En Sıcak Konular

Unutulmaz bir PKK operasyonu hikayesi

3 Mart 2008 14:46 tsi
Fantom uçakları, Haftanin Vadisi, Cobralar, ilerleyen komandolar, şehitler, çatışmalar... İşte nefes nefese okuyacağınız bir PKK operasyonu hikayesi...

Star Gazetesi fotomuhabiri Burhan Eliş, Milliyet'te çalıştığı dönemde PKK terörünün en etkin olduğu yıllarda canlı canlı yaşadığı operasyonun nefes kesen ve duygulandıran unutulmaz hikayesini yazdı:

1992 yılı sonbahar ayları. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Kuzey Irak'a yaptığı sınır ötesi harekatı bir gurup gazeteci ile birlikte, o zamanlar çalıştığım Milliyet Gazetesi için izlemekle görevlendirilmiştim.

Ankara'dan uçakla Diyarbakır'a ,oradan da yaklaşık bir saat süren helikopter yolculuğundan sonra , Şırnak 23'üncü Jandarma Sınır Tugay Komutanlığına ulaştık.

Toprak pistin kenarında gazetecileri karşılayan görevli subayın rehberliğinde subay gazinosunda çay kahve molası verdikten sonra, bize kalacağımız yerler gösterildi. Benimle beraber 3 kişiye gösterilen yer, Tugay'ın berberiydi. İlk başta şaşkınlığımızı gizleyemesekte, diğer arkadaşlara göre şanslı olduğumuzu sonradan öğrendik. Biz Tugay'ın Berber'inde dört kişi yer yatağında uyuyorduk. Denilebilir ki şans bunun neresinde. Şöyle ki; Tugay, sınır ötesi operasyon nedeniyle, taktik tümen haline getirilmişti ve imkanları bir tümeni ağırlamak için sınırlıydı. Bizim şansımız ise, berberde su bulunmasıydı. Diğer arkadaşlarımız, yıkanmaya su bulamazken, biz sabah kalktığımızda elimizi yüzümüzü yıkayabiliyor, üstüne bir de traş olup, losyon bile sürebiliyorduk. Böyle bir imkanımızın olduğunu uzun süre arkadaşlarımızdan saklamak zorunda kaldık, aksi takdirde bütün bir gazeteci grubu yatağını berbere getirip serebilirdi.

Birkaç günlük bekleyişten sonra, sabah saat 04.00 sıralarında, üç Sikorsky genel maksat helikopteri ile Irak Sınırı'nın sıfır noktasına doğru havalandık. Helikopterler'den birinde dönemin Şırnak 23'üncü Sınır Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar ve Kurmay ekibi, diğer ikisinde ise gazeteciler bulunuyordu. Yaklaşık 45 dakika süren yolculuktan sonra Türkiye-Irak sınırı sıfır noktasına indik. Burası gerçek anlamda sıfır noktasıydı. Hatta bazı arkadaşlarımız beyaz sınır taşlarının kah Türkiye, kah Irak tarafına geçerek, çeşitli espriler yapıyorlardı. Sıfır noktasına indiğimizde henüz hava tam olarak aydınlanmamıştı.

Sıfır noktasına mevzilenmiş mehmetçiklerin yaktığı küçük ateşler sınır boyunca göz alabildiğine uzuyor, ürküten bir sessizlik hüküm sürüyordu. Türk sınırının hakim tepelerine konuşlanan askerler elleri tetikte bekliyor, birkaç saat sonra girecekleri Haftanin vadisini gözetliyorlardı. Komutanlar harekat planlarını son kez gözden geçiriyor, oradan oraya koşuşturuyor, telsiz muhaberesi bizim anlamadığımız kodlarla devam ediyor, son emirler veriliyordu.

Tugayı'nın başında son raporları alan Tuğgeneral Mete Sayar'ın kısa süren şifreli bir telsiz muhaberesinden sonra, iki İHK (ileri hava kontrolörü) subayı, Tuğgeneral Sayar'ın yanına gelerek hazır olduklarını belirtiler. İHK'lar'ın kısa süren telsiz muhaberesinden sonra, tepemizde bir anda biten ve kulakları sağır eden gürültüyle vadiye dalış yapan F-4 Fantom savaş uçakları gökyüzünde belirdi.

Fantomların yeri göğü yırtan bombardmanı ve motorun çıkardığı ses askerleri de heyecanlandırmıştı. Ağaçlarla kaplı vadi üzerinde, belli bir kol düzeninde uçan Fantomlar, İHK subaylarının hedef tayinine göre bombasını bırakıyor sonra üssüne geri dönüyor. İşte bu taktik saldırı sırasında, dalışını yapan uçağın uçaksavar atışından kurtulması için hızla yükselmesi gerekiyor. Pilot bu esnada motorlara tam gaz verince, ortaya korkunç bir gürültü çıkıyor, yerdekiler deprem oluyor hissine kapılıyordu.. Böyle bir taktik saldırı sırasında yanıma yaklaşan bir subay, "Biliyormusun operasyona katılan askerlerin en çok sevdiği ses bu Fantomların sesidir. Bu uçakların çıkardığı bu olağanüstü ses, askerlerin müthiş etkiliyor, motive ediyor. F-16 Savaşan Şahinler teknolojik olarak çok üstün uçaklar ama, onlardan böyle ses çıkmaz"

