'Bana onun kellesini getirin, yiyeceğim!’

23 Şubat 2008 12:39 tsi
Sıraselviler’deki Changa Restoran, bugünlerde “Bana onun kellesini getirin” adlı yemeği yapmanın telaşında. Ancak bu, basit bir yemek değil, heykeltıraş Serkan Özkaya’nın ‘kamusal alanda sanat’ çalışmasının Changa’

Yemeği gören, ‘mutfakta sanatçı mı var’ diye soruyor. ‘Yok’ diyen beri gelsin.
Sergiler genelde galerilerde açılır; ama bu heykel sergisinin mekânı bir lokanta. Sergiye katılmak için heykeli ‘yemek’ gerekiyor. Zaten adı da, görüntüsü de iştah kabartıcı. Hem de çok estetik. “Yeme de yanında yat” sözünü doğrular türden... 11 saat pişirilen özel bir sosla sunulan “Bana onun kellesini getirin” adlı yemek, aslında ünlü heykeltıraş Serkan Özkaya’nın Changa Restoran’da açtığı sıra dışı serginin adı. Sıra dışı olan sadece sergi değil, Changa’nın menüsü de, Özkaya’nın sanatsal çalışmaları kadar farklı. Nastirtium yaprağı üzerinde kişnişli, fıstıklı piliç, bir Japon mantısı gyoza, beyaz patlıcan tempra, ördek salatası… Changa “fusion” mutfağının İstanbul’daki en değişik tatlarını sunan restoran olarak tanınıyor. “Fusion” yani füzyon dünya yemeklerinde kullanılan pişirme teknikleri ve yemek içeriklerinin karıştırılmasıyla oluşan yeni mutfak çeşidi anlamına geliyor. Özkaya’nın yer olarak burayı seçmesinin nedeni mekânın işlevselliğiyle ilgili. Yemekler sizin için özel olarak hazırlanıyor ve servis ediliyor. Ayrıca yemek yapılırken, mutfağı izleme imkânına sahipsiniz. Restoranın zeminine yapılan cam bölme, aşağı kattaki mutfağı yukarıdan rahatlıkla görebilmenizi sağlıyor. Bu özel yemek, sanatçının dökümden yaptığı minik bir ayı kafası heykelinin içinde pişiyor. Yemeğin dışı kadayıfla kaplı, içinde çekilmiş tavuk var. 10-11 saatte pişen ve yabani kekikli jus adı verilen sosla servis ediliyor. Özkaya sergiyi, aralık ayında Şanghay’ın ünlü lokantası Mon the Bund’da üzeri böğürtlen soslu çikolata kaplı muhallebi ve New York’un revaçta mekanı Freemans’da zencefilli kek olarak hayata geçirmişti.

Zaman

Bu haber 855 defa okundu.