En Sıcak Konular

Özkök'ün kafasının tasını attıran defile

6 Mart 2008 11:08 tsi
Özkök'ün kafasının tasını attıran defile Ankara'da yapılan defiye, basınımızın 'demokrasi balansçısı' Ertuğrul Özkök'ün kafasının tasını attırdı. Defileyi 'Podyumda yürüyen totem' diye tanıtan Özkök, hızını alamadı ve defileyi Aşkalê'deki 'Cani Ermenileri püskürtme ayini'ne benzetti.

Ertuğrul Özkök / Hürriyet

Podyumda yürüyen totem

ANKARA’daki o sakil tesettür müsameresinin fotoğraflarından tam anlayamamıştım.

Televizyondaki görüntüleri izlerken bir türlü karar veremedim.

Gülmeli miyim, yoksa ağlamalı mı?

Yoksa, kendimi üslup şehvetinin kollarına bırakıp, dilimin ucuna ne geliyorsa söylemeli miyim?

Görmeyenlere anlatayım.

Bir tesettür firması güya defile düzenliyor.

Ön sırada eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın eşi ve kızı.

Tam önlerinde bir podyum uzanıyor.

Önce başı örtülü mankenler çıkıp kırıta kırıta yürüyorlar.

Elbiseler bellerine oturmuş.

Ellerinde son moda çantalar.

Makyajlar, abartı sınırını çoktan tecavüz etmiş.

Önce sıradan bir tesettür defilesi deyip geçiyorsunuz.

Lakin, biraz sonra hayatımda gördüğüm en berbat "mizansen"lerden biri başlıyor.

* * *

Önce türbanlı, tesettürlü kızın yanına güya türbansız bir kız geliyor.

Onun kıyafeti tam eski "bacılar!" gibi.

Kazak ve blucinden oluşmuş basit bir kıyafet.

İkisi kol kola yürüyorlar.

Bu da, aslında toplumda türbanlı kızlarla türbansız kızlar arasında hiçbir sorun yaşanmadığını simgeliyor.

Fakat o ne...

Podyumun orta kısmından biraz ileride yerde bir kırmızı şerit.

Bu neyi simgeliyor?

"Laikçilerin kırmızı çizgisini."

Tabii zavallı türbanlı kız, o kırmızı çizginin ötesine geçemiyor ve fena halde mutsuz oluyor.

Bu neyi simgeliyor?

Türbanlı kızın üniversiteye girememesini.

Sonra birileri geliyor ve o kırmızı şeridi yerden çekip atıyor.

Herhalde diyorum, bu da, AKP’nin "makul politikasını" simgeliyor.

Kırmızı çizgi kaldırılınca türbanlı kız ile bacı tarzı giyinmiş türbansız kız kol kola podyumun sonuna doğru yürüyorlar.

Bu sırada yüzlerinde mutlu bir ifade var.

Toplum, derin devletin yarattığı en derin sorunu bir hareketle çizmiştir.

* * *

Bülent Arınç o defilede yoktu.

Ama eminim ki, akşam eşi bunu kendisine anlatınca mutlaka ağlamıştır.

Çünkü o sahne, gruptaki beyaz gömlek, beyaz çarşaf belagati kadar derin mana yüklüydü.

Tıpkı bir gün önce Aşkale’de "cani Ermenileri" püskürtme ayini gibi...

Bana göre "sembol takıntısı" iki toplumsal özelliği ifade eder.

Biri azgelişmişliği.

Öteki ise totaliterliği.

En tehlikeli sonuçları ise azgelişmişlik ile totaliterliğin bir araya geldiği bünyelerde ortaya çıkar.

Tabii böylesine ağdalı bir sembolizmin üzerine, bir de belagat şehvetine kapılmış liderler oturursa, yaratılan sorunları çözmek çok zorlaşır.

İşte bu yüzden Türkiye’de artık türban totemizmine dönüşen sorunu çözmek özel bir önem kazanıyor.

Bu sorunu, savaş haline getirip, bir tarafın kazanıp ötekinin kaybedeceği bir anlayışa sokarsanız, bu her türlü totaliterliğe zemin hazırlayan ilkel bir sembolizmin zaferi olur.

* * *

Geçen gün AKP’li bir tanıdığım aradı ve ilginç bir şey söyledi:

"Bizim genel başkanımızın belagat öfkesinden rahatsız olduğunuzu yazıyorsunuz. Ama sizin de bir üslup öfkeniz yok mu?"

"Dışarıdan öyle mi görünüyor" diye sordum.

"Evet, biz de sizin üslubunuzda onunkine benzer bir öfke görüyoruz" cevabını verdi.

Ardında kötü niyet görmediğim eleştirileri her zaman ciddiye alırım.

İlkel bir sembolizm, ona dayanan belagat ve üslup şehveti, toplumun her kesimine hızla yayılıyor.

Bu şehvet korosuna Başbakan da, askerler de, muhalefet partilerinin genel başkanları da katılıyor.

Gazeteciler bunun dışında kalabilir mi? Tabii onlar da katılıyor.

Bu şehvet düşkünlüğü, totemizm sadece üslubumuzu, belagatimizi bozsa bir şey değil.

Ama toplum olarak kimyamızı da bozuyor.



Bu haber 569 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,717 µs