’, son nefesini verirken kalan bütün mermisini sıkan asker misali, giderayak eteğinde neyi varsa döküyor.

28 Şubat sürecinin baş aktörlerinden Demirel, esasında uzun bir süredir sessizliğini koruyordu. Sonra bir de baktık; Mesut Yılmaz 28 Şubat’ın yıldönümünde Demirel’e ufak bir selam çaktı. O her devrin babası, o 'badiresavar' Demirel’in 28 Şubat'taki ‘performansı’nı öve öve bitiremeyen Yılmaz, ‘baba’nın tarihe geçen şu sözünü itiraf etti: "Ülkeyi çok ciddi badireden kurtardık, çok ciddi dönemeçten geçirdik"

Evet, Demirel bu sözü 28 Şubat’ın ardından söylemişti. Tanklar toplumun üzerinden geçmiş, binlerce insan fişlenip ordudan, yargıdan, emniyetten atılmıştı ama nasıl olduysa Demirel bizi ‘kurtarmıştı’.

O haberin haber merkezimize düştüğü 3 Mart’ta da yazmıştık. ‘Demirel, tıpkı bugün kaos tamtamları çalanlarla nasıl da aynı dilden konuşuyormuş’ demiştik.

Sonra, takvimler 8 Mart’ı gösterirken bir kez de Enis Berberoğlu’nun Hürriyet’teki köşe yazısına şaşırdık. iyibilgi’nin ‘Ankara’da şark oyunları’ başlığı ile duyurduğu haberde, CHP Lideri Baykal’ın Demirel’den aldığı ‘aferin’den söz ediliyordu. Berberoğlu’nun bizzat Baykal’ın ağzından aktardığı olayda, ‘memleketi Malezyalaşmaktan kurtarma’ yolunda tek tabanca ilerleyen ‘Yorgun Baykal’ın başını şefkatle okşayan ‘Baba’, ‘Evladım çok iyi gidiyorsun. Tek sen kaldın’ demişti.

Biz üç kere ya sabır çektik. Aradan birkaç gün daha geçti. Dün tam da ağzımızın tadı ile güzel bir Pazar günü geçirme hevesi içine girmişken Demirel’in gene konuştuğunu öğrendik. Türban serbestisi konusunda yasakçı zihniyet bir türlü galip gelemediğinden midir nedir, bu kez iyice coşmuş Baba. Şu sözlere bakın hele: “Türban özgürlük olarak değerlendirilemeyecek kadar masum bir simge değil. Türban, şeriat devleti arayanların aracıdır.” Bla bla bla…

Kantarın topuzunu attıracaksın zorla. Yahu Baba, sen bu memleketin başına bela mısın? Yaptığın iyi şeyler için sana müteşekkiriz. Ama sebebi ya da parçası olduğun kötülükler 40 yıldır yetmedi mi?

27 Mayıs’ın, 12 Eylül’ün, 12 Mart’ın kemikleri bile çürüdü. 28 Şubat, tarihin çöplüğüne karıştı ama darbe zihniyeti hortlamaktan bir türlü vazgeçmedi.

'Kendisini memleketin sahibi sananlar' 2009’da darbe yapma hevesi ile Ergenekon’la hortladı. Kaos tamtamları çalarak Cumhuriyet mitinglerine aktı. (Muzaffer Tekin’in varlığı ile şereflendirdiği Cumhuriyet mitinglerini hatırlayın) Ama gene de yetmedi. Bu kez de ‘Baba’yı ortaya sürdüler.

Alt tarafı üniversitelerde türban serbest olacak diye bir memleketi yakmadıkları kaldı.

Demirel bu işin öznesi değil, sadece nesnesi. Sadece şu noktaya dikkat: Ergenekoncuların söylemleri ile Demirel’in söylemleri arasındaki benzerlik sizin de dikkatinizi çekti mi? Hatta zamanları arasındaki paralellik... Her iki taraf da memleketi 'seçimle işbaşına gelen öcüler'den kurtarma amacında ya hani!

Bu adamlar Demirel'i de kullanıyor olmasınlar sakın! İnsan ‘Acaba’ demeden edemiyor…

www.iyibilgi.com analiz