En Sıcak Konular

Kraldan çok kralcılara kraldan muhtıra

5 Mart 2008 10:01 tsi
Kraldan çok kralcılara kraldan muhtıra Yıldıray Oğur, dün kaleme aldığı yazısında "Kanlı bayraklarınızla, en büyük bayrak yarışlarınızla, militarist yayınlarınızla, linçlerinizle, vatana ihanet temalı yazılarınızla ektiklerinizi biçmeye hazır olun. Sizi bile vatan haini ilan edecek" dedi. Ge

Yıldıray Oğur / Taraf

Geçen hafta Türkiye Kuzey Irak’a kara operasyonu yaparken İsrail de Gazze’ye kara ve havadan operasyonu yapmakla meşguldü. İki operasyon, Kürt sorunu ve Filistin sorunu hakkında haksız analojiler yapacak değilim. Çekilen ızdıraplar, adaletsizlikler arasında bir ayrım ve hiyerarşi yapılamaz belki ama tarihsel ve sosyolojik olarak iki farklı meseleden bahsettiğimiz açık. Ama bu da ancak biraz yakından bakanların görebileceği bir açıklık artık. Uzaktan bakanlar için hemen hemen aynı sorundan bahsediyoruz. Tüm o tarihsel ve sosyolojik farklılıkları ortadan kaldıran şey ise bu meseleleri çözmeye çalışan iki ülkenin sorunu çözme araçları. İkisinin de elinde sadece birer çekiç var ve yıllardır o çekiçle vura vura karşılarındaki şeyleri çivileştirdiler.

Hatta 1990’larda Türkiye’deki hükümetler bizim çekicin modası geçti diyerek,  İsrail’den en son model, en parçalayıcı ve en derinleri tahrip edici çekiçlerden bile ithal ettiler. İsrail gibi olmak, meseleyi İsrail kadar soğuk, profesyonel (yani vicdansız) yöntemlerle çözmek birilerinin hep rüyası oldu Türkiye’de.

Zaten Türkiye- İsrail arasındaki ilişki bazen antisemitik aşırılıklara da kayabilen büyük bir kitlenin şiddetli itirazları altında bir nevi imkânsız yasak aşk ilişkisidir. Standart bir Türk laik için “Karanlık Ortadoğu bataklığında  demokratik, laik, modern bu iki yalnız ülkenin” aşkı bir nevi tarihsel kaçınılmazlıktır.. Bu “ Arap mahallesinde” izdivaç için laik ve modern ailemize uygun başka birini bulmak da zordur, mahallelinin diline düşmekten korkmasalar nikah an meselesidir.

Son zamanlarda laik Türkleri esir almış ulusalcı cereyanın antisemitizm mütemmim bir cüzü olsa da mesela bu ulusalcı cereyanın asr-ı saadetinde Cumhurbaşkanı olmuş, bir nevi Atatürk’ten sonra gelmiş dört halifeden biri hükmünde kabul edilen Ahmet Necdet Sezer’in  2006 yazında yaptığı İsrail ziyaretini bu potansiyel aşka delil olarak hatırlayabiliriz. İsrail Lübnan’ı kana bulamadan bir ay önceki ziyaretini. Sezer’in “Hamas’ı Ankara’ya devlet değil AKP çağırmıştır” açıklamasıyla başlayan gezi, Perez’in bizim gazetelerimizce coşkuyla karşılanmış “Biz de Atatürk’ün yolundayız” “ Ortadoğu laiktir laik kalacak” açıklamalarıyla sürmüş, İsrailliler zayıf noktamızı bulduklarının farkında Atatürk’ten, ortaçağ karanlığından ve laiklilikten bahsettikçe laik Türklerin gönüllerini fethetmişlerdir. Gezi bayan Sezer’in “İsrail çok güzel, çok modern, çok laik gene gelecek ben” temennisiyle bitmiştir.

İşte tam o sıralarda İsrail  Lübnan’da uluslar arası hukuk, kınama falan dinlemeden 1000’e yakın Lübnanlı sivili katlederken Vatan gazetesi “İsrail'e karşı öfke ve kıskançlık" diye bir manşet atmıştı hatırlayın. Gazetenin başyazarı da “İsrail'in acımasızlığı nedeniyle hedef olduğu öfkenin, yerini yavaş yavaş takdir ve imrenme duygusuna bırakmaya başladığı"na işaret etmişti.  Bu imkansız aşkın, her an çılgınca bir şey yapabilecek bir boyuta, bir kara sevdaya dönmesi tehlikesi hepimizi ürkütmüştü.

İşte son operasyonun ‘kesmedikleri’ insanın aklına bu yazıyı, bu potansiyel kötücül arzuyu getiriyor. Bu çılgın aşığın yine içip içip sokaklarda bağıra çağıra hadise çıkarmasından tedirgin olmaya başlıyorsunuz.  

Kısa kara operasyonu kesmediği gibi işte bu küllenmiş aşkın yangının külünü de yeniden yakıp geçmiş olabilir. 

Buna dönük en somut emare onları artık Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın da kesmiyor olması. Toz kondurmaya başladıkları Türk ordusu da. Zaten o kadar çok şeyi aynı anda istiyorlar ki onları mutlu etmeniz çok zor.

Hayvan katliamlarına karşı yazdıklarıyla gönüllerimizde taht kurmuşken insan katliamlarına zehirli köfte hükmündeki yazılarıyla lojistik destek sağlayan bir köşe yazarı şöyle yazmış “Ordu, 27 yiğidini vererek kendi görevini yeterince yapmışken, siyasi sorumluluğu da üzerine alıp, AKP iktidarını kurtarmak zorunda mıdır? Her şey tabak gibi ortadayken...” Sadece Barzani yetmiyor onlara, Erdoğan’ı da götürmeli bu operasyon.

Dediğim gibi çılgın aşık geri döndü. Ve Erbil sokaklarında birkaç bin evin camını aşağıya dökmeden ruhu huzur bulmayacak. Her gördüğünü isteyen yaramaz çocuklar gibiler, doyumsuzlar. Bi daha bi daha girelim Kuzey Irak’a diye tepinmeye şimdiden başladılar. Ama çocuklar kadar masum istekleri yok. İlle de cesetleri görecekler, mümkünse gidip tekmeleyecekler. Dağıtılan o resimlere de imreniyorlar,  yazılarını bombaların üzerine yazmak istiyorlar.

Onları siz şımarttınız ama. Hani AKP’yi “bak alttan bir İslamcı dalga gelir sizi bile götürür” diye aklınızca korkutup yola getirmeye çalışıyorsunuz ya. İşte bunlar da sizin radikaller. Sizi bile önlerine katıp götürecek, sizin yarattığınız dalgalarınız. Kanlı bayraklarınızla, en büyük bayrak yarışlarınızla, militarist yayınlarınızla, linçlerinizle, vatana ihanet temalı yazılarınızla ektiklerinizi biçmeye hazır olun. Geliyorlar. Sizi bile vatan haini ilan edecek, sizin için bile Amerikan uşağı diyecek ve sizi de götürebilecek o dalga geliyor, görüyor musunuz?  1915’i yaratan ruh halinin sembolü Aka Gündüz'ün "Bastığım her toprağın her tutamından kan fışkıracak. Taş üstüne taş bırakırsam ocağım sönsün” marşları söyleyerek geliyorlar.

Yasak aşkları İsrail gibi olmadıkça da rahat etmeyecekler.



Bu haber 1,056 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,378 µs