Obama’nın ağzını-burnunu kırın!

6 Mart 2008 12:20 tsi
Kırın ki, Başkanlık yarışında 71 yaşındaki ve kanserli bir adamın önünde yerleri süpürsün. Hillary Clinton’un ‘hayat’ bulduğu, yeniden ‘oyuna döndüren’ son 4 eyaletli seçimde kaç delege fazla çıkardığını biliyor musunuz? Bu ö

ABD Başkanlık seçimlerinde adayını belirlemeye çalışan Demokratlar için, Texas, Ohio, Rhode Island ve Vermont eyaletlerindeki ön seçimler, en az “kader Salı”sı da denilen ala düğümü çözemeyen “Süper Salı” denli önemliydi.

Hillary Clinton’un özellikle Texas ve Ohio’da seçimi kılpayı kaybetmesi halinde dahi, ABD’deki bir çok siyasi gözlemciye göre “mesele bitecekti”. Ama öyle olmadı. Clinton, sadece birinde (o da delege sayısı pek az olan Rhode İsland) önde görünüyordu.

Sonuçta tersi oldu. Barack Obama bir eyaleti, iki büyüğün dahil olduğu üç eyaleti ise Clinton kazandı. Oysa kelimenin tam manasıyla “herşey”Obama’nın lehinde gözüküyordu.

Öyle ki, demokratları bile muhafazakar olan Texas’ta da Obama’nın ön seçimi kazanabileceği, zira, Cumhuriyetçiler’in (McCain’in) Başkanlık seçimlerinde Obama ile başbaşa kalmak istedikleri tezi de dillendiriliyordu.

Sonuçta Hillary Rodham Clinton ön seçimi kazandı ama bu tez ortadan kalkmadı. Bunun iki delili var. Birincisi Texas’ın özgün seçim sisteminden geliyor. Clinton bu eyalette (dört eyalet içinde demokrat başkan adaylarına en çok delege veren eyalet-228.) rakibine 4 puan fark attı ama, sonuçta tüm bu görkemli sevinç gösterilerine karşın rakibi ile arasındaki farkı toplamda sadece 4 delege indirebildi.

Yani sembolik ve moral açıdan büyük, teknik ve gerçek hayat için oldukça minik bir başarı oldu. Son durum şu hale geldi; (Büyük gazetelerin bugünkü nüshalarındaki rakamlara itibar etmeyiniz.) Barack Obama: 1.567, Hillary Clinton: 1.462.

Hillary yumruğu McCain’e çalışıyor!

Sonuçlara, Clinton kampanyasını yönetenlerden bile daha fazla Cumhuriyetçiler sevinmiş bulunuyor. McCain’in karşısına Obama’yı istedikleri gerçeği değiştiği için değil. Hala aynı fikirdeler.

Fakat bu yolla Obama’nın iyice yıpratıldığını, dahası önseçimler de çözülemeyebileceği sezilen Demokrat adaylar arasındaki kavganın, partinin büyük kongresi sonunda ciddi bir ayrışmaya dönüşeceği, nihayitinde Kasım’daki seçimlere “tabanda ve tavanda” parçalanmış olarak gireceği fikrindeler.

Bu yüzden iki aday arasındaki “dengenin” son ana kadar korunması çok önemli ve anlaşılıyor ki Cumhuriyetçiler güney eyaletlerinde bunun üstüne gitmişler.

Karşı yakanın ise uyuduğu söylenemez. Ancak ön seçim sürecinin bütününe hakim olamadıklarından, parti seçmenlerinin oyları bu yönde tezahür ettikçe elleri kolları bağlı.

Ancak-şahsi beklentilerini öne çıkarsa da-bazı formüller yeniden ortaya atılmaya başlandı. Demokratlar’ın “rüya takımı” olan, ön seçimlerin ilk anlarında gündeme getirilen, “Obama artı Clinton Beyaz Saray”a formülü hatırlanmış görünüyor.

Son başarıdan sonra Clinton’un bu projeyi yeniden canlandırması ve bir açık teklif olarak-ama kendi Başkanlığı şartıyla-rakip tarafa iletilmesi muhtemelen Obama ve ekibi tarafından siyasi hamle olarak değerlendirilecek ve itibar edilmeyecek.

Oysa bu teklif elbette siyasi ama, Demokratlar’ın önündeki son çıkış kapısı olabilir. Obama ve kurmaylarının, Clinton’un son başarısını arkalayarak-daha önce değil-bu teklif yapmasını, kaybetme öncesi “beraberlik” teklifi olarak okuyacakları tahmin edilebilir.

Obama bu teklifi reddeder ve Kasım ayında McCain karşısında yenilgiye uğrarsa, her iki adayın seçmenlerinden ağır eleştiri alacağı kesin. Bu sızlanmalara, III.Bush hükümeti ile yaşamaya mahkum kalacak birçok dünya ülkesini de eklemek lazım.

Bu haber 2,814 defa okundu.