En Sıcak Konular

'Üçüncü yol her zaman doğru değildir!'

15 Şubat 2008 15:07 tsi
'Üçüncü yol her zaman doğru değildir!' Başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına yönelik yasal düzenlemenin yapılması için AK Parti ve MHP’nin mutabakat arayışı sırasında, aydın ve entelektüeller, ikiye bölünmüştü. Yasağı savunanlar ile özgürlükçüler... Ardından üçüncü bir grup

Taraf yazarı ve Genç Siviller’in üyesi Yıldıray Oğur’la ‘Hem özgürlük hem laiklik’ sloganını, üçüncü görüşü ve Türkiye’de demokratlığı konuştuk…

ÜÇÜNCÜ YOL HER ZAMAN DOĞRU YOL DEĞİLDİR

Üçüncü görüşü kimler savunuyor?

‘Hem özgürlük hem laiklik’ metnini imzalayan insanlar daha çok solda yer alan ve kendilerini demokrat olarak tanımlayan insanlar.

Bu görüşe göre yasak karşısında bir tavır alınmıyor?

Üçüncü yol her zaman doğru değildir. Bazen bazı konularda tutum almak gerekir. Burada bir yasak var. Bu yasağa karşı bir tutum almak zorundasınız. Ya desteklersiniz, ya karşı çıkarsınız. Bu denli uzun gerekçeler sıralamanın bir anlamı yok.

Bu söylemi benimseyenlerin ‘Hem özgürlük, hem laiklik’ diye bir metinleri var. Eğer o metne bakarsanız, bir sürü mahcup ifadeyle kendini açıklamaya çalışan bir metin görürsünüz. Metnin kendisi çok sorunlu.

SANKİ ÖZGÜRLÜK VE LAİKLİK BİRBİRİNE TERS!

Bir kere adı: ‘Hem Özgülük hem laiklik!’ Sanki özgürlük ve laiklik birbirine tersmiş, başörtüsü özgürlüğü laikliğe engelmiş gibi.

Genel olarak bu kesimin AKP ile bir sorunu var. AKP ile bir demokratlık yarışına girmiş durumdalar. ‘AKP değil, biz demokratız’ şeklinde bir pozisyon alıyorlar ki, bu da çok sağlıksız bir şey.

Metnin başörtüsü kousundaki görüşü nedir?

Başörtüsü konusunda metin, ‘Modernleşme anlamında pek çok sorun ortada dururken, neden başörtüsü yasağının kalkması için bunca yaygara koparılıyor?’ diyor. Siz haftalar önce 301 ile ilgili imza toplarken, ‘Neden başörtüsünü hatırlamadınız?’ diye sorarlar o zaman.

Türkiye kimse diğerlerinin sorunlarına duyarlı değil. Başörtüsü sorununu çok basit görüyorlar. Bu denli temel, eski, toplumsallaşmışlaşmış, etkili ve vahşice uygulanan bir yasak oysa…

Bu insanlar AB’ye girmeyi samimiyetle savunan insanlar oysa. Neden başörtüsü yasağı konusunda da AB gibi davranmıyorlar?

AB’ye girmeyi savunan bir insanın başörtüsü yasağı karşısındaki pozisyonu olmamalıdır.  Çünkü AB ülkelerinde böyle bir yasak yok. Çok kültürlü bir yapıya doğru bir gidiş var. En son İngiltere başpiskoposu Müslüman yurttaşlar için Şeriat kanunları bile istedi. Bunların rahatça tartışılabildiği bir yer AB. Bu sebeple, AB’yi savunan insanların bu konuda daha demokrat bir pozisyon alması beklenir.

Ama Türkiye’de AB’yi savunmanın her zaman demokratlıkla ilişkilendirilmemesi gerekir. Ertuğrul Özkök de AB’yi savunuyor. Fakat o, ‘Atatürk de bize bu hedefi göstermişti’, ‘Çağdaş olalım, modern olalım’ gibi söylemlerle, daha çok çağdaşlık söylemleriyle yaklaşıyor AB’ye. O çağdaşlık kavramının içini de kendileri dolduruyorlar. Avrupa’nın kafalarındaki kavram uymadığı yerlerde de onalar kızıyorlar!

BAŞÖRTÜSÜ TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ FAY HATTI!

Bu modernleşme kavramını daha pratik ele alıyorlar. Siyasal ya da ekonomik çağdaşlaşmadan bahsetmiyorlar. Türkiye’de bu modernleşme anlayışında hastalıklı bir taraf var. Batılılaşma gibi düşünülüyor. Halbuki, batılılaşmada, farklı türlerde modernleşmeler de mevcut.

Başörtüsü bu batılılaşmanın neresinde duruyor?

Biz bu modernleşme projemizin hastalıklarıyla yüzleşiyoruz aslında. Başörtüsü de bunu temsil ediyor. Başörtüsü tartışması aslında sadece başörtüsü tartışması değil. Gerçekten siyasi bir simge, ama onların kastettiği gibi değil. Türkiye’nin en büyük siyasal ‘fay hattı’nı temsil ediyor.

Türkiye’de başörtüsü üzerinden modernleşme projesini, modernleşme zihniyetini tartışıyoruz. O yüzden bu kadar sert bir tartışma oluyor. Bu sebeple herkes hemen pozisyon alıyor, halk yakından takip ediyor.

MODERNLEŞME TÜRKİYE’DE BİR PROJE GİBİ YÜRÜTÜLDÜ!

Modernleşmeden ‘proje’ olarak bahsediyorsunuz? Bu bir dayatma mıydı Türkiye için?

Türkiye modernleşme projesi, özgürlük ve demokrasi arasında bir çatışma oldu her zaman. Modernleşme Türkiye’de bir proje olarak yürütüldü çünkü. Proje olduğu zaman da halk bu işin öznesi  değil nesnesi oldu. Oysa demokrasi halkın özne olduğu bir yönetim biçimi. Burada bir çelişki var. Modernleşmede belki halk nesne olabilir ama demokratikleşmede halk nesne olamaz, özne olmak zorundadır. Bu yüzden de darbeler oluyor sürekli. CHP dışındaki hiçbir parti meşru sayılmıyor. Kamusal alan için belli bir ideoloji var.

Temel sorun şu: Türkiye’deki modernleşme ile demokrasi ve özgürlük arasında bir çatışma var.

27 NİSAN BİR MUHTIRAYDI

27 Nisan bir muhtıraydı. Birilerinin çıkıp bir şeyler söylemesi gerekiyordu. ‘Ne şeriat ne darbe’den öteye bir şey söyleyen olmadı. Biz de Genç siviller olarak ‘Ne darbe ne darbe’ dedik o zaman. Televizyona çıkıp, ‘Darbe çok kötü ama AK Parti de çok hatalar yaptı’ dediler. Bu da ‘Tecavüzcü suçlu ama kız da mini etek giymeseydi!’ demek gibi bir şey… Kemalist ve solcu demokratların dillendirdiği bir şeydi bu daha çok.

‘Hem özgürlük hem laiklik’ demekle, ‘Ne darbe ne şeriat’ demek arasında bir fark yok aslında bu konuda tutarlı sayılabilirler. Aslında gerçekten demokrat birisi burada, ‘Hem özgürlük hem özgürlük’ demelidir.

www.iyibilgi.com özel Kaan Kıymaç



Bu haber 1,355 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,297 µs