Milliyetçilerle ulusalcıları ayıran ne?

19 Şubat 2008 16:35 tsi
MHP başörtüsü yasağını kaldırmak üzere AK Parti ile ittifak yapınca emekli paşalar niye tepki gösterdi? MHP’li Deniz Bölükbaşı’nın bu tepkileri terslemesi neden kaynaklanıyor?Mesele sadece MHP’nin AK Parti’yle ittifak kurması mı? H

Dün Taraf gazetesinden Neşe Düzel’e röportaj veren MHP Milletvekili Deniz Bölükbaşı, açık bir şekilde ulusalcılılarla arasına şu şekilde mesafe koymaktaydı: “Biz emekli paşalarla aynı safta değiliz ki. Niye bizim ile ilgili hayal kırıklığı yaşıyorlar? Parti kursunlar da görelim...”

Bölükbaşı’nın bu beyanlarını MHP’nin 22 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri için genel kurula girmesinden, başörtüsü yasağının kaldırılmasında AK Parti ile hareket etmesinden bağımsız okuyamayız.

Ulusalcılık ile milliyetçilik arasındaki bu pozisyon farkı hangisinin daha fazla demokratlaşabilme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.
 
Dünyanın demokrat bir toplumsal bir projenin eşiğinde olduğu günümüzde liberaller de, muhafazakarlar da, sosyalistler de zamana adapte olmak için ideolojilerinin ardına "demokrat" kelimesini koymak durumunda kalıyorlar: Liberal demokrat, muhafazakar demokrat, sosyal demokrat…

Bu listeye milliyetçilerin de gireceği gözüküyor: “Milliyetçi demokrat”

Nitekim MHP lideri Bahçeli'nin danışmanı Prof. Dr. Vedat Bilgin’in 6 Şubat 2007 tarihinde Zaman’da çıkan, demokrasiyi “milliyetçilik için bir imkân” olarak gördüğünü söylediği röportajda bu türden bir çabanın içinde olduğu görülüyor.
 
Fakat bu listenin arasına girmek istemeyecek ve istese de zihniyeti elvermediğinden, devletin kurucu ideolojisi olduğundan giremeyecek olan Kemalizm’dir/ulusalcılıktır. Yani "Kemalist/ulusalcı demokrat" olunamaz.

Şu sebeplerden dolayı:

Ulusalcılık/Kemalizm, devam etmekte olan demokratikleşmeye karşı çıkarken vatan-millet değerlerini araçsallaştırmaktadır.

Milliyetçilik ise, demokratikleşmenin vatan-millet gibi değerlere zarar vereceği kaygısından hareketle tepki geliştirmektedir ve demokratikleşmeyi bunlara zarar vermeyecek ölçü ve sınırda kabul etmektedir.

Ulusalcılar için milli değerler iktidarlarını meşrulaştırmak için kullandıkları araç iken; milliyetçiler için bunlar anlam dünyasının temellerini teşkil eder. Çünkü, ulusalcılar için demokratikleşme iktidar ve çıkar kaybı demektir.

Milliyetçilik için ise, popüler/toplumsal olduğundan, demokratikleşmeyle kaybedilecek iktidar yoktur. Kaybedilecek iktidarın olmaması ise, milliyetçiliğe demokratlaşma potansiyellerini açmaktadır.

Kızılelma Koalisyonu’nun çökmesi, tarafların birbirlerine yönelik eleştirileri ve ortaya çıkarılan çetelerin milliyetçi değil, ulusalcı olmaları bunu göstermektedir.

Çünkü Türkiye’de sağlıklı bir sivilleşme “milliyetçilik” içinden mümkün…

Milliyetçilik içinden sivilleşme ise, demokratikleşmenin devletçiliğe galebe çalmasıyla mümkün…

Bu noktada demokrat, sivil siyasi aktörlerin, en azından taktik olarak, demokratikleşme karşıtı ulusalcılığa karşı, popüler/toplumsal milliyetçilikle onun demokratlaşması yönünde konuşması, diyalog kurması gerekiyor.

Çünkü sivilleşme, devlet-toplum ilişkisinin demokratikleşmesiyse, devletin toplumu manipüle ettiği ideoloji olan milliyetçiliğin demokrasi yönünde yeninden düşünülmesi kaçınılmazdır.

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş

Bu haber 419 defa okundu.