Galatasaraylıların dualarının reddine...

4 Mart 2008 09:50 tsi
Bütün GS milleti “Fener şu Şampiyonlar Ligi’nden çıkamayıp cümle âleme rezil olsun..” diye dua ediyordu. Yatıra gidip dua edenler bile vardı. Ama duaları kabul görmedi. Niye mi?

Selahattin Duman / Vatan

Hayır isterse bir kişi.. Eğri gitmez hiç işi..

“Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına..” diye boşuna söylenmemiş atalarımız.. Doğruluğunu bizim amelimiz bir güzel tarif eder..

İş bu yazı; Fenerli olmadığı halde Fener’in hep iyiliğini isteyen şahsın başına geleni hikâye eder..

Fenerbahçe’nin peşinden taaa Sevilla’ya geldik..

Biri çıkıp “Bre nabekâr..” diye gürlese.. Ardından da saydırsa..

Fenerli değilsin, biir.. Hangi takımı tuttuğunu da anlamış değiliz zaten, ikiii..

Hangi akla hizmeten taa İspanyalar’a maç seyretmek için gidersin, üüüç.. Parayı nereden buldun, dööört..

Verecek cevabımız olmaz..

Evet, itiraf ediyorum.. Ben bir Galatasaraylıyım ama sarı kırmızılı camianın yüz karasıyım..

Bütün Galatasaray milleti “Fener şu Şampiyonlar Ligi’nden çıkamayıp cümle âleme rezil olsun..” diye dua ediyordu..

Hatta takımın aşırı gidenlerinden Gül Baba türbesine gidip “Fener elensin..” niyetiyle dua edip, çaput bağlayarak adak adayanlar vardı..

Bereket versin duaları kabul olmadı.. Bir kere bizim Galatasarayımız, Osmanlı’nın birinciye gelen Frenk mektebi olduğundan cümlesi laiktir..

DUANIN REDDİNE

Bu okuldan mezun olanlar, üzerinize afiyet kendilerini “has batılı” sayarlar..

Bırakın memleketin başka sultanilerini, Avrupa’nın en ileri liselerinden çıkışlı olsanız bile bir Galatasaray Lisesi mezununun yanında alaturka kalırsınız..

Onlara göre bu mektepte yedi yıl geçirmek, sadece Batı’nın ilminden sebeplendirmez adamı..

Buranın mezunları okulun yatakhanesinde uyurken kendilerine çaktırmadan “Batılı kanı” nakledildiğine inanırlar..

Hem de öyle Batı’nın ayak takımının, amelenin, esnaftan bakkal çakkal kanı değil.. Doğrudan saraydan süzme aristokrat kanı..

Eee! Hem aristokrat kırmasısın.. Hem de laikliği icat edenlerden daha laiksin..

Yani noksanın var.. O zaman da Gül Baba Hazretleri de senin “Fener elensin..” duanın kulpundan dahi tutmaz..

Neden dersen, cevabı belli..

Gül Baba dediğin yılların kadrolu evliyası.. Huzuruna gelip Fener takımı için fitne adak adadığında hazret elbet “Peki işini görelim de amelin tamam mı?” diye soracak..

Ahiren “Nerede senin abdestin?” diye durumunu kurcalayacak..

Dedim ya! Bunlar laik ve aristokrat olduklarından “Niyet ettim, niyet eyledim abdest almaya..” lafları dudaklarına değmemiştir..

Cümlesi söylemesi ayıptır, cünüp gezdiğinden bunların evliya katında yaptıkları adaklar işleme dahi konmadan geri çevrilir..

İşte Galatasaray Lisesi çıkışlı taraftarların “Fener elensin ki bizim sefamız olsun..” türünden dileklerinin kabul görmeyişi bundandır..

Ben de kadim bir Galatasaraylıyım ama bunlardan değilim..

Yarın ruz-ı mahşerde kendinize iş edinin, tanıdığınız bildiğiniz evliyalardan beni araştırıp sorun..

Gül Baba’ndan Telli Baba’ya.. Tuz Baba’dan Tabanı Yassı Mehmet Paşa’nın velinimeti Yağcı Baba’ya kadar tek tek dolaşın..

