En Sıcak Konular

Erdoğan'dan sert yanıt!

26 Şubat 2008 12:24 tsi
Erdoğan'dan sert yanıt! AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Millet olarak, vatan evlatları olarak hepimiz büyük bir sınavdan geçiyoruz. Gün, yüreklerimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini en üst seviyede gösterme günüdür. Gün, bütün provokasyonlar

Erdoğan, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmaya, ''Grubumuz adına, hükümetimiz adına, milletimiz adına şahadet mertebesine ulaşan Mehmetçiklerimize Allah'tan sonsuz rahmet, mahzun ailelerine, yakınlarına, şehitlerini yüreğine gömen aziz milletimize sabır ve metanet diliyorum. Maalesef terörle mücadelenin doğasında şehit olmak da gazi olmak da var'' sözleriyle başladı. Erdoğan, şunları söyledi:

''Ülkenin birliği, bütünlüğü için, aziz vatan toprakları için, insanımızın huzur ve güvenliği için mücadele ederken şahadete ermek, en büyük makamdır. Millet olarak, vatan evlatları olarak, hepimiz büyük bir sınavdan geçiyoruz. Gün, yüreklerimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini en üst seviyede gösterme günüdür. Gün, bütün provokasyonları bertaraf ederek milletçe kenetlenme, bütünleşme günüdür. Allah, milletimizin, askerimizin yar ve yardımcısı olsun. Bugüne kadar her şehit haberiyle tarifsiz acılar çektik. Yürekleri dağlanan şehit anneleriyle, şehit babalarıyla, şehit eşleriyle, şehit evlatlarıyla birlikte yüreklerimiz acıya boğuldu. 70 milyon insanımızın bu acısından kendi hain emelleri için bir sonuç çıkmasını bekleyenlerin hayalleri hep kursaklarında kaldı. Sınır ötesi operasyonlarla terörle mücadelede çok önemli bir aşamaya geçtik. Bu süreçte, terör örgütünü etkisiz hale getirmek ve izole etmek için çok boyutlu bir mücadele sürdürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bütün vatan evlatlarıyla, yetmiş milyon vatandaşıyla birlikte terör ve terörist karşısında yek vücut olmuştur.''

'Terörün çirkin yüzü...'

Erdoğan, düne kadar teröre gerekli tepkiyi vermeyenlerin, Türkiye'nin bu mücadelede haklılığını bütün açıklığıyla gördüklerini belirterek, terörden medet umanların, terörün çirkin yüzüyle baş başa kalacaklarını söyledi. ''Yel, kayadan hiçbir şey koparamayacaktır'' diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Milletimizin bütünlüğünü yaralamaya, ülkemizi terör eliyle zaafa uğratmaya, evlatlarımızı uyuşturucuyla zehirlemeye, halkımızı provokasyonlarla kamplara bölmeye, Allah'ın izniyle hiç kimse muktedir olamayacaktır. Hükümetimiz, milletimizin yoluna döşenen bütün mayınları temizlemeye kararlıdır. Herkes artık şunu çok açık bir şekilde görmelidir: Terörle amaçlarına ulaşacaklarını sananlar büyük bir yanılgı içindedir. Terörle, kan dökmeyle, hukuksuzlukla hiçbir hedefe varılamaz. Terör çıkmaz yoldur. Türkiye'nin demokrasi içinde, hukuk içinde çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bu gerçeği herkesin görmesi ve yanlıştan dönmesi gerekir.''

