En Sıcak Konular

‘Kökünü kazıma, bize de bırak!’

28 Şubat 2008 12:49 tsi
‘Kökünü kazıma, bize de bırak!’ Herkes aynı fikirde değil mi? ABD, kara harekatına onay vermedi mi? Peki neden 5’inci günden başlayarak ‘mızmızlanıyor’? Bu ‘söylenme’ gerçek olmayabilir! Ama gerçekse, ardında birden çok neden var. En önemlisi ise TSK’

Şu sıralar patronu Ankara’da bulunan Pentagon da Washington’da biliyor ki, bu bölgede kara harekatı denilen şeyin zamanı olmaz. Üç  gün askerlik yapmış adam bile bunu bilir. Irak Savaşı’nın bir ayda kazanıp, 5 yıldır ülkeden çıkamayan ABD bilmez mi? Hele bu iklim ve coğrafyada!

O halde, daha operasyonun 4-5’inci gününden başlayarak yükselen sızlanma neyin nesi? Bu sorunun yanıtı elbette bir argümanla açıklanamaz. Örneğin, ABD’nin Irak’ın toprak bütünlüğüne ilişkin kaygıları yüzeysel dursa da, teknik gerçekliği var.

Ama farklı gerekçelerle. Bu pencereden bakılırsa TSK’nın kara harekatı Irak’ın bütünlüğü için daha büyük fayda sağlıyor ama ABD’nin bütünlükten anladığı biraz farklı.

Mesela, Kuzey peşmergelerinden sayısı 50-70 bin arasında bir gücün uzun süredir Bağdat’da bulunduğu biliniyor. Bu gücün bölgeye gelmesinden sonra direniş eylemlerinde belli bir düşüş gözlendi.

Türkiye ile peşlergelerin karşılaşması gibi bir durumda bu gücün kuzeye dönme ihtimali  ABD’yi yerinden zıplatacak ihtimallerden biri. Keza, Beyaz Saray biraz “vicdan”da yapıyor.

Tarih boyunca ortada bıraktığı Kürtlerin, son savaşta verdiği destek yüzünden biraz yüzü kızarıyor ve bu cepheden gelen “Türkler çekilsin” itirazlarına boynu bükük kalıyor.

'Lazım' dedik kardeşim! 

Yine de bunların hiçbiri ve eklenebilecek diğerleri, ABD’nin Türkiye’ye “çekil” demesi için yeter gerekçe değil.

Hatta ABD’nin çok umursadığı gerekçeler de değil. Zira ABD pekala biliyor ki-resmi ağızlardan, ‘Türkiye operasyonun derinliği ve zamanı konusunda açıklama yapsın’ dese de-Ankara burada kalmayacak. Gerçekten de “işini bitirdikten sonra” çekilecek.

Ama yine de bir şerh notu düşelim. Tabii konjonktürü değiştirecek keskin bir olay olmaz ise. Örneğin, peşmergelerin bir an için şuurlarını yitirip operasyon yapan birliklere–olmaz ya-saldırması gibi.

Peki o zaman Amerika neden “bir an önce bitirin” diye tutturuyor? Çünkü ABD açısından beklenmeyen şu. Kara harekatı tüm olumsuz şartlara rağmen yüksek başarı istatistiğini tutturuyor.

Kesin istihbarat bilgilerinin net verildiği ağır hava bombardımanından sonra ulaşılan “etkisiz hale getirilmiş” terörist sayısı kara operasyonunda şimdiden aşıldı. Hergün onlarla ifade edilen sayıda rakam geliyor.

Kaldı ki, “kurtulanların” yeniden toparlaması da hayli zaman alacak. Çünkü yıllar içinde kurulmuş “altyapı” da yok ediliyor. Genelkurmay açıklamalarında verilen bilgiler, küçük bir savaşın boyutlarında.

Özetle denebilir ki Türkiye “terörist”in kökünü kazıyor. Örgüt de yarattığı siyasal sonuçlar ve parçalanma etkisi hesaba dahil değil.

İşte ABD’nin itirazı burada başlıyor. Dertleri PKK’nın yok olması veya sonradan Türkiye’ye karşı kullanılması falan da değil. PKK’nın bir başka ülkeye karşı kullanılması söz konusu artık.

ABD yakın gelecekteki tüm tasarımlarını Tahran üzerine yapıyor. Küresel ve bölgesel gelişmeler dikkatle incelendiğinde anlaşılıyor ki İran sıkı bir çember içine alınıyor ve sıcak bir müdaheleden çok “boğma” taktiği uygulanacak.

Üstleri al ense kalsın

İşte bu amacın önemli silahlarından biri de PJAK. Yani PKK’nın İran kolu. Aslında bizzat PKK elbette. Fakat Türkiye’nin müdehalesi PKK bir yana PJAK’ı da silkeliyor ve devamına izin verildiği an iş muhtemelen Kandil’e de sıçrayacak.

Türkiye’de şimdiden “eliniz deymişken Kandil’e bayrak dikmeden gelmeyin, tampon bölge oluşturun, bitirmeden bir işe yaramaz, fırsat bu fırsattır” yorumları zaten duyuluyor.

Kabul etmek gerekiyor ki, tüm “çevresi” çökmüş ve TSK’nın yeterli zamana kavuştuğu bir ortamda Kandil’in düşürülmesi de çok mümkün. Ancak burası örgütün can damarı. Kandil düşerse PKK biter.

PKK biterse embiyotik kolu PJAK da biter. Böylece ABD’nin İran karşı önemli koz olarak düşündüğü bir manevra silahı tarih olur.

Esasen İran da bu durumun çok önceden farkına varmış bulunuyor. Büyük masraf kapıları açarak sınıra duvar örmeye başlamasının nedeni bu. Geleceği görüyor.

Kara harekatının 15 günü geçmesi halinde muhalif seslerin iyice yükseleceği kesin. Ancak daha fazla zamana ihtiyacı var Türkiye’nin. Çünkü arazide zaman TSK lehine işliyor. Her geçen an çember daralıyor. Ancak aynı “zaman çemberi” Türkiye’yi de sıkıştırıyor.



Bu haber 2,211 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,357 µs