paçozsunuz, faşistsiniz | " /> paçozsunuz, faşistsiniz | "/>

En Sıcak Konular

Basitsiniz, paçozsunuz, faşistsiniz

3 Mart 2008 13:17 tsi
Basitsiniz, paçozsunuz,  faşistsiniz Ciddi köşe yazarı çizgisinden kaydırıldığını söyleyen Yıldıray Oğur, Ergenekonculara, başörtüsü yasakçılarına ve kaosçulara Avrupa Yakası'ndan Şahika'nın sözleriyle sesleniyor.

Sonunda ciddi köşe yazarı çizgimden de kaydırdılar beni. Ama ne yapalım söz ağızdan çıktı bi kere, şeytan da benden yana melek de. Son bir haftanın manzarasına bakınca insanın içinden oturup birilerini ikna etmeye çalışmak, kibarca eleştirilerini dile getirip, makul gerekçeler ileri sürmek gelmiyor. Herkesin bir tahammül çizgisi var. Hem kime ne anlatıyoruz ki.

Coşkulu Üniversitelerarası Kurul üyeleri

Birbirlerine el kol şakaları yapan Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nden yatılı okul arkadaşları havasındaki heyecanlı, coşkulu Üniversitelerarası Kurul üyelerine mi? Kendi okuduğu bildiriyi coşkuyla alkışlayan, dedikodu yapıyormuş gibi “Adını veremem ama bana neler neler anlattı o rektör aa dostlar” diye açıklamalar yapan o kurulun başkanına mı? Anlarlar mı sanıyorsunuz hâlâ? Ne kadar da safız.

Teziç'in son kaseti

Hem kaseti çıktı almadınız mı? İlk klipini A1 şarkısı “Nah alırsınız demokrasiyi, hukuku” ya çekmiş. Şaşırdım. Ve hâlâ da bir tekzip gelmemiş. Hâlbuki mektepliydi, zarifti, nota bilgisi, şan bilgisi kıyas kabul etmezdi. Ama alaylı Şevki Yılmaz kasetleri kadar bile itibar görmedi bu piyasada. Bizi eğitimiyle, zarafetiyle, hukuk bilgisiyle döverdi. Hâlbuki bizi böyle aldatıp uyuttuktan sonra gece yarıları kalkıp “Muhtırayı duydum, oh dedim fişi çekip yattım” kasetleri doldurmaktaymış. Dalga geçiyorlarmış bizimle. Hukuk, guguuuk, demokrasi, memokrasi diyorlarmış bizi taklit edip.

Darbe günlüklerine adaletin ilgisi(!)

Biz darbeyi de deşifre ettik sanmıştık. Sarıkız, Ayışığı. Artık bu dönüm noktasıdır, bu darbeye adı karışanlar yargılanır diye saftirik duygular içindeydik bir zaman. Bakın, okuyun çok açık eski Deniz Kuvvetleri Komutanı sünnetinden, ilk sevgilisine gün be gün hayatını yazarken anlatmış gün be gün de darbe planlarını. Her şey yazıyor işte, darbeye zemin hazırlamak için sokaklara dökülecek STK'ların listesi bile var. Alın uzak yoldan getirdik, beş kişi taşıdık üç bavul belge size. Eşek ölüsü gibi ağırdı, yorulduk ama feda olsun. Alın okuyun işte, gereğini yapın, bir daha böyle şeyler olmasın huzurlu yaşayalım burada. Safız, naifiz dedim ya.Hâkim nasıl olur da bir insanın özel yaşamını deşifre edersiniz derdinde, bastırıyor adalet isteyen sesimizi. Dergi kapatmak yetmiyor, gazeteler kapanmış derginin sesini bile duymak istemiyor. Ama biz sanmıştık ki...