'Meşru müdafaa hakkı'

Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yapmasının meşru müdafaa hakkının bir sonucu olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Her hükümet, her devlet vatandaşlarına, topraklarına, hukukuna karşı saldırılara karşılık vermek, toplumun güvenliğini sağlamak, ülkenin birliğini korumak durumundadır'' diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının gereği olarak terörist unsurlara karşı mücadele yürütmesini, uluslararası toplumun gayet iyi anladığını ve anlayışla karşıladığını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Çok boyutlu olarak sürdürdüğümüz diplomasi sonucu, herkes Türkiye'nin haklı davasını daha iyi anlamaya başlamıştır. Türkiye, uluslararası ilişkilerini hep barış ve diyalog zemininde düzenlenmeye, geliştirmeye, iyileştirmeye devam edecektir. Türkiye'nin barışçı karakteri bütün dünyada çok iyi bilindiği içindir ki terör konusundaki mücadelemiz bugüne kadar eşi görülmemiş bir desteğe kavuşmuştur. Herkes şunu çok iyi bilmektedir: Bölgesinde her zaman barış ve istikrarın savunucusu olan Türkiye, bölgesel barış ve istikrara kast eden terör örgütüne karşı haklı bir mücadele içindedir. Türkiye, kendi canını yakan ve bölgenin huzurunu bozan hiçbir yangına da bigane kalmamıştır, kalamaz. Her ülke gibi, Türkiye'nin de kendini savunmaya, vatandaşlarının huzurunu, birlik ve beraberliğini bozmaya çalışanları bertaraf etmeye hakkı vardır.''

'Temel referans hukuk'

Terörle mücadelede temel referanslarının hukuk olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Hukuk terazisine koymadığımız hiçbir adımı bugüne kadar atmadık, bundan sonra da atmayız. Evrensel hukuka ve değerlere, özellikle tabi olduğumuz uluslararası anlaşmalara uygun hareket ediyoruz'' diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Hukuka uygun hareket etmek bizim için bir tercih meselesi değil, bir mecburiyettir. Bu noktada verdiğimiz mücadelede uluslararası hukuktan doğan haklarımızın kullanılması bizim için bir gerekliliktir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkan güçlü iradenin gereği olarak Silahlı Kuvvetlerimizin Kuzey Irak'taki terör kamplarına yönelik hava operasyonları yaklaşık iki aydır devam ediyor. Şimdi de bir kara operasyonu ile terörü temizlik harekatını sürdürüyoruz. Bu askeri operasyonların şekli, zamanlaması, içeriği, devletimizin ilgili kurumlarınca tam bir karar birliğiyle belirlenmiştir.

Açık ve net olarak bir kez daha altını çiziyorum: Bu operasyonlar Kuzey Irak'a yönelik olarak değil, sadece terör örgütüne yönelik olarak yapılmaktadır. Tek hedefimiz, terör örgütüdür. Herkes bunu çok iyi idrak etmek zorundadır. Bu süreci, ABD ve Irak yönetimiyle istişare halinde sürdürüyoruz. Irak yönetiminin sergilediği dirayetli ve işbirliğine açık tutum takdire şayandır. Stratejik ortağımız ABD'nin istihbarat işbirliği konusundaki desteğini de burada özellikle şükranla ifade etmek istiyorum.''

'Irak'ın toprak bütünlüğü'

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, bölge halkının zarar görmemesi için büyük bir hassasiyetle hareket ettiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin her zaman, Irak'ın toprak bütünlüğünün, egemenlik haklarının mutlaka korunması gerektiğini savunduğunu, Irak'ın siyasi birliğine büyük önem verdiğini, bundan sonra da vermeye devam edeceğini hatırlattı.

Erdoğan, ''Kuzey Irak'ta yuvalanan terör bizim ülkemiz ve insanımız için bir tehdit olduğu kadar, Irak için de bir siyasal istikrarsızlık unsurudur'' dedi. Teröre yönelik işbirliğinin, Irak ile yürüttükleri çok boyutlu ekonomik ve siyasi ilişkilere ivme kazandıracağını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Zaman zaman bazı şeyler söyleniyor; 'acaba ne verildi bunlar karşılığında' gibi... Sağır duymaz uydurur. Kusura bakmasınlar. Şunu iyi bilsinler ki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, şu ana kadar hiçbir şey karşılığında bu kararını almış değildir. Attığı her adımı inanarak, bilerek, bölgenin huzuru ve kendi milletinin huzuru için atmıştır, herhangi bir şey karşılığında değil...

