Ergenekon'a devlette direnenler kim?

18 Şubat 2008 09:34 tsi
Başbakan Erdoğan, Ergenekon çetesine yönelik operasyonun devlet içinde bazı unsurları rahatsız ettiğini belirterek, "Bir sıkıntımız var. Hâlâ devletin içinde bu süreci yavaşlatmaya çalışan unsurlar var." dedi. iyibilgi soruyor: Sayın Başbakan, bunlar ki

atv'de "Başbakan'la Gündem" programında gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Ergenekon operasyonunun daha bitmediğini belirterek, "Bunun daha gerisi var. Ucunda kim olursa olsun sonuna kadar gidilecek" diye konuştu.

Türkiye'de asıl mahalle baskısını medyanın yaptığını vurgulayan Başbakan, AK Parti olarak ülkede kavganın tarafı olmadıklarını söyledi. "Öyle olsak meydanlardaki kalabalığın 10 katını toplarız." diyen Erdoğan, başörtüsüyle ilgili kurumsal mutabakatın oluşması için 5 yıl beklediklerini söyledi. Başbakan, TRT kanallarından birinin Kürtçe, Arapça ve Farsça yayın yapan bir kanal haline getirileceğini de açıkladı.

Başbakan Erdoğan, dün Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisinde Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Cemal ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'nun sorularını cevapladı. Programda en fazla gündemdeki başörtüsü düzenlemesi konuşuldu. Başbakan şu mesajları verdi: 

* Medya,mahalle baskısı yapıyor. Provokatif yaklaşımları ülkeye egemenmiş gibi gösteriyor.
 
* Hâlâ devletin içinde Ergenekon sürecini yavaşlatmaya çalışan unsurlar var.

* '411 el kaosa kalktı' ifadesine vekil olarak katlanamam. Bu ifade yenilir yutulur değil.
 
* Gerilimin tarafı değiliz. Öyle olsak meydanlardaki kalabalığın 10 katını toplarız.
 
* Kürtler asli unsur. TRT'nin bir kanalı Kürtçe, Farsça ve Arapçaya tahsis edilecek.

"Asıl mahalle baskısını medya yapıyor"

Asıl mahalle baskısının medya tarafından yapıldığını ifade eden Başbakan, kasıtlı haberlerle bazı provokatif yaklaşımların bütün ülkeye egemenmiş gibi gösterildiğini vurguladı. 'Akmerkez'de namaz', 'mini etekliye kezzap' ve 'Diyarbakır'da içki yasağı' gibi haberleri hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunlar geçmişte izlediğimiz senaryolardır. Bu olayların arkası deşildikçe bir bakıyorsunuz ki tamamıyla provokatif olaylar. Diyarbakır'da içki yasağı var denilen yerleri ben araştırttım. Biliyorsunuz, yasaya göre bazı mahallere yakın yerlere içkili mekan açılamaz. Fakat bu yasağı delebilmek için dernek kurmuşlar. Bu derneklerde hem kumar oynatmışlar hem içki servisi yapmışlar. Dernekler Yasası'na göre de kapatılmaları gündeme gelmiş. Kaldı ki bu yerler bizim partimize ait belediyeler değil."

"Benim ailemde de başı açıklar var, teminatları benim"

Başörtüsüne yönelik provokatif eylemler olabileceği uyarısını yapan Başbakan, vatandaşa, "Uyanık olalım." çağrısı yaptı. Türkiye'nin hiçbir mahallesinde 'başı örtülü-açık' ayrımı olmadığı halde varmış gibi bir hava oluşturulduğuna dikkat çeken Başbakan, şöyle devam etti: "Aynı ailelerin içinde başı açık-örtülü yaşamıyor muyuz? Benim kendi ailemde başı açık var. Kendi partimin içinde beraber yaşıyoruz, beraber mücadele ediyoruz. Başı açık olan da örtülü olan da benim kardeşimdir. Başbakan olarak benim vatandaşımdır. Hepsinin sorumluluğu bana ve iktidarıma, partime aittir. Bu ülkenin rejim bunalımı, sıkıntısı yoktur. Bunu çıkaranlar belli rantlar peşindedir; ama bu rantı ne iktidarım ne de partim kendilerine vermeyecektir. Yıllarca sömürdüler, artık sömürecekleri bir şey kalmamıştır."

Erdoğan, ülkedeki gerilimden anamuhalefet partisi lideri Deniz Baykal'ı sorumlu tuttu. Baykal'ın seçimlerden önce türban sorununu çözmek istediğine dair sözlerinin yer aldığı gazete kupürlerini gösteren Erdoğan, anamuhalefet liderinin şimdi meseleyi rejim meselesi haline getirdiğini anlattı.

Meclis'teki anayasa değişikliği konusunda atılan "411 el kaosa kalktı" manşetine yönelik kızgınlığını bir kez daha dile getiren Erdoğan, "Ben bir milletin vekili olarak bu ifadeye katlanamam. Çünkü bu ifade yenilir yutulur bir ifade değil. Bu ifade Parlamento'nun onuruyla oynamaktır, milletvekillerinin onuruyla oynamaktır." ifadesini kullandı.

Başbakan rejim tartışmalarının eskiden beri var olduğunu; ama her defasında içinin boş çıktığını da bildirdi.

Erdoğan, ek 17. madde ile ilgili tutumlarının da Anayasa Mahkemesi'nin tavrına göre netleşeceğini bildirdi. Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerindeki değişikliklerin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması halinde CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gideceğini hatırlatan Erdoğan, "Mahkeme şekil yönünden karar verecektir. Tersini verirse ne olacak bilemem; çünkü biz bu ülkede 367 hadisesini yaşadık." dedi.

İstesek alanlarda o kalabalıkların 10 katını toplarız

Alanlara, belli insanlar gelip toplanıyor. Onlar da benim vatandaşım. Ve oralarda bazı senaryolar düzenleniyor. Ben onları da sabırla izliyorum. Ama şu anda böyle bir şeyin karşısında eğer gerilim taraftarı olsam, o meydanlara 10 katını biz toplarız. Örgütüm buna müsaittir. Ama biz hep sabır telkin ediyoruz.

301. maddede kararlıyız, Parlamento'dan geçireceğiz

Biz inanç, düşünce, örgütlenme özgürlüğünden, eğitim, öğretim, teşebbüs özgürlüğünden yanayız. Ama, 'bunların sıralaması' dediğiniz zaman, bu olmaz . Biz, 301'i getireceğiz, o konuda kararlıyız, ondan sonra da Parlamento'dan geçireceğiz. Bu hafta, Vakıf Kanunu biter. Ondan sonra önümüzde 301 olayı var, Sosyal Güvenlik Kanunu var.

TRT'nin bir kanalı Kürtçe yayın yapacak

Kürtler asli unsur. Onların burada asimile olmak, entegre olmak gibi bir sorunu olamaz. İsteyen, istediği yerde anadilini öğrenmek için kurslar kurabilir. Bunu şimdi daha da geliştireceğiz. TRT'nin bir kanalını o bölgede tamamıyla Kürtçe yayın yapan, hatta Arapça, Farsça yayın yapan bir hale getireceğiz.

Zaman

Bu haber 533 defa okundu.