Erdoğan Baykal'ı kendi sözleriyle vurdu!

17 Şubat 2008 15:41 tsi
Başbakan Erdoğan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını canlı yayında cevaplıyor. Rejim tehlikesi iddiasına katılmıyorum diyen Erdoğan, Baykal'ı 2002'deki sözleriyle vurdu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını canlı yayında cevaplıyor.

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisinde gerçekleştirilen ve Ergun Babahan'ın yönettiği proğrama Hasan Cemal, Mustafa Karaalioğlu, Prof. Dr. Beril Dedeoğlu gibi isimler de katılıyor.

Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:

AK Merkez'de şu olmuş gemilerde şu olmuş, Mersin Tarsus'ta şu olmuş... Geçmişte yaşanan olaylar gibi bunlarda provokatif olaylar olarak ortaya çıkıyor.

Şuradan Balmumcu'ya çıktığınızda Türkiye'nin nereye gittiği ortada... Çağdaş bir Türkiye.. Bazı konularda yaşalarımızın içinde çelişkiler var. Hiç bir şekilde yüzde yüz mutabakat diye bir şeyden bahsedemezsiniz. Bazı sorunları kurumsal mutabakatla çözmeliyiz. Bulunduğum makamı dikkate alarak bazı şeyleri değerlendirmeliyiz. Sessiz duran çoğunluğu temsilcisiyim.

İstersek meydanlara on katını toplarız. 411 eli kaos eli olarak nitelemek parlamentonun onuruyla oynamaktır. Bunu kimse niteleyemez.

Cumhurbaşkanın vereceği karar önemli. CHP destek bulursa konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürebilir. Bu ülkede 367 olayı yaşadığımıza göre mahkemenin vereceği kararla ilgili bir şey söyleyemem.

2002 yılında Sayın Baykal'ın seçim öncesi verdiği sözde türbanı sorun olmaktan çıkaracağım demiştir. Hatta bu sorunun çözümüne katkı vermek için türbanlılardan açık bir şekilde oy istemiştir. Asla bir gerilimin bir tarafı olamayız. Bu ülkede başörtülü veya başı açık diye bir ayrım asla olamaz. Olmamalıdır. Benim partimde bir ayrım yok.

Beril Dedeoğlu, türban konusunda yapılan çalışmaya üniversite ve akademik çevrelerin bakışı ile ilgili akıllara gelen acabaların giderilmesi yönünde nasıl bir çalışma yapılabildiğini sordu. Dedeoğlu 'bu bir rejim tartışmasına gider mi noktasındaki soru işaretlerine dikkat çekti..

Özgürlüklere bir bütün olarak bakıyoruz. Hiç bir siyasi parti başörtüsü sorununa bu konuda ben halka söz vermedim diyen çıkamaz. Bu bütün partilerin ortak bir sorunudur. Özgürlükler konusuna bakışımız ortada... Kopenhag kriterleri özgürlükler düzenlemesidir.

Biz parti olarak dini nitelik taşıyan bir parti değiliz. Rejimin tehlikede olduğu iddialarına katılmıyorum. Bir din devleti peşinde değiliz.

Beş yıl başörtüsü konusunda sesimizi çıkartmadık. Türban konusunda parlamonto desteği yüzde 80 halk desteği yüzde 73. Azınlık hukuku konusunda hassasiyetimiz var.

Anayasa'da kılık kıyafete atıf yok. Anayasamız bir ayrımcılık anayasası değildir.

Sırada 301 ve Sosyal Güvenlik Yasası var. Bunları da kısa sürede çıkartmayı planlıyoruz. Kimse kimseyi örtünmeye zorlayamaz. Laikliği kapsamlı anayasa değişikliğine koyduk. Kimse kimsenin yaşam alanına müdahale etmedi. Bizde böyle bir niyet yok. O kesimler bunları ortaya atıyor sonrada meselesini yürütüyor.

Konuşma metninin tamamı için lütfen tıklayın!

Bu haber 849 defa okundu.