Öyle zannediyorum ki bu ifadeleri kullananlar, eski alışkanlıklarından kaynaklanarak bunları kullanıyorlar. Onların bu tür alışkanlıkları olabilir. Onlar bir şeyler karşılığında bu işleri yapmış olabilirler. Ama 58, 59 ve 60. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, asla hiçbir şey karşılığında böyle bir pazarlığa girmemiştir. Nitekim, enerjiden bütün ihracat kalemlerine kadar ilişkilerimiz, ticaretimiz devam ediyor. Keza, Irak'ın imarı ve inşası için desteklerimiz en zor zamanlarında olduğu gibi bugün de devam ediyor, devam edecektir. Bakınız, Irak'a mevcut elektrik hattı ile yıllık 1.5 milyar kilowat saat elektrik veriyoruz.

Özellikle Kuzey Irak için bu hat can damarı özelliği taşıyor. Ayrıca Irak ile yeni bir elektrik iletim hattı için Enerji Bakanlığımızın çalışmaları hızla devam ediyor. Elektrikte Irak'ın teknik elemanlarını eğitiyoruz. Irak'ın komşumuz ve kardeşimiz olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Iraklı dostlarımızla yakın işbirliği sürdürmeye büyük önem veriyoruz. Bu kara harekatının sadece tek amacı vardır: Irak'ın kuzeyinde üslenmiş teröristleri etkisiz kılmak ve bölgedeki örgütsel altyapıyı kullanılmaz hale getirmek.

Ordumuz, sivillerin harekattan olumsuz etkilenmemeleri için gerekli bütün hassasiyetini şu ana kadar göstermiştir, sonuna kadar da gösterecektir, göstermektedir. Harekatın şimdiye kadarki seyri izlenirse, durumun bu şekilde cereyan ettiği rahatlıkla anlaşılabilecektir. Askerlerimizin ilerleme istikametleri üzerindeki terörist unsurlar saf dışı bırakılmaktadır.''

Harekat ilerledikçe tespit edilen çok sayıda terörist barınma ve lojistik tesisinin, içlerindeki silah, mühimmat ve malzeme ile birlikte tahrip edildiğini bildiren Erdoğan, terörist altyapıyı teşkil eden doğal ve yapay tüm tesislerin, yeniden onarılamayacak şekilde kullanılamaz hale getirildiğini söyledi. Sivillerin kullanımında olan hiçbir altyapıya zarar verilmediğini kaydeden Erdoğan, ''Ordumuzun, planlanan hedeflere ulaştıktan sonra en kısa zamanda yurt içine döneceği muhakkaktır'' dedi.

'Çiftçilere 1 milyar 840 milyon YTL ödenecek'

Erdoğan, tarım sektörüne değindi. Türkiye'de yaşayan insanların neredeyse yüzde 40'ının tarım kesiminde olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Yıllar yılı yüzüne bakılmayan, problemleri çözülmeyen, nihayetinde çökme noktasına gelmiş tarım sektöründe...'' dedi.

Göreve geldiklerinde kriz şartları nedeniyle köylü, çiftçi, hayvancılıkla uğraşanların ''Ocağında yangın olduğunu'' belirten Erdoğan, ''Kötü bir tablo bekliyorduk, ama beklediğimizden de kötü bir manzarayla karşılaştık. Hemen kolları sıvadık, en başta çiftçimizi yeniden ayağa kaldıracak, tarlasına, çiftine çubuğuna döndürecek acil tedbirleri aldık, borçlarının bir kısmını sildik, bir kısmını yeniden yapılandırdık'' diye konuştu.

Teşvik uygulamasını derde çare olacak şekilde yeniden düzenleyip canlandırdıklarını kaydeden Erdoğan, ''Tarlalarda, çiftliklerde, meralarda, ağıllarda, seralarda toprağa ekilen ürünlerle birlikte umudu yeniden yeşerttiklerini'' söyledi.

