En Sıcak Konular

Kaçan'dan Ahmet Hakan'a ilginç lakap!

9 Mart 2008 13:34 tsi
Kaçan'dan Ahmet Hakan'a ilginç lakap! İstediği zaman ‘ironik’, istediği zaman ‘ciddi’ olabiliyor. Magazin de yazıyor siyasette. Hatta ustaca, her ikisini de harmanlayıp yazabiliyor... Amma; Ahmet Hakan’ın en büyük özelliği... Hasan Kaçan, Ahmet Hakan'ın en büyük

Hasan Kaçan'ın köşe yazısından:


Ahmet Hakan’ın adı Ahmet Çakar olsun   
 
 
Allahı var. Elinizi vicdanınıza koyun, çocuk güzel yazıyor.

Tesbitlerini ‘cuk’ oturtuyor.

Kalemine hakim, diline hakim.

(Eline ve beline hakim olup olmadığı bizi alakadar etmez, zaten onun da öyle bir iddiası yok. Yani ‘ben dervişim’ ya da ‘ben keşişim’ diye dolanmıyor ortalarda.)

İstediği zaman ‘ironik’, istediği zaman ‘ciddi’ olabiliyor.

Magazin de yazıyor siyasette.

Hatta ustaca, her ikisini de harmanlayıp yazabiliyor.

‘İçeriden’ de yazabiliyor, ‘dışarıdan’ da.

‘Karşı trübin’lerin içinden geldiği için, her kesimin ilgi ve alakasını çekiyor.

Biz onu ‘başarılı bir televizyoncu’ sanırken, ‘Vaay be, ulan meğer kalemi televizyonculuğundan daha cevvalmiş’ dedirtiyor.

Amma;

Ahmet Hakan’ın en büyük özelliği ‘hem nalına hem mıhına’ çakması.

Yakaladı mı çakıyor.

Boş geçmiyor çakıyor.

Direğin içine vurdurtup çakıyor.

Uzaktan da çakıyor.

Yakından da çakıyor.

Karambolden de çakıyor. (Eh o kadar olsun)

Topu önünde buldu muydu çakıyor.

* * *
Çakıyor da, her vurduğu ‘gol’ oluyor mu?

Hayır elbette.

Kimi zaman avut’a da gidiyor çaktığı.

Hatta ayağına tam oturmayınca, trübinlere kadar gidiyor meşin yuvarlak.

Mesela;

En son çaktığı mevzulardan biri ‘Halk Arasında Türban’

‘Halk arasında türban sorunu yok lafı büyük bir palavradır’ diyor.

‘Türban çekişmesi, halkımızın derinliklerine kadar sinmiş bir çekişmedir... Halkımızın bir bölümü, türbandan hoşlanmamaktadır ve bu hoşlanmama halinin dereceleri vardır... Bir bölümü de türbandan hoşlanmayanlardan hoşlanmamaktadır, onların da hoşlanmama hallerinin dereceleri söz konusudur...’ diyor.

* * *
Ahmet Hakan, bir bölüm insanın birbirlerinden hoşlaşmamasını ‘sorun’ diye değerlendiriyor.

Bana göre de bu ‘sorun’ tesbitiyle, kaleyi karşısında görmüşken çakıyor amma topu gazhane tarafındaki açık trübinlerin taa arkasına, stadyumun dışına gönderiyor.

Her ne kadar, ‘çakıcı’ kardeşimiz Ahmet Hakan ‘hoşlanmama hallerinin dereceleri söz konusudur’ diye kıvrak bir çalım atsa da bu defa olmuyor.

* * *
Pekii neden olmuyor?

Çünki;

Herkes birbirinin kılık kıyafetinden hoşlaşmak mecburiyetinde değildir.

Mesela, dostum Bahadır Özdener benim kıyafetlerimden hoşlaşmaz.

‘Yaa Hasan abii ne biçim giyiniyosun’ diye kafa bile bulur.

Tamam, bizimkisi toplumsal bir ‘yara’ değildir amma neticede bir hoşlaşıp hoşlaşmama durumudur.

Ben de kardeşim Fatih’in giydiği kıyafetlerden hoşlaşmam.

Annem de yeğenim Zeynep’in giydiği kıyafetlerden hoşlaşmaz.

Ne var bunda?

Bu bir sorun mudur?

‘Canım sen de türban’la aynı kefeye koyuyorsun ama, olur mu?’ denirse, ‘Olur’ derim.

Çünki hoşlaşıp hoşlaşmama bir sorun değil, bir beğenidir.

İnsani bir durumdur.

Mesela, kıyafetlerine bakıp ‘Yuf, beline kadar açmış!’ diyenlerle ‘Yuf, tırnağına kadar kapatmış!’ diyenler bir bakıyorsun arkadaş oluveriyor.

Ahmet Hakan, son dönemde bu durumu ‘sorun’ olarak gösterenlerin ‘öcü’ masalına istemeden katkıda bulunuyor. Ekmeklerine yağ sürüyor.

* * *

Muhterem kardeşim Ahmet;

Bak ‘sorun’ nasıl birşeydir örnekleyeyim.

Mesela; ‘Seksen öncesi’ parkalarından ve komando botlarından hoşlaşmayanlar üniversite önlerinde birbirlerine ‘Allah yarattı’ demeden kıyıyorlardı.

Bu bir ‘sorun’du dolayısıyla.

Şimdilerde, kimilerinin gazıyla halkın bir bölümü birilerinin kıyafetine surat buruşturuyorsa buna ‘sorun’ deme.

Millet ‘Allah yarattı’ demeden birbirine girsin diye tırnak kaşıyanları sevindirme.

Topu önünde görünce hemen çakma.

Eğer böyle çakarsan, ben de ‘Ahmet Hakan’ın adı Ahmet Çakar olsun’ derim.

* * *

Sevgili kardeşim;

Velev ki tesbitlerin doğru olsa bile.

Velev ki teşhislerine katılıyor olsam bile.

Biz ki kale önü güzelliklerinin peşinde insanlarız.

Biraz da güzel pozisyonları gör.

‘Çakar çakmaz çakan çakmak’ olma.

Not: Bu ‘çakmak’ için yazılmış bi yazı değildir. Eğer ki bir Allahın kulu çıkıp da ‘Ahmet Hakan’a çakmışsın’ derse, benim de adım Hasan Çakar olsun.

 
 



Bu haber 1,369 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,602 µs