En Sıcak Konular

'Hakkı Devrim Adında Biri,Tatara Titiri'

17 Şubat 2008 20:38 tsi
'Hakkı Devrim Adında Biri,Tatara Titiri' Zaman gazetesi yazarı ve felsefeci Hilmi Yavuz, Radikal yazarı Hakkı Devrim'in kendisi hakkında yazdıklarına artık dayanamadı. Köşesinden Hakkı Devrim'e cevap veren Yavuz, Devrim için, onun Türkçe'den anladığı, 'tavukların anladığı kadardır' diye ya

Hilmi Yavuz/ Zaman

Hakkı Devrim Adında Biri,Tatara Titiri

Radikal Gazetesi'nin 'cihannüma' yazarı Hakkı Devrim, ipe sapa gelmez vesilelerle, bana sataşıp duruyor. Şimdiye kadar, hazrete cevap verme işini muazzez dostum İrfan Külyutmaz'a havale ediyordum.

İrfan Bey, kendi deyişiyle, 'icabının ifası zımnında', elhak, elinden geleni yapmıştır. Ama görüyorum ki, İrfan Bey'in, Hakkı Devrim'e haddini bildirmedeki o zarif yaklaşımı, işe yaramamış. Bu defa, zerafeti bir yana bırakarak, hazreti hizaya getirme işi bana düşüyor.

Değerli okurlarım hatırlayacaklardır: Geçen hafta Pazar günkü yazımda, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün Çankaya davetini hangi gerekçelerle kabul ettiğimi yazmıştım. Hakkı Devrim, Çarşamba günü, Radikal'deki köşesinde, benim açıklamalarımla ilgili olarak ibretle okunması gereken bir yazı yazdı. Benim Çankaya'ya niçin çıktığım konusundaki gerekçelerimi, 'hesap verme ihtiyacı' olarak yorumladı; Çankaya'ya gerçek anlamda yazar ve sanatçıların davet edilmesinin, Türkiye'de entelektüelin itibar yıkımına uğradığı bir dönemde, iade-i itibar sayılması gereken sembolik bir anlam taşıdığına ilişkin gerekçemi ise, 'tuhaf' bulduğunu yazdı.

Bu sözleri ibretle okumak gerekiyor;- ibretle, evet, zira, ben, geçen Pazar günkü yazımı, Çankaya davetini hangi gerekçelerle kabul ettiğim konusunda siz değerli okurlarımı aydınlatmak için yazmıştım. Bu daveti kabul edişime ilişkin olarak hiç kimseye 'hesap vermek' mecburiyetinde değilim. Üstelik, benden 'hesap sormak', hiç kimsenin haddine düşmemiştir!

Açıklamalarımı 'tuhaf' bulmuş Hakkı Devrim;- soruyorum: 'bunun neresi tuhaf?' Özal döneminde ve ondan sonra, Türkiye'de 'sanatçı' kavramının ne kertede yozlaştırıldığı; 'entelektüel'in 'entel' diye aşağılandığı bir statü düşüklüğü yaşanıyor. Bu daveti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı tarafından sembolik bir iade-i itibar olarak okumanın nesi 'tuhaf' gerçekten?

Hakkı Devrim, 'açıklama'yı 'hesap verme'kle, 'itibar iadesi' konusunu 'tuhaf' bulmakla, her şeyi birbirine karıştırma anlamında gerçek bir zihin perişanlığı sergiliyor. Üstelik, polis telsizi jargonuyla, benden 'şahıs' diye söz ederek!

Bu zihin perişanlığının arkasında, kökü bundan on yıl öncesine giden bir kuyruk acısı yatıyor. Hakkı Devrim, Radikal Gazetesi'nde bir Türk Dili bilirkişisi (!) sıfatıyla dil yazıları yazmaya başladığında, ben, onun yaptığı dil yanlışlarını tespit etmiş ve bir yazı yazmıştım. Bizim dönemimizde ilkokulda öğrendiğimiz, 'dahi' anlamına gelen 'de'nin ayrı yazılması gerektiğini bilmeyen bazı plaza bebelerine, bir elini gözlüğünün çerçevesine atarak, o güya çokbilmiş tavrıyla, 'bakın, bu ayrı yazılır!' diye ahkam keserken, kendi gözündeki merteği görmemiş olmasını, itiraf edeyim ki, biraz hınzırca bir üslupla, sarakaya almıştım. Ziya Paşa'nın dediğine tastamam cuk oturan bir durumdu kısacası: 'Anlar ki verir laf ile dünyaya nizamat/ Her türlü teseyyüp bulunur hanelerinde...' Başkalarında alelade dil yanlışları bulurken, kendi yaptığı vahim dil yanlışlarını fark edememek! Değerli okurlarım, bu zat-ı naşerif, bana bula bula ne cevap vermişti, bilir misiniz? 'Hilmi Yavuz'u bilirim. O kışın çorap giymez!' Evet, aynen böyle! Ve o günden bugüne bana taktı!

Hakkı Devrim'in cemaziyülevvelinden başlayayım. Babıali'de sıradan bir gazeteci iken, sevkü kaza ve kaderle 'Meydan Larousse'a ortak oldu. Kendini Ansiklopedi'de çalışan entelektüellerin (orada kimler yoktu ki: Adnan Benk'ler, Vedat Günyol'lar, Selahattin Hilav'lar, Oktay Akbal'lar, Berke Vardar'lar, Rauf Mutluay'lar...) üstünde bir konumda görerek 'büyüklük hezeyanları'na kapılmış olması anlaşılır bir şeydir. Eh, öyle ya, koskoca şu kadar cilt Larousse Ansiklopedi'sini çekip çevirmiş olması az şey midir? Hatta bazı safderunların, o koskoca Meydan Larousse Ansiklopedisi'ni Hakkı Devrim'in tek başına kaleme aldığını(!) zannettiklerini de biliyorum!

Okurlarımın bilgisine sunayım: Hakkı Devrim, Larousse Ansiklopedi'sinden sonra uzun yıllar, Çatalca'da tavukçulukla (evet, yanlış okumadınız, tavukçulukla!) iştigal etmiştir. Dolayısıyla da, Türkçe'den, ancak tavukların dilinden anladığı kadar anlamaktadır!



Bu haber 609 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,976 µs