Uyguladıkları akılcı ve gerçekçi politikalarla bugün Türk tarımının hayata dönmüş durumda olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir çok alanda çok önemli gelişmeler yaşanıyor, bütün olumsuz iklim şartlarına, kuraklığa, sel baskınlarına rağmen çok sevindirici bir gelişme trendi yakalamış durumdayız. Bakınız, beş sene önce göreve geldiğimizde Türkiye'nin tarım üretimi ihracatı, 3 milyar 996 milyon dolar iken, 2007 sonu itibariyle bu rakam 11 milyar 350 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Üç kat artış var, tarımın yeniden nefes almaya başladığının bundan açık bir göstergesi olur mu?

Biliyorsunuz geçen sene, yakın tarihte neredeyse benzerini hiç yaşamadığımız bir kuraklık felaketine maruz kaldık. Çiftçimiz, köylümüz bu durumdan olumsuz etkilendi. Ama biz, geçmiş yönetimler gibi arkamızı çiftçimize dönmedik, tarım üreticimizi bu derdiyle baş başa bırakmadık. İmkanlarımız neyse yardıma koştuk, kuraklıktan zarar gören tam 545 bin çiftçimize yaklaşık 265 milyon YTL, yani 265 trilyon lira ödeme yaptık. Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlu olan çiftçilerimizin borçlarını bir yıl süreyle erteledik.''

Hükümetin ülkenin bütün sektörleriyle olduğu gibi tarım sektörüyle de beraber yaşadığını, oradaki sıkıntıyı kendi sıkıntısı gibi gördüğünü anlatan Erdoğan, ''Henüz sıkıntılar bitmiş değil. Ama özellikle ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalı bölgelerimiz başta olmak üzere, Türk tarımını ayağa kaldıracak bütün adımlar atılıyor, atılacaktır. Tarımımızın kalkınmasını sadece bugünümüz açısından değil, geleceğimiz açısından da hayati derecede önemsiyoruz'' dedi. Erdoğan, tarım sektörünü daha etkin, daha verimli hale getirmek için hükümet olarak büyük gayret sarf ettiklerini, gerektiğinde ellerindeki imkanları sonuna kadar zorladıklarını kaydetti.

Çiftçilere müjde

''Çiftçilerimize buradan bir müjde vermek istiyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, çiftçilerin gübre ihtiyacını zamanında temin etmelerini için ayrılan mazot ve gübre desteklerini iki taksit halinde ödediklerini hatırlatarak, bu yıl çiftçilerin ihtiyaçlarını gözeterek ödemeleri öne çektiklerini, mazot ve gübre destekleme ödemelerini mart ayında, bir defada yapacaklarını bildirdi.

Hayvancılık ve hububat primleriyle birlikte mart ayında üreticilere ödenecek toplam rakamın 1 milyar 840 milyon YTL olacağını belirten Erdoğan, ''Daha önceden doğrudan gelir desteğini kaldırdığımızı açıklamıştık, tarımsal desteklemede teşvik verimliliğini arttırmak amacıyla yürüttüğümüz çalışmalar devam ediyor. İnşallah bu çalışmalar neticesinde, doğrudan gelir desteklerindeki aksaklıkları gideren, verimliliği esas alan, bölgeler arası adaleti gözeten ve uluslararası taahhütlerimizle uyumlu bir uygulama yapısına ulaşacağız'' dedi.