Uçakların taktik saldırısından sonra, vadiye 30 km uzaktaki üslerden top atışı yapıldı. Top mermilerinin başımızın üzerinden ıslık çalarak geçiyor, 3-4 km ileride vadide patlıyordu. Işık sesten hızlı olduğu için, önce bombanın ortaya çıkardığı toz bulutu görünüyor 4-5 saniye sonra kulakları sağır eden bir gürültü ortaya çıkıyor, daha sonra şok dalgalarını yüzümüzde hissediyorduk. Hatta bir subay, yakalanan teröristlerin ifadelerine göre , uçak saldırıları sonrası yara almasalar bile , bombanın yarattığı şok nedeniyle iç kanamadan birçok arkadaşının öldüğünü, birçoğunun da haftalarca hasta yatmak zorunda kaldığını söyledi

Top atışı bittikten sonra, havada bu kez Süper Kobra Saldırı Helikopterleri göründü. Vadinin üzerinde uçan Kobralar, belli bir yükseklikte durup belirlenen hedeflere top ve roket atışı yaptı. Bütün bu hava saldırıları sırasında vadiden herhangi bir karşı atışın yapılmaması dikkatimi çekmişti. Yanımdaki subayı karşı atış yapmamalarının sebebini sorduğumda, "yerlerinin belli olmaması için, karşılık vermiyorlar" dedi. Hava saldırılarının tamamlanmasından sonra, vadiye girin emri alan birlikler, 25-30 koldan, 20'şerli timler halinde vadiye girmeye başladılar. Harekatın en kritik aşamasına gelinmişti.

Birliklerin vadiye girmesiyle adeta kıyamet koptu sanki..Telsizler çalışmaya başlamış. Timlerin başındaki subaylar bir yandan çatışmayı sürdürüyor bir yandan da, üs komutanlığına rapor verimeye çalışıyordu.

"Terörist unsurlarla sıcak temas sağlandı, tahminim 15 kişiler, 5 numaralı hedefin bulunduğu bölgede 4-5 kişi direnmeye çalışıyor, şu koordinatlara top atışı yapın." Birlikler vadi içinde zaman zaman 40-50 metreden terörist unsurlarla çatıştığı için istenen hava desteği, birliklere zarar verir gerekçesiyle, Kobra pilotları tarafından azami dikkat gösterilerek yapılıyordu. Vadiye dalıp çıkan, taarruz helikopterleri, avının tepesindeki kartal gibi belli bir yükseklikte dönüyor, sonra istenen hedefi makinelı top ve roket ateşine tutuyordu.

İşte bütün bu olan bitenin içinde, duyduğum şifreli bir telsiz anonsu dikkatimi çekti.Makinalı tüfek ve roket seslerinin birbirine karıştığı bir anonstu bu, üzgün ama kendine güveni ses tonuna yansıyan, bir subay şöyle diyordu "Bir gül soldu, rüzgar istiyoruz, hemen tahliye gerekiyor", Ne demek bu gibilerden muhabere subayına baktım, üzgündü, bir şey demedi. Diğer telsiz taleplerine cevap verme çalışıyordu. Rüzgar isteyene, "5 dakika bekleyin" dedi. Rüzgar isteyen, "acil gönderin, devam etmemiz gerekiyor" dedi. Muhabere subayı geri döndü arkasına baktı,vadiye baktı, "çok zor" dedi kendi kendine, durdu, telsizin mandalına bastı, "Rüzgar oraya inmen lazım, Bir gül solmuş tahliye istiyorlar" Rüzgar , "mutabıkız, hazırlasınlar, koordinat" dedi. Birden arkamızdan bir karakuş belirdi. (Askerler, Sikorsky helikopterine karakuş adını takmış) Hızla vadiye doğru alçalıyordu, ormanlık alana girdi, ağaçlardan göremiyorduk artık karakuşu. 30-40 saniye sonra, karakuş bir ok gibi ağaçların içinden gökyüzüne dikine yükselmeye başladı. Sonra vadinin üzerinde bir tur atıp, gözden kayboldu.

Aklıma takılmıştı, ama o anda soramamıştım, "Bir gül soldu, rüzgar istiyoruz", ne demek diye, sonradan öğrendim..Şehit var, tahliye için helikopter gönderin demekmiş……Telsizden yankılanan "Bir gül soldu, rüzgar istiyoruz" anonsu , aradan geçen 16 seneye rağmen bir an olsun aklımdan çıkmadı. Ne zaman bir operasyon haberi duysam, gözümün önünden geçer, Rüzgar ve solmuş güller…Rüzgarların, karlı doruklarda fırtına gibi estiği bu günlerde güllerin solmaması dileğiyle. Tanrı hepsini korusun.

Star



Bu haber 802 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,582 µs