Menderes, asıl kaosu açıkladı!

15 Şubat 2008 20:11 tsi
Eski milletvekili Aydın Menderes, Doğan medyasının gündeme getirdiği '411 el kaosa kalktı' iddialarına karşı çıktı. Ellerin kaosa kalkmadığını belirten Aydın Menderes, asıl kaosu anlattı:

Aydın Menderes, “Kaos, 411 milletvekilinin oyu için kaosa verilmiş oylardır diyen insanların kafalarında ve ruhlarındadır” dedi. Hilal TV’de yapımcılığını ve sunuculuğunu Feridun ve Arzu Erdoğral çiftinin yaptığı Basında Bugün programına katılan eski milletvekili Aydın Menderes AK Parti’ye ve MHP’ye bakın ne önerdi…

- Sayın Menderes tabii genel hatları itibariyle bazı açıklamalarda bulundunuz CHP Başkanı Deniz Baykal’ın açıklamaları ile ilgili olarak. Ben bu bağlamda gelinen son noktayı nasıl değerlendirdiğinizi sormak istiyorum?

- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın idam ve ihtilalden bahsetmesinin tam bir densizlik olduğunu söyledim. İki çok büyük yanlışlık yapmıştır ve yanlışlığında ötesindedir. Birincisi 48 yıldır bu milletin kapanmamış bir acısını yarasını belki de tarihte en büyük acısını bir kere daha depreştirmiş ve kanatmıştır. İkincisi ise Türkiye’nin meşru Başbakanını, Türkiye’nin resmi parti genel başkanına ihtilal ve idamla tehdit etmiştir.
    Akıl almaz sözlerdir ve Türkiyede demokrasiye, meşruiyete hukuk devletine inanan herkes Deniz Baykal’ı kınamalıdır. Ve Baykal da milletimizden ve Adnan Menderes’i seven onun hatırasını, acısını, muhabbetini yıllardır sinesinde, gönlünde, zihninde, hafızasında muhafaza etmiş kendinden sonra gelen çocuklarına, torunlarına intikal etmiş insanlardan mutlaka özür dilemelidir.

- Bu tartışmaların ana noktasında başörtüsü var. Yasağın kalkmasını birileri nasıl beceriyorsa laiklikle özdeştirebiliyor. Neyse ki laiklik her dine eşit mesafede özgürlük sağlar. Ama bunun tam tersi uygulanıyor ve bu olay parti kapatma tehdidine kadar varıyor siz bir siyasetçi olarak neler söylemek istersiniz parti kapatma lafsını ağzına alanlar için?
     
- Birincisi başörtüsünün ve özellikle bugün tartıştığımız türbanın üniversite de serbest olabilmesinin laiklikle hiçbir ilgisi yoktur. Sonuçta laiklik bir kıyafet tüzüğü, kıyafet dizanynamesi değildir ki. Bunun sadece din ve vicdan hürriyeti ile ilgisi vardır ve din ve vicdan hürriyetinin bir gereği olarak da türbanlı öğrenciler üniversitelere girebilmelidirler. Bugün için geldiğimiz bu nokta da artık çözüme yaklaştığımıza inanmak istiyoruz.

Sonra da bir partinin kapatılmasından bahsedilmesi bu tür sözlerin sarf edilmesi 2008 Türkiye’sinde hiç yeri olmamalıdır. Bu sözlere ayrıca cevap vermemeyi, önemsemediğim için bu sözleri cevap vermeyi gerekte duymuyorum. Bunların öfke ile söylenmiş lafın nereye gideceği hesap edilmeden söylenmiş sözler olarak kabul ediyorum. İnşallah kısa bir süre sonra da bu tür sözler tekrarlanmayacak noktaya gelinir.

- Başörtüsü yasağının kalkması için 411 milletvekili onay verdi ve maalesef bu bazı medya kuruluşlarında kaos eli olarak yorumlandı bu durum. Bunları düşünürsek ve eğer birileri bu ülkede kaos çıkarmak için bir şeyler yapıyor ise gençlerin bu oyuna gelmemesi için önerileriniz ne olur?

- Kaos, 411 milletvekilinin oyu için kaosa verilmiş oylardır diyen insanların kafalarında ve ruhlarındadır kaosu arayan kendileridir bir bardak suda fırtına koparmak isteyen kendileridir bu sözlerin Türkiye’de olumlu karşılanmadığını milletimiz tarafından hiç hoş karşılanmadığını biliyoruz. Nasıl biliyoruz 1950’den beri yapılan seçimler her biri bunun ayrı ayrı  ayrı kanıtını teşkil ediyor bu itibar ile bu sözleri ben tekrar altını çizeyim önemsemiyorum ancak bir hususun da altını çizmek istiyorum.

AK PARTİ VE MHP'NİN B PLANI, BELKİ C PLANI OLMALI

Türban konusunu halletmek için iktidarın oluşturduğu bir paket var. İki Anayasa maddesinin değişikliği eğer bunlar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeyecek olduğu takdirde YÖK kanununun geçici 7. maddesindeki değişiklik şimdi bu riskli diyebileceğimiz bir tasarıydı. Anayasa Mahkemesinin vereceği kararlar tartışmaya açıktır pek çok da bu tartışmanın tam göbeğine oturmuş kararlar vermiştir ve ilerde çok haksız çok yanlış adalete çok aykırı denilebilecek kararlar da verebilirler.

Ancak bu kararlar Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bir yerde son söz olduğunu yani üst merci olmadığı için kesin olarak uygulanacağı sonucunu da değiştirmez bu itibar ile bu noktaya gelindikten sonra Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar herhangi bir şekilde olumsuz bir yön taşır da bu türbanın üniversiteye girmesinin yeniden direkten dönmesine yani bunun gerçekleşmesine engel teşkil etmiş olursa mutlaka AKP’nin ve MHP’nin özellikle de AKP’nin iktidarın bir B planı gerekirse bir C planı olmalıdır. Ve mutlaka ve mutlaka meşruiyetin içerisinde demokrasinin anayasanın hukuk devletinin çizdiği çizgiler içerisinde artık türban üniversiteler de mutlaka serbest hale getirilmelidir.

Haber 7
 

Bu haber 533 defa okundu.