En Sıcak Konular

İşte türbanlı Baykal...

15 Şubat 2008 12:04 tsi
"Siz bu devlete türban giydiremezsiniz!..." dedi kendisi türban taktı!.... İşte türbanlı Baykal!....

“Siz bu devlete türban giydiremezsiniz” diyen Deniz Baykal'a türban giydirdiler. Hem de 'sıkma baş' olarak tabir edilenin modelden ve altında da bone var. Üstelik bone siyah renkte...

Yaşanan siyasi gerginliklerden, çıkan polemiklerden yola çıkarak ilginç kapaklarla çıkan mizah dergilerinin kapakları son zamanlarda bir hayli konuşuluyor. Haftalık haber dergileri arasında saygın bir yeri olan Gerçek Hayat Dergisi, en uç esprileri, en absürt çizgilerle birleştirerek tebessüm ettirdiği kadar tepki de çeken mizah dergilerini kıskandıracak bir kapakla çıktı bu hafta.

Dergi, “Siz bu devlete türban giydiremezsiniz” diyen Deniz Baykal'a türban giydirdi! Hem de 'sıkma baş' olarak tabir edilenin modelden ve altında da bone var. Üstelik bone siyah renkte…

Haftalık olarak yayın yapan Gerçek Hayat Dergisi bu haftaki sayısında, “Devlete türban giydiremezsiniz” diyen Baykal'a, fotomontaj tekniğiyle türban giydirdi.

İslamcılar kadar liberal kesiminde dikkatle takip ettiği Gerçek Hayat Dergisi, “Laikler Korkmayın Hepimiz Aynıyız” başlıklı kapak dosyasında, İslami kesime yönelik özeleştiri yaparken, türbana karşı sert muhalefetinden geri adım atmayan Deniz Baykal'a da türban giydirdi.

Eren Özdemir'in hazırladığı haber dosyasında, Baykal'a sadece fotoğrafla gönderme yapılırken asıl hedef ise İslam kesim. Haberde, İslami kesime yönelik ciddi özeleştiriler yapılırken, laik kesime de “korkmayın İslami kesimin radikal söylemleri yerini daha rahat yorumlara” bıraktı mesajı veriliyor

“Herkes kendine göre bir İslam algısıyla dinini yaşamaya başladı.” denilen haberde, 28 Şubat sürecinde kendini hesaba çekme ve kendiyle yüzleşme fırsatı bulan İslamcıların, ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşadıkları belirtiliyor. Modern hayatın baş döndürücü cazibesiyle değişim yaşayan İslamcı kesimdeki radikal söylemlerin yerini artık daha rahat yorumlara bıraktığı vurgulanırken, herkesin kendine göre bir İslam algısıyla dinini yaşamaya başladığı ifade ediliyor.

İslamcı camianın sert bir şekilde eleştirildiği dosyada, dindarların namaz ve başörtüsü gibi belirleyici özellikleri dışında diğer insanlardan bir farkının olmadığı, genç kızların artık farklı kreasyonlarla 'çılgın' tesettür biçimleri denediklerinin altı çizilirken, tesettürlü kızlar için şu ifadeler kullanılıyor:

İMAM HATİPLİ OLDUKALARINI GİZLİYORLAR

“Başlarındaki örtünün rengiyle uyumlu farlar sürüp full makyaj sokağa çıkmakta bir beis görmüyorlar. Ramazan ayını karnavala dönüştürüp, oruçlu bir günün akşamında genç bir müzisyeni dinleyerek kendilerinden geçebiliyorlar. Erkekler ise bu süreci daha hızlı yaşadılar. Sakallarından ve bıyıklarından vazgeçip, bol kesim pantolonların yerini blucinler aldığında zaten gümüş yüzükler çoktan çıkmıştı hayatlarından. Üstelik sanılanın aksine dindar erkekler kariyer için 'başörtülü eş' yerine 'başı açık' kızlarla evlenir olmuşlar, CV'lerinde İHL'li geçmişlerini gizlemeyi tercih etmişlerdi. Üstelik onların modern hayata eklemlenmeleri çok daha kolaydı. Çünkü 'başörtüsü' gibi onları ele verecek bir belirleyicileri yoktu. Olsa olsa içki içmemeleri şüphe uyandırabilirdi.

Bu öyle bir değişimdi ki dindar kimliğiyle bilinen kimi yönetmenler sinema filmlerinde eşcinsellerin varlığına işaret edip, kamerasını onların dramlarına odakladılar. İslamî duyarlılıklarıyla bilinen televizyon kanalları uzun süredir arabeskçi ve türkücülerin show programlarıyla ratinglerine tavan yaptırıyorlar. Kısacası artık dindarlar beş yıldızlı otelleri, turizm şirketleri, lüks siteleri, son model cipleri, güzellik merkezleri, sevgililer gününe özel ekler veren gazeteleriyle modern hayatın bütün nimetlerinden sonuna kadar yararlanıyorlar. Bu açıdan bakıldığında 'islâmi' bir yaşamdan giderek uzaklaştıklarını söylemek pek de abartı sayılmaz. Fatih'i hâlâ mahalle baskısının en yoğun yaşandığı yer olarak görenlerin başörtüsü satan dükkanların vitrinlerinde yer alan sevgililer gününe özel mesajları fark etmeyişlerine ise inanmak zor. “

TEHDİT EDECEK HİÇ BİR ŞEY YOK

Gerçek Hayat Dergisi'nin kapak dosyasına görüş veren Sosyolog Abdurrahman Aslan ise, Müslümanların cenahında kimseyi tehlikeye sokacak, tehdit edecek bir şey olmadığını belirterek, “Tam tersine Müslümanların yaşadığı değişim bizzat Müslümanların kendisini tehdit ediyor. Onun için endişelenecek bir şey göremiyorum açık konuşmak gerekirse.” diyor.

28 Şubat bunu görmemize yardımcı oldu. Müslümanlar hem yaşam düzeyinde hem de entelektüel düzeyde buna hazırlıklıydılar. 28 Şubat sadece bunu görünür kıldı. Birden bire aniden başlayıp devam etmedi. Uzun zamandan beri İslamcı söylemin böyle bir problematiği var. Modern dünyaya karşı her ne kadar muhalif olsa bile aslında modern dünya ile aşk ve nefret ilişkisi içindeydi ve onu da biraz özümsemek istiyordu. Yeni kuşaklar bunu kolaylıkla özümsediler. Özümsedikleri de ortaya çıktı. Müslümanlar farklı bir form içinde yaşamak istiyorlar. Laiklerden farklı bir form. Onların yaşadığı hayatı kadınlarımız başörtüsüyle erkeklerimiz de sakal ve cüppeyle yapmak istiyorlar. Özde onların yaptığından farkımız yok. Benim de kişisel olarak dikkat çekmek istediğim nokta bu. Görünüşte belki farklılık var. Biz ve onlar arasında diyelim çok önemli bir fark yok tehdit edici bir unsur yok. Kemalist modernleşme her şeyi dış görünüşe indirgediği için Müslümanların bu değişim sürecini anlamak istemiyor.

“Başörtüsü gibi düzenlemeler kesinlikle laikliği tehdit etmiyor.” diyen Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır ise, “Söz konusu olan hala AKP ve onu takip eden kesimlerin demokrasiyi tam olarak sindiremedikleri, anlamadıkları çok da fazla umursamadıklarıdır” diyor.

aktifhaber 


 

 



Bu haber 2,332 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,704 µs