"Gübrede dışa bağımlılığı değiştirmek durumundayız"

Üzerinde durduğumuz konulardan birinin de çiftçinin gübre ihtiyacı olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'de yılda 5.5 milyon ton gübre kullanıldığını, bu miktarın 3 milyon tonunun ithal, kalan miktarın ise hammaddesinin yüzde 90'ının ithal olduğunu belirtti. Türkiye'nin gübre üretici ülke olmadığına dikkati çeken Erdoğan, ''Burada da bazıları spekülasyonlar yapıyorlar. İşte efendim özelleştirdiniz. Özelleştirdiğimiz ne, yüzde 90'ını ithal ettiğiniz bir fabrika...Özelleştirilen bu...Onun için kimse hedef saptırmasın. Biz, gübrede ithalci bir ülkeyiz. Burada dışa bağımlıyız, bunu değiştirmek durumundayız. Ülkemizin gübrede dışa bağımlılığını en aza indirmek için çalışmalarımız devam ediyor'' dedi. İran'ın özelleştirme kapsamına aldığı 10 çeşit gübre üreten, en büyük gübre fabrikasına tarım kredi kooperatifimizin iştiraki olan GÜBRETAŞ'ın yüzde 50 oranında hissedar olduğunu belirten Erdoğan, toplam değeri 685 milyon dolar olan bu işletmenin 4.5 milyon ton yıllık üretim kapasitesinin bulunduğunu ve şu an üretim kapasitesinin 2.5 milyon ton olduğunu söyledi. Erdoğan, mayıs ayından itibaren bu fabrikadan Türkiye'ye yılda 1.3 milyon ton gübre ithalatı gerçekleştirileceğine işaret ederek, ''Böylece ülkemizin uluslararası piyasada gübre tekellerine ve spekülatörlere karşı eli güç kazanacaktır'' diye konuştu.  

"Soykırımsa, bunun en acımasızca olanını sizler yaptınız"

Erdoğan, Hocalı katliamının 16. yıl dönümü olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Maalesef böyle bir katliamı acımasızca yapanları, bizler buradan milletçe lanetliyoruz, ve yeni özellikle buradan, Yukarı Karabağ'da işgalci konumunda olan Ermenilere de bu işgali sona erdirmeleri noktasında da tekrar duyuruda bulunuyoruz. Bazı değerlendirmeleri yaparken bunları da unutmamalarını kendilerine hatırlatıyoruz. Katliamlarla bir yere varılamaz. Bunu kendilerine yine hatırlatıyoruz. Dünyada oluşturmak istedikleri soykırım safsataları noktasında, kendilerine şunu hatırlatıyoruz; hep aynaya bakarak konuşuyorsunuz. Soykırımsa, bunun en acımasızca olanını sizler yaptınız. Bu milletin karakterinde soykırım yoktur, milletimizin karakterinde soykırım yoktur. Kendilerini, haksız işgali derhal sona erdirmeye çağırıyoruz. ''

'Bütün şer şebekelerine, çetelere karşı eş zamanlı bir mücadele yürütüyoruz'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, terörle mücadelesini hukukun içinde kalarak sürdüreceğini belirterek, ''Teröre, teröriste karşı olduğu gibi; milli değerleri kendi kirli emellerine maske kılmak isteyen bütün şer şebekelerine, çetelere karşı eş zamanlı bir mücadele yürütüyoruz'' dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hükümetin, terörle mücadelenin çeşitli boyutlarını bir arada ele alan ve birbirini tamamlayan adımlar attığını söyledi. Ülkenin ve milletin güvenliğini, esenliğini tehdit eden terörle mücadelenin diplomatik boyutunda alınan mesafenin bütün açıklığıyla ortada olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadeledeki haklılığının, uluslararası alanda tescil edildiğini kaydetti.

''Buradaki başarının arkasında, Türkiye'nin bölgesel barış için üstlendiği aktif, müspet rolün önemli bir payı vardır'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin Irak başta olmak üzere, bölgesel barış ve istikrara verdiği desteğin, mevcut istikrarsızlık ve çatışma halinin ülke üzerindeki menfi tesirlerini bertaraf etme hususundaki kararlılığını da haklılaştırdığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, dış politikada Türkiye'nin tarihi misyonuyla mütenasip aktif, barışçı tutumunun, bölgesel ve küresel etkinliği daha da üst seviyelere taşıdığını söyledi.

