En Sıcak Konular

Bahçeli’nin gözü Çankaya’da

27 Şubat 2008 15:44 tsi
Bahçeli’nin gözü Çankaya’da MHP Lideri Bahçeli’nin dünkü grup konuşmasındaki bir ayrıntı dikkatli gözlerden kaçmadı. MHP ve AK Parti'nin 'türban evliliği' yeni bir virajdan geçiyor. Bu virajın sonunda Çankaya görünüyor...

Ruşen Çakır / Vatan

MHP Lideri Bahçeli’nin dünkü konuşması, başörtüsü sorununda yeni bir viraja girdiğimizi gösteriyor. Bu viraj dönüldükten sonra, AKP ile MHP’nin yollarının ayrılmış olduğuna da tanık olabiliriz. Hiç kuşkusuz böylesi bir durum, yaşamakta olduğumuz kriz ve kaosu daha da derinleştirecek ve sahici bir çözüm için yepyeni arayışlara gitmeyi zorunlu kılacaktır.

AKP ile MHP’nin anlaşmazlığının temelinde YÖK Kanunu’nun Ek 17. maddesinde yapılması kararlaştırılan değişikliğin akıbeti var. Normal şartlarda her iki parti, Anayasa Mahkemesi’nin son düzenlemeler hakkındaki kararına kadar bu değişikliği Milli Eğitim Komisyonu’nda bekletme kararı aldı. Eğer Mahkeme düzenlemeleri onaylarsa hemen Ek 17 değiştirilecek ve üniversitelere hangi kıyafetlerle girileceği belirlenecekti.

Ne var ki AKP, Ek 17’deki düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik ilkesine dayanarak bozulacağı endişesiyle MHP ile mutabakattan sapma sinyalleri vermeye başladı. Önce AKP’ye yakın gazeteler ve köşe yazarları Ek 17’ye gerek olmadığını, Anayasa değişikliklerinin yettiğini söylemeye başladılar ve Ek 17’yi bir “tuzak” olarak gösterdiler. Ardından bazı AKP sözcüleri benzer açıklamalar yaptı. Nihayet YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, yeni düzenlemeye gerek olmadığı, türbanın Cumhurbaşkanı Gül’ün onayıyla yasalaştığı yolunda bir duyuruyu üniversitelere yolladı.

Kızgın bir Bahçeli

MHP Lideri daha önce de üniversitelerin bir kaosa sürüklenebileceği yolundaki kaygılarını dile getirmişti. Dün, korktuğunun gerçekleşmesinden dolayı tedirgin ve kızgın bir Bahçeli vardı. AKP’nin varolan mutabakattan “vazgeçmeye niyetlendiği”ni ileri sürdü. Prof. Özcan’ı “yetkisini aşan yorum” yapmakla ve “yüksek öğretimde çok sıkıntılı bir dönemi başlatmak” la suçladı. Kendisi de üniversite kökenli olan MHP Lideri’nin, “üniversite camiasında bölünme ve hizipleşmeler kuvvetlenmiştir” sözlerini herkesin ciddiye alması gerekiyor.

Kişisel olarak Bahçeli’nin “Bir mağduriyet alanının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak başlattığımız bir girişimin, eksik bırakılarak yeni bir mağduriyet ve çatışma ortamına neden olması asla tasvip etmeyeceğimiz bir durumdur” sözlerine özel bir önem atfediyorum. Çünkü başından itibaren, AKP-MHP düzenlemesinin üniversitelerdeki başörtüsü sorununu çözmek yerine daha da derinleştirme, hatta çözümünü iyice imkansızlaştırma riski taşıdığını ileri sürdüm. Yasağa başından itibaren karşı çıkmış ve bir an önce kalıcı bir şekilde, başörtülü öğrencilerin okuma imkanının sağlanmasını arzulayan biri olarak, iki partiyi çok alelacele davrandıkları; gerçek anlamda toplumsal mutabakat aramadıkları için eleştirdim. Şimdi MHP lideriyle bir şekilde görüş birliğine varmakta olduğumu görüyorum.

Ara formül hâlâ mümkün

Peki bu saatten sonra bu krizden çıkış mümkün mü? Dün mümkündü, bugün mümkün, yarın da mümkün olacak. Yeter ki AKP toplumsal mutabakatı sahiden arasın ve zorlasın. Daha önceki bir yazımda Cumhurbaşkanı Gül’ün, Anayasa değişikliklerini onaylamakla birlikte “Fakat bunlar yetmez, yasal düzenlemeler de yapmak lazım” diyerek topu yeniden TBMM’ye atabileceğini ve bu sayede ara bir formül aranabileceğini savunmuştum.

Gül değişiklikleri uzun bir gerekçeyle onayladı ve bana göre “ara formül” şansını da bir kenara itti. Fakat çevremdeki bazı kişiler Gül’ün açıklamasındaki “Bazı vatandaşlarımızın endişelerinin de anlayışla karşılanmasında ve bu endişeleri giderecek düzenlemelerin hayata geçirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu kaygıların giderilmesi konusunda azami hassasiyet ve özenin gösterilmesi gereğine inanmaktadır” cümlelerinin TBMM’yi yeni yasal düzenlemelere davet anlamına geldiğini ileri sürerek bana karşı çıktılar.

Bahçeli de dünkü konuşmasında “Sayın Cumhurbaşkanı’nın Anayasa değişikliklerini onayladıktan sonra yaptığı yorumdan, üniversitelerdeki başörtüsü sorununun kaldırılması için Anayasa değişikliğinin yeterli olmayacağı ve bunun için kanun çıkarılması gerektiği anlaşılmıştır” diyerek kapının hâlâ açık olduğunu vurguladı. Yani Erdoğan’dan hayal kırıklığına uğrayıp Gül’e yöneldi.

Umarım Bahçeli gibi düşünenler haklıdır ve TBMM bu krizden çıkmamız için kolları yeniden sıvar. Aksi takdirde başı açık, örtülü; AKP’li veya değil tüm Türkiye kaybedecek.



Bu haber 345 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,229 µs