Mesut'un 28 Şubat'ı çok renkli! | " /> Mesut'un 28 Şubat'ı çok renkli! | "/>

En Sıcak Konular

Mesut'un 28 Şubat'ı çok renkli!

4 Mart 2008 11:45 tsi
Mesut'un 28 Şubat'ı çok renkli! 28 Şubat'ın baş aktörlerinden Mesut Yılmaz, tankların yürütüldüğü süreci postmodern darbe olarak görmediğini söyledi. Yılmaz'a göre 28 Şubat, 'Tarihimizin en yaygın sivil toplum hareketi.'

Eski Başbakan Mesut Yılmaz, 28 Şubat’ın "postmodern darbe" olduğu yönündeki görüşlere katılmıyor. Süreci Demirel’in Anayasal zemine kaydırdığını savunan Yılmaz, "28 Şubat süreci, demokrasi tarihimizin en yaygın sivil toplum hareketine sahne oldu. Başında silahlı kuvvetler, sonunda ise silahsız kuvvetler vardır" diyor.

SÜRECİN ardından Başbakan olan Mesut Yılmaz, 28 Şubat’la ilgili görüşlerini Hürriyet’e yazdı. 28 Şubat için söylenen "postmodern darbe" tanımına katılmayan Yılmaz, "28 Şubat’ın başında silahlı kuvvetler, sonunda ise silahsız kuvvetler vardır" dedi. Yılmaz, başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere, muhafazakár kesimlerin dillendirdiği "kişi laik olmaz" söyleminin de doğru olmadığını savunarak, "Demokrasiye inananlara nasıl demokrat deniyorsa, laikliğe inananlara da laik denir" dedi. İşte "Nene Hatun 113" dizimize son noktayı koyan Mesut Yılmaz’ın yazısı.

DARBELERİN HİÇBİRİ LAİKLİK İÇİN DEĞİLDİ

"Türkiye’de kurum olarak ordunun, asli görevi olan ülke bütünlüğünün korunması yanında, en önemli hassasiyetinin irtica tehdidi olduğu herkesin malumudur.

Bu hassasiyet, aslında cumhuriyetten önce başlamıştır. 31 Mart ayaklanmasını bastıran Hareket Ordusu gibi, cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde patlak veren ve bazen bölücü motiflerle ortaya çıkan gerici ayaklanmaları bastırma görevini de Silahlı Kuvvetler üstlenmiştir.

28 ŞUBAT’A POSTMODERN DARBE DENEMEZ

Söz konusu kararlar askerler tarafından hazırlanmış, fakat dönemin hükümeti tarafından da kabul edilerek imzalanmıştır. Dönemin başbakanı, kurulda rahatsızlığını dile getirmesine rağmen, sonuçta bu kararların altına imza atmış, koalisyon ortağı partiye mensup başbakan yardımcısı ve diğer bakanlar da herhangi bir itiraz dahi ileri sürmemişlerdir.

Dolayısıyla, Refahyol hükümeti, ülkede irticanın öncelikli tehdit oluşturduğunu ve buna karşı önerilen tedbirleri almayı kabul etmiştir.

Daha sonra ortaya atılan postmodern darbe kavramı, 28 Şubat sürecinin baştan sona ordu bünyesinde planlanıp yürütüldüğü fikrini çağrıştırmaktadır. Oysa, gerçek bu değildir.

Genelkurmay başkanının ordu içindeki ciddi rahatsızlığı kendisine iletmesi üzerine adres olarak Milli Güvenlik Kurulu’nu gösteren ve olayı anayasal zemine yönlendiren, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’dir.

TARİHİMİZİN EN YAYGIN SİVİL TOPLUM HAREKETİDİR

28 Şubat süreci, aynı zamanda demokrasi tarihimizin en yaygın sivil toplum hareketine sahne olmuştur.

Ülkenin en büyük meslek birlikleri, hükümeti demokratik yoldan değiştirmek için bir araya gelmişlerdir. Yani 28 Şubat’ın başında silahlı kuvvetler, sonunda ise silahsız kuvvetler vardır. Gene bu dönemde dünya hukuk tarihine geçen bir olay yaşanmış ve cumhuriyet başsavcısı, iktidarı oluşturan partilerden Refah Partisi aleyhine Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açmıştır. Nitekim bu dava daha sonra Refah Partisi’nin temelli kapatılmasıyla sonuçlanacaktır.

İMAM HATİP OKULLARININ YAYGINLAŞTIRILMASI HATADIR

Başlangıçta aydın din adamı ihtiyacını karşılamak için açılan imam hatip okullarının zaman içinde alternatif bir eğitim kulvarına dönüştürülmesi büyük bir hata olmuştur.

Halkımızın bu okullara verdiği destek, çocuğunun din adamı olması arzusundan değil, genel eğitimi yanında dini bilgiye de sahip olması arzusundan kaynaklanmaktadır.

Bu talebe cevap vermenin yolu da, genel eğitim kurumlarında yeterli düzeyde ve seçmeli din eğitimi sağlamaktan geçer. Türkiye’nin bugün türban sorunundan daha öncelikli olarak tartışması ve çözmesi gereken sorun budur.

28 Şubat’tan günümüze kalan en önemli sonuç, zorunlu temel eğitimin sekiz yıla çıkartılması yanında, laik düzeni koruma yönünde her zamankinden daha güçlü bir toplumsal bilincin doğması olmuştur. Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyini demokrasi içinde yakalaması, bu bilincin artarak sürmesine bağlıdır."

Hürriyet



Bu haber 342 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,744 µs