"...Evrensel hukuğu esas alan"

Erdoğan, şunları söyledi:

''Terör örgütünü bertaraf etme istikametindeki kararlı tutumumuzu, terörle mücadelenin ekonomik, sosyal ve siyasi boyutlarıyla desteklememiz gerektiğinin bilincindeyiz. Esasen bu alanlarda, yani terörle mücadelenin ekonomik, sosyal ve siyasi boyutlarında, bugüne kadar pek çok hamle yaptığımız hepinizin malumudur. İktidara geldiğimiz 2002 yılı sonlarından başlayan demokratikleşme ve ekonomik iyileşme süreci, Türkiye'de istikrarsızlaşan toplumsal yapıyı istikrara kavuşturmuş, devlet, toplum ilişkilerinde evrensel hukuku esas alan önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bugünkü siyasi atmosferi ve hukuk düzeni ile Türkiye, temel insan hak ve hürriyetlerini evrensel normlara uygun tarzda yaşatabilen bir ülke konumuna gelmiştir.

Türkiye, üniter devlet yapısını, Cumhuriyetin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerini muhafaza ederek, bireysel özgürlükleri en üst seviyede hayata geçirme kararlılığındadır. Hükümetimiz, hak ve özgürlükler alanında toplumdan gelen bütün talepler karşısında azami duyarlılığa sahiptir. 'Bu ülkede yaşayan her bir ferdin özgürlüğü, bizim özgürlüğümüzdür' ilkesinden hareket eden AK Parti'nin temel hedefi, bireysel özgürlükleri evrensel demokratik standartlara kavuşturmaktır. Bir kez daha ifade edelim ki özgürlüklere ve haklara ilişkin algımızın çerçevesini çizen ana kavram, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.''

"Sosyal politika alanında daha etkili çalışmalar"

Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının, toplum, devlet ilişkilerinin esas zemini olduğunu dile getirdi. ''Bu zeminde bütün meselelerimizi konuşmak, siyasetin imkanlarını sonuna kadar kullanmak bütün vatandaşlarımızın hakkıdır'' diyen Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ekonomik ve sosyal politikalara verdikleri önemin, vatandaşlar tarafından çok iyi bilindiğini ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle, gelecek dönemde sosyal politika alanında daha etkili çalışmaları hayata geçireceklerini belirtti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir millet olmanın, kardeş olmanın, vatandaş olmanın şuuruyla demokratik siyasetin imkanlarını kullanarak çözemeyeceğimiz hiç bir meselemiz yoktur. Türkiye, demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun şekilde, terörle mücadelesini hukuk içinde kalarak sürdürecektir. Bu mücadele, topyekun milletçe yürüttüğümüz bir mücadeledir. Bu millete, bu milletin her ferdine yakışan, özgür ve müreffeh Türkiye ideali için sorumluluk üstlenmek ve kendi özgürlüğümüzü başkalarının özgürlüğünde bulmaktır.''

Eş zamanlı mücadele

Başbakan Erdoğan, teröre, teröriste karşı olduğu gibi; milli değerleri kendi kirli emellerine maske kılmak isteyen bütün şer şebekelerine, bütün çetelere karşı eş zamanlı bir mücadele yürüttüklerini söyledi. Buradaki eş zamanlılığa, buradaki kararlılığa özellikle dikkat çektiğini dile getiren Erdoğan, ''Tıpkı ekonomik kalkınmamızın, demokratik kalkınmamızla eş zamanlı yürümesi, demokratik hukuk reformlarının, ekonomik kalkınmamızla paralel yürümesi gibi, bu ülkenin huzurunu kaçırmak isteyen şebekelerle mücadelemiz eş zamanlı olarak devam ediyor, devam edecek'' diye konuştu.

