CHP Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor!

26 Şubat 2008 14:44 tsi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin bugün düzenlenen olağan grup toplantısında konuştu. K.Irak'taki operasyonu ve Cumhurbaşkanlığından onaylanan başörtüsü düzenlemesini değerlendiren Baykal, her iki konu için de muhalif tavrını ortaya koydu

Baykal konuşmasında şunları söyledi:

Türkiye'nin rotası iyi yolda değil. Kamuoyu CHP'nin uyarılarını ciddiye aldı destek veriyor. Bundan çok memnunuz.

Sınırötesi kara harekatı

Teröle mücadele yeni bir duyarlılıka ele alınmalı. Keşke Dağlıca'da yaşananlar olamdan bugünlere gelmiş olsaydık Türkiye'nin kendini savunmma iradesine sahip olduğunu gösterdi. Bu büyük askeri harekat, TSK'nın ve TC'nin kendisini savunma iradesinin ne kadar güçlü oalrak çıkabileceğinin göstergesidir. Ortaya çıkan gösğsümüzü kabartmıştır. 

Bu bölgede Türkiye ile hukuku bir kenara bırakarak oynanmaz.

TSK'yı bu askeri operayonu en güç koşullarda göstermesinden büyük bir mutluluk duyuyoruz ve bütün erlerimizi, komutanlarımız gönülden kutluyoruz. Onların yaptığı iş 70 milyonun duygularına tercüman olmuştur.   

Böyle bir operasyon yaşanıyor. Şehitlerimiz ve kurbanlarımız veriliyor. Aynı anda binlerce gemcimiz, kına kuzumuz cepheye koşarak gidiyor. Bu manzara her zaman her yerde görülmeyecek manzaradır. Türkiye'nin bin yıldır nasıl dimdik ayakta durduğunu gösteren bu manazaradır.

Ben daha önce Barzani ve Talabani'yi teröre ev sahipliliği yapmamaları için uyardık.

Bugün geldiğimiz noktada anlaşılmıştır, Türkiye bizzat kendisi, uluslar arası hukuka uyarak kendini savunmuş ve terör örgütünü bertaraf etme eğilimine girmiştir.

En ciddi sorun kalıcı sonuç almadan operayonun sonlandırılması olur. Operayon bitmeden kimse TSK'nın elini kolunu bağlamamalı.

"Bu harekatı hemen bitirin" sözleri şimdiden söylenmeye başlamıştır. Bütün bunları anlıyoruz. Ama bir askeri müdahale gereği maalesef ortaya çıkmıştır. Ve o müdahale ortaya çıkınca onu yerine getirmek zorundayız.

Bu operasyonun Irak'a ve Irak'ta yaşayan insanlara karşı olmadığını herkes olmalı. Irak haklı bizim komşumuzdur. Dostumuzdur. Türkiye'nin terörü bertaraf etmek dışında Irak'ta bir arayışı yok.

Irak, Iraklılarındır, Türkiye'de Türklerindir...

BAŞÖRTÜSÜ DÜZENLEME Türkiye ulusal kaynaşma gününde, temelden sarsan bir olayla karşılaştı. Anayasa değişikliği ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanı 11 gün anayasa değişikliğini beklettikten sonra operayon gecesi bu değişikliği oynadı. Herkes tam bir millet oalrak bütünleşmişken, birden bir bunu milletimize yaşatmayacak bir hareketle bu yasayı onayladı. Bu yakışıksın bi karardır. Türkiye'nin hissiyatına uymayan, tam tarihi bir olayın arkasına saklanarak imzalanmıştır. 

11 günlük geçikme Cumhurbaşkanı Gül'ün tereddütünün işaretidir.

Bu düzenleme Türkiye'yi sarcaktır. Gerecektir. Ayrıştıracaktır. Bu düzenleme Türkiye'yi kaynaştıracak bir düzenleme değildir.Ortaya çıkan tablo ancak kaso kelimesi ile nitelenebilir.

Olayı hukuk tartışmasında çıkarıp, uygulama alanıına taşıyorlar. Rektörler farklı farklı uygulama içine girdi. Sornu çözmek bir yana yeni bir sorun ile yen bir sorunla karşı karşıya gelmiştir. 

YÖK Başkanı Özcan

YÖK Başkanı bu tartışmalı tavrını kendi özgür hukuk bilgisi ile mi vermiştir. YÖK başkanın fikirlerinin arkasında kimler var. Bu fikirler YÖK başkanın oraya neiçin geldiğinin göstergesidir. YÖ Başkanın oraya kim getirdi. Cumhurbaşkanı. İşte Cumhurbaşkanı da oraya da o iş için geldi. Biz Cumhurbaşkanı seçimine neden karşı çıkıyorduk.   

Atanan YÖK Başkanı demokratik Türkiye'ye yakışıyor mu?

Türkiye sorunlarını bu çatışmacı anlayışla çözemez.

Cumhurbaşkanı değişikliği onaylarken ilk defa gerekçe sundu. Neden 11 gün geçiktirmiş? Bazı STK kuruluşları, "Biz partilerle görşüyoruz o sonucu bekle öyle imzala" demiş o yüzden beklemiş. Cumhurbaşkanın yapacağı şey, STK'ların arkasına saklanarak skınıtları gizlemek değil siyasi partilerle bir araya gelmesi olmalıydı. Cumhurbaşkanına aften bize bir çözüm önerilmedi.

Biz açık siyaset yapıyor. Kapalı kapılar arkasında siyaset yapmıyoruz. Bu süreç içinde böyle olduğu bi kez daha ortaya çıkmıştır.

Bize başbakanın anayasa mahkemesine gitmeyin diye teklifte bulunduğu iletildi. Bu yasanın anayasa aykırı olmadığına güvenmiyorsan bırak giden gitsin. Anayasa mahkemsine gitmeyin talebini, hukuka saygısı olan bir siyasetçeden gelmesini çok yadırgadım. Hukukun işlmesini engellemek Başbakanların görevi değildir. Bu tabloya çok şaşrırdım. Siyasetin anlamı kayboldu. Niye götürmeyeceğiz. "Götürmeyin, ben size çıkarılması düşünülen 17. maddesini siz nasıl isterseniz öyle çıkaralım." Protokel rağmen bize 17. maddeyi bizim düzenlememizi teklif ettileri. MHP'yi AKP'nin ipiyle kuyuya indirdiler bizi de indirmek istediler. Elinde bir ip MHP'yi indiriyor. O ipi nereden bulduysa. Çıkarıyor sonra da bizi indirecek. 

17. Madde konusunda acıklı bir manzara

CHP Görevini yapacak ve anayasa mahkemsine gidecektir. Anayasa mahkemesi ne karar verirse o olacak. Takdir Anayasa Mahkemsi'nin. Hukuk işlemelidir.  Yaşanan kaos en kısa zamanda noktalanmalıdır.

Devamı gelecek...

Haber7

Bu haber 364 defa okundu.