"Zenciler giremez, pardon türbanlılar"

2008'de İstanbul'da bir üniversitede neler olmuş gördünüz mü diye heyecanlanmıştık. Bir başörtülü kız öğrenciyi almışlar önlerine itip kalkıyorlar. Tıpkı 51 yıl önce ABD'de siyahîlerin okullara alındığı ilk gün beyaz ırkçı öğrencilerin siyahî kız öğrenciye yaptıklarını gösteren o fotoğraf gibi. Bu kadar benzerlik de fazla. Sanki ilahi bir kudret vicdanlarımız harekete geçsin diye bize bir oyun oynamıştı. Tamam, şimdi bu resimlere bakanlar vicdanen rahatsız olurlar. Çok safız diyorum ya. Olmadılar tabii. Haksız çıkmanın utancına değil, haksız çıkmamanın telaşına kapıldılar. Hatta bunu oyun sandılar. Gözü olanlar için tıpkısının aynısı gibi duran bu iki resim arasında 20 farkı bulma oyunu oynuyoruz sandılar.

“Kandil'e beş var”dı, sonra “büyük kutsal başarı” oldu

Tamam, hepsi bir tarafa. Peki, bu da salaklık değil mi artık. Genelkurmay'ın ABD'den gelen talimatla aniden biten operasyonunun “Niye bu kadar insan öldü peki, ne oldu, ne kazandık, bu iş böyle mi çözülür” sorgulamalarına neden olacağına inanmak, nedir peki? “Kandil'e beş var” manşetleri atanların ertesi gün Zap'tan dönüp gelinmesini bize “büyük kutsal başarı” diye yutturmasına inanacak kadar salağız, kabul edelim. Gazeteleri, televizyonları, köşe yazarları, TUSİAD başkanlarıyla bizi yönetmek için doğanlar uzun uzun ordumuzun yüksek faziletlerini, operasyonun ne denli başarılı olduğunu anlatacaklar bize ve biz de inanacağız, boşuna onları yormayalım. Hem Genelkurmay Başkanı’mız eleştirileri o kadar cesurca üzerine aldı ki. Karşımızda her köşesi düşünülmüş öylesine profesyonel bir halkla ilişkiler operasyonu var ki! Hikâyeleri hep o kadar güzel, hep o kadar epik ve hep o kadar akıcı ki!

Panzerle ezilen çocuğu taşın ezip geçtiğini söyleyenler

Salak olmasak panzerle ezilen çocuğu taşın ezip geçtiğini söyleyenlerin gözüne otopsi raporlarını sokup, “Aa hata yaptık” demelerini bekler miydik? Küçük bir çocuğun hayatı üzerinden bile ideolojilerini, iktidarlarını düşünenlerin hakkaniyet duygusuna kalan inancımız bile salaklılığımıza delil değil mi? Ergenekon'a, her gün daha da zifirileşen karanlık hikâyeye hiç girmeyeceğim. Kendimi kötü hissediyorum.

“Özgürlükçüyüz ama salak değiliz”

Başörtüsü tartışmalarında köşeye sıkışıp “Özgürlükçüyüz ama salak değiliz” diyor ya sosyalistler. Bu kurnaz sloganı Kemal Kerinçsiz de bir gün çıkarsa hapisten açacağı yeni 301 davaları önünde pankart olarak kullanacak ya.

Salağız

İşte onlar kadar bile kurnaz değiliz biz. Çakamıyoruz bize atılan golleri. Gelen giden geçiyor beşliklerimizin arasından. Yalan söyleyemiyoruz, iki yüzlülük yapamıyoruz. Bunca olan bitenden sonra bu düzenin bozuk, haksız, adaletsiz olduğuna dair hâlâ delil, kanıt, peşinde koşmamız, onları buna ikna etmeye çalışmamızın nedeni bu. Onların da bir vicdanı var, ‘onların da bir insafı var’a hâlâ inanmamızın nedeni ancak bu olabilir. Bu yazı boyunca bahsedilen o biz kim miyiz? Hem özgürlükçü hem de salak, hem adil hem salak, hem vicdanlı hem salak, hem demokrat hem salak olanlar. Ama artık yeter bunca salak yerine konmak diyenler. Peki, onlar kim mi? Onlar da artık ümidi kesmemiz gerekenler, rasyonalitenin, müzakerenin sökmedikleri. Peki, ne yapacağız? Kavga mı? Evet. Onları vicdanımızla, hakkaniyet duygumuzla, zekâmızla, sağduyumuzla dövmeye devam edeceğiz. Salağız, başka bir yol da bilmeyeceğiz.

yildirayo@yahoo.com



Bu haber 845 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,502 µs