Erdoğan, nerede hukuksuz bir alan varsa orayı hukuksuzluktan, keyfilikten arındırmanın bu ülkeye, millete en büyük borçları olduğunu ifade ederek, ''Kaldı ki yılların biriktirdiği, ertelediği bu sorunların hepsini bütün politik mülahazaların, politik hesapların üzerinde görüyoruz'' dedi.

GAP Projesi

Bugüne kadar ciddi adımların atılamadığı ve sürekli ertelendiği GAP projesi sürecine, yeni dönemde farklı girdiklerini vurgulayan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren'in bölge illerinin hepsini dolaştığını söyledi. Erdoğan, bölgedeki altyapıyla ilgili çalışmaları belli bir noktaya getirdiklerine işaret ederek, bölgedeki iki baraj, sulama kanalları ve bütün sulama ve yol çalışmalarını bitirecek şekilde süratle adımları attıklarını bildirdi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Suriye sınırındaki mayın bölgesinin temizlenmesiyle ilgili adımımızı dün Bakanlar Kurulunda attık. Bununla ilgili ihale sürecini yeniden başlatıyoruz. Bu ihaleyi de süratle bitirip, o bölgeyi tamamen mayından temizleyip, bölgede organik tarımla ilgili yeni bir çalışmayı başlatalım istiyoruz. Hedefimiz, 5 yılda GAP'ı tamamen bitirip milletimizin, Türkiye'nin emrine hazır hale getirmektir. Burada önemli olan bir şey var. Bu proje bölgede çok ciddi bir istihdam kaynağı üretecektir. O bölgedeki işsiz binlerce, onbinlerce vatandaşımız iş bulma imkanını yakalayacaktır. Verimlilik noktasında da GAP projesi bundan sonra çok daha verimli hale gelecektir, toprağı daha verimli hale getirecektir.''

"Zor zamanları atlatacağız"

Her ülkenin zor zamanları olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''Bu zor zamanları birbirimize inanarak, güvenerek, aramızdaki birlik beraberliği güçlendirerek atlatırız, atlatacağız. Yeter ki Türkiye'yi gelecekte çok daha iyi seviyelere taşıyacak olan, Türkiye'yi daha güçlü, daha kalkınmış, daha ileri bir ülke haline getirecek olan adımları atma irademizi kaybetmeyelim. Bu ülkenin her köşesini aynı seviyede kalkındırmak adına, gelir adaletini sağlamak adına, Türkiye'nin kaynaklarını hakça dağıtmak adına geçen beş yıl içinde çok şey yaptık. Bundan sonra daha fazlasını yapacağız, masamızdaki gündem maddelerinin arasında en fazla dikkati, gayreti bu konuya gösteriyoruz.

Yola çıkarken dedik ki bu ülkenin neresinde yaşıyor olursa olsun, vatandaşlarımızı devletinden, hükümetinden umudunu kesmeyecek hale getireceğiz.İnşallah vatandaşımızın geleceği karanlık olmayacak. Çok şükür bugün artık bu ülkenin bütün vatandaşları devletine, hükümetine umutla bakıyor, derdinin çaresini bugün değilse yarın, ama mümkün olan en kısa zamanda devletinden, hükümetinden alacağına inanıyor, çünkü işaretlerini görüyor. Bu güveni sağlamak, bu umudu canlandırmak çok önemli...''

Şiir okudu

Başbakan Erdoğan, konuşmasını bitirirken, ''Aziz milletimize barış, huzur dolu günler diliyorum. Şehitlerimizi bir kez daha buradan rahmetle anıyorum. Milletimizin başı sağolsun derken, zor kış şartlarında büyük bir kahramanlık örneği sergileyen Mehmetçiğimize Allah'tan güç ve kuvvet temenni ediyorum ve diyorum ki: (Mehmedim sevinin başlar yüksekte/Ölsek de sevinin eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır tümsekte/ Yarın elbet bizim elbet bizimdir/Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir'' dedi. Bu arada Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında bir grup partili, ''Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez'' sloganı attı.

AA



Bu haber 426 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,594 µs