Birinden biri “Evet, o hayırsızın bize böyle bir fesatlık başvurusu vardı.. İşleme koymadık..” derse kendi ateşimde yanayım..

SİZ DEVAM EDİN..

Tam tersine.. Ben hep Fener’in tur atlaması için dua etmişimdir.. Neden mi? Pragmatik bir adam olduğumdan..

Fenerbahçemiz, kâfir illerinden bir takımı yendi mi bu fakire seyahat gözükür..

Çünkü tur atladıkça karşısına başka bir kâfir elinin takımı çıkar.. Fransa olur, İtalya olur, İngiltere olur..

Aklını fikrini Fener’in başarısına endekslemiş ne kadar yarım akıllı arkadaşım varsa barhanayı topladığı gibi takımın peşine düşer..

Mutlaka birinin aklına gelir, bana “Haydi sen de gel bizimle..” der..

Böyle bir teklif aldığımda mahzunlaşmış gibi uzaklara bakarım.. Talimini sık yaptığımdan gayet başarılı iç çekerim..

“Siz gidin.. Ben nasıl geleyim?” türünden laflar ederim..

Bu laf Hollywood çıkışlı macera filmlerinin, düşmandan kaçarken vurulup düşen kahramanının repliği kadar yürek yakıcıdır..

“Siz kaçın, ben vuruldum.. Devam edemeyeceğim..” gibi adamı ciğerinden dağlayan bir laf..

Daha bu laflarım üzerine tınmayıp “Hastiiir” çekenine rastlamadım.. Birinden biri dayanamaz “Seni ben götürüyorum, davetlimsin..” der..

Havaalanına herkesten önce ben giderim.. Fener’in duacısı olma sebebimiz budur..

Gerçi Fener için ettiğimiz son dualar biraz şaştı.. Ya açık açık istenen mekânı belli etmedik veya duayı bitirdikten sonra iki tarafa kuvvetlice üfürmedik..

Bunlar Şampiyonlar Ligi’nden çıkmak için debeleniyorlardı.. Ben de “İnşallah tur atlarlar da bu sefer bir İspanya takımı çıkar..” duasını tutturmuş gidiyordum..

Gönlümden geçen Barcelona’ydı.. Oraları gezmeye niyetlenmiştim..

Ayrıntıya girmediğimizden duamız toptan işlem gördü, İspanya kısmı tuttu.. Bahtımıza Sevilla çıktı..

KISMET BİZEYMİŞ..

“Fener tur atlasın, bir sonraki maça seni götüreceğim..” sözü veren Bay Zafer ne yazık ki maça gelemedi..

Kendisi gelemeyince akrabasından Alpaslan Bey’e devretmiş ihaleyi..

Bu Alpaslan Bey’i devamlı okurlarım tanır.. Hani Fener maçlarına başında beş parça saçaklı şapka, üzerinde parçalı sarı lacivert kıyafetle giden taraftar grubunun elebaşılarındandır..

O yüzden ilkokuldaki kızı Lâl’in kafası babasının işi konusunda biraz karışık..

Babasını, iskambil destesinde joker olarak çalışıyor zannediyor..

***

Uzun etmeyelim..

Alpaslan Bey benim maça gelmek istediğimi yarışmacı Acun Ilıca Bey’e söylemiş..

Acun Bey de dosyamızı Fenerbahçe TV’nin oturumcusu Feryal Hanım’a havale etmiş..

Araya Star Televizyonu’nun paşaları da girince kendimizi davetli olarak taaa buralarda bulduk..

Geldiğimize iyi etmişiz..

Mağrip Valisi Musa Bin Nusayr, ileri yaşında bu topraklara dalıp bela çıkarmak için Halife Hz. Osman’dan izin istediğinde “Havası suyu latiftir.. Bitkisi, çiçeği boldur..” diye yazmış..

Gerçekten de öyleymiş..

Baharı burada erken karşıladık.. Keyfimize sebep halleri yavaş yavaş anlatırız..

Bu haber 242